Bölüm 8

99 47 52
                                    

Beğeniler çok düşük... Ama yine de yazmaya devam edeceğim iyi okumalar :)
-----------------------------
~Çağla Demir

"Daha iyi misin şimdi?" dedi kömürlere sahip Tuğkan

Başımı sallamakla yetindim.

Tuğkan yanıma oturduğu yataktan kalkıp diğer taraftaki yatağa ilerledi. Karşıdaki yatağın yanındaki ahşap komodinin üzerindeki sürahi ile bardağa uzandı. Elinde bir bardak su ile geri döndü.

"Teşekkür ederim" dedim kendimi bile zar zor duyduğum sesimle

Suyu elime aldığım gibi kafama diktim. Bardağı indirdiğimde Tuğkan'ın yanımda oturduğunu fark ettim.

"Nasıl hissediyorsun kendini?" dedi gözlerini bana dikerek

"Nasıl hissetmem bekleniyor?" dedim ruhsuz bir şekilde

Gözlerini benden kaçırdı ve derin bir nefes aldı. Sonra yeniden kömür gözlerini benim yosunlarıma dikti.

"Nasıl hissettiğini biliyorum. Sende, benim geçmişimi görmem bir kez daha pişman ediyor."

Dediklerini pek anlamasam da belli etmedim.

"Ama, artık buraya girdin. Yani çıkışın yok... Bu yüzden bir an önce alışıp toparlanman gerekiyor. Tabi hayatta kalmak istiyorsan..."

"Nasıl çıkışım yok?"

"Kabullenmesi zor, ama şimdiden söylesem iyi olacak. Buradan kaçamazsın, diyelim ki bir şekilde kurtuldun. Huzurlu bir yaşam kuramazsın. Dünyanın öbür ucunda olsan bile bulunursun. Ve buldukları zaman öldürmezler. Daha kötüsünü yaparlar."

Avuçlarımla pikeyi sıktım istemeden. Gözlerimi kaçırıp karşıya baktım. Nasıl yani? Ne kadar sıkıntılı olsa da huzurlu yaşamıma geri dönemeyecek miydim?! Aklıma geride bıraktığım Ece ve Hatice teyze geldi. Derin bir nefes alıp duyduklarımı sindirmeye çalıştım.

"Dediğim gibi kabullenmesi zor"

Dediğini umursamadan konuştum.

"Ne olacak o halde?"

"Öncelikle günlük ve basit görevlerden başlayacak bir yandan da bizden ders alacaksın. Hazır olduğunda günlük görevlerin üstüne bizim gibi önemli görevlerde iş birliği yapacaksın. Rütben de buna bağlı yükselebilir tabi."

"O nasıl oluyor?"

"Dövüş, bilgisayar, silah, keskin nişan, psikoloji gibi konularda sana yardımcı olacağız diyelim. Rütbeyi diyorsan o da başarılarına göre seviye atlıyorsun." Omuz silkti "Oyun gibi düşün."

"Oyun?" deyip güldüm ister istemez

"Nasıl düşünmek istersen... Şimdi uyu, zaten yarın yeteri kadar yorulucaksın."

"Saat kaç?"

"5, soruların bitti mi artık?"

Yüzümü buruşturup pikeyi üzerime çektim. Karşıdaki yatağa yatıp bana sırtını döndü. Ben kaçmayayım falan diye nöbetçi tutmuşlardı başıma bunu herhalde.

Gözlerimi geride bıraktıklarımı düşünerek yumdum.
--------------------------
~Çağla Demir

"Uyan bakalım, uykucu!"

Başımda konuşan bir adet Ege ile uyandım. Yatakta oturur pozisyona gelip ona uyku sersemliğiyle ona baktım.

"Bu kadar çabuk uyanacağını beklemiyordum doğrusu" dedi gülerek

Her zamanki gibi neşeliydi benim aksine

Senin derdini mi düşünmesini bekliyorsun Çağla?

İç sesime hak vererek Ege'ye hitaben konuştum.

Kod Adı: KARTALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin