11. Bölüm

116 4 0
                                    

Ayy bayağıdır bölüm atmıyordum. Yazdığım şeyleri unutmuşum hep sjksks

Yavaş ilerlediğimi fark ettim. Bu yüzden biraz hızlanma vakti geldi diye düşünüyorum. Artık aşk, olsun yaniiiii.

Bölümlerde değişiklik olacaktır!
İlk altı bölümü biraz değiştirmek istiyorum. Yazım hatası veyahut başka ufak şeyleri değiştireceğim.


Okurken, lütfen yorum yapın. Nasıl bulduğunuzu merak ediyorum. Tavsiye de verebilirsiniz. Ona göre de kurguya bir şeyler katabilirim.


♟️

|Konuş benimle sevgili, gözlerin artık öyle bakmasın...|

Altı yıl önce:

Bugün hayatımda hiç heyecanlı olmadığım kadar heyecanlıydım. Sevdiğim koca oğlan bugün doğmuştu. Onun için aldığım hediyeyi vermek istiyordum hemen. Nasıl bulduğu benim için çok önemliydi. 15 yaşında ki bir genç kıza göre, ne büyük duruyordum ne de daha aşağısı. Tam yaşımı gösteriyordum. Ama gel gör ki ben onun gibi büyük görünmek istiyordum.

Okulumun bir kilometre kadar aşağısında denk geldiğim bir antikacı sayesinde bu mükemmel hediyeyi ona verebilecektim. Antikacı nereden aklıma geldi derseniz?

Nostalji seven bir insanım. Onun yanı sıra, sıradan ve piyasada olan herhangi bir şeyi, hediye olarak vermek istemiyordum. Bir şekilde antikacıdan güzel bir şeyler bulabilirim umuduyla oraya girdim.

Kısacası; bu elimde ki eski ama yeni gibi duran, tamirden geçmiş, bir de saat kayışı gerildiği için, içinde ufak ama bi o kadar da anlamlı bir söz yazan saati aldım. Farkeder miydi, bilemem.

Elimde ki saatle bahçenin ortasında kurulmuş masada bekliyordum. Serpil teyze oğlu için güzel bir doğum günü organizasyonu yapmak istediği için tanıdık tüm herkesi çağırmışlardı. Bahçe o kadar güzel süslenmiş ki durup durup fotoğrafını çekiyordum. Heyecanlıydım, tıpkı o günkü gibi.

Baran'a aslında geçen seneye kadar abi gözüyle bakıyordum. Onun için gerçekten hiç bir şey hissetmiyordum. Ta ki Mukaddes abla ile konuşana kadar.

"Kız Alçin, küçüksün falan ama... Baran'a da yakışırsın kız.Hem seninle de ne güzel ilgileniyor öyle." O zaman bu söylediği şeyler beni çok düşündürmüştü. Onun bana olan her hareketi artık gözümde abi gibi gelmemeye başlamıştı. "Aralarında da yaş farkı çok yok. Hele bi yeşersin, büyüsün. O zaman ne güzel bir çift olurlar." O günün son sözleri bunlardı. Hiç aklımda olmayan Baran'ı, kuaför Mukaddes abla sayesinde bir senedir seviyordum.

Herkes oradan oraya koşturuyor, bir şeylerin ucundan tutuyorlardı. Bense masada oturmuş ona vereceğim hediyeye vereceği tepkiyi düşünüyordum. Baran çok kibar ve nazik birisiydi bana karşı herhangi bir kötü davranışı olmamıştı. Bazen abimden daha çok sevdiğim bile olurdu.

Evin içinden gelen bağırtı sesleri ile Abimle Baran'ın geldiğini anlamıştım. Ayağa kalktığımda herkes yerlerine geçmiş, pastayı da Zeynep diye bir kız tutuyordu. Serpil teyzenin öve öve bitiremediği Zeynep. Baran evet dese hemen evlendirirdi bunları. Tabi ben Zeynep'i hiç ama hiç sevmiyordum.

Abim Baran'ın gözlerini tutmuş, sıkıca eliyle gözlerine bastırıyordu. "Ya oğlum bu ne böyle çocuk gibi," Baran huysuzlanıp, herkesi güldürmüştü. Abimde elini Baran'ın gözlerinden çekmişti. Tabi herkes güldüğü için açmak zorunda kalmıştı. Gözünü açtığı an herkesin -iyi ki doğdun Baran- diye bağırması ile, ben de alkışladım. İyi ki doğmuştu. İyi ki onu sevmiştim. Çokça iyi ki...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RÜYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin