7.bölüm

351 22 36
                                    

Arkadaşlar çok az okunma olduğu için belli bir gün veremiyorum yayınlama için. Yorum yapıp duygularınızı belirtin lütfen, nasıl bulduğunuzu merak ediyorum.

                 |Göz görür gönül yanılır|
          
                                    ♟️

Bir gün, sen büyüyüp o hep sevdiğin adam için artık kalbin acıyacak deseler; küçük ben inanmazdım. Kalp acımazdı ki...
Küçükken tek derdi onunla oynamak ve hep aynı takımda olmak olan ben, artık oyun için değil gerçekten hayatımda bir yeri olmasını istiyordum, büyümüştüm çünkü...

Büyümüştüm evet, ama hiç başkasını sevebileceği ihtimalini ele almamıştım. Aldırmamıştı çünkü... O hep takındığı sert yüzü, tavırları bana birini sevebileceği ihtimalini vermemişti. Neden Alçin? O böyle diye birini sevemez mi?

Tabi ki sevebilir. Her insan sever, aşık olur. Tıpkı benim gibi. Bazıları çok şanslıdır aşkları karşılıklıdır, bazıları ise şanssız ve platoniktir. Şanssız olan bendim. Duygularını şu zamana kadar hep içinde yaşayan da bendim...

Yere çöktüğüm de duvara sürtünen kolum soyulmuştu. Uzun süredir yerde oturduğum için kalkmak istedim ama, sızlayan kolumla hafif mırıltı çıktı dudaklarımdan. Kendimi toparlayıp eve doğru yürüdüm. Anahtarımı çantamdan çıkartıp kilide soktum. Anahtar ile çevirdikten sonra dil yuvayı bırakmıştı ve kapı açıldı.

Sessizce içeriye geçtim. Annemler uyumuş olmalıydı, ışıklar kapalıydı çünkü. Odama girip kapıyı kapattım. Üzerimi değiştirecek halim yoktu, kendimi direkt yatağa attım. Havalar ne kadar ısınsa da yorganım hep yatağımda dururdu. Kafama kadar yorganı çekip gözlerimi kapattım. Kapanan gözlerim zihnimi bulandırıyordu. Kafamda dönüp duran cümleler, kızı öpmesi...

Sabah karnımın guruldamasıyla uyandım. Ellerimi başımın üstünde esnetirken, birden gözlerim karşımda oturan abimle iyice açıldı. Kollarını bağlamış bana bakıyordu. Yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geçtim. Abim her hareketimi dikkatle izliyordu. Konuşmasını bekledim.

"Günaydın," dedi, sakin bir tonda. Sakin olacak tabi de, neden gelmişti. Dün en son ne olmuştu?

"Günaydın," dedim ben de.

"Nasıl oldun? Düne göre daha iyisin sânki,"dedi.

"İyiyim," dedim, dünkü olanları hatırlayarak. "Ben dün çok saçma bir şey için ağlamışım. Sarhoşluğuma ver lütfen. Seni üzdüysem özür dilerim," dedim.

"Beni üzmedin, aksine ben sana üzüldüm. Neden ağladın?" dedi.

"Neden ağladığımı söylemek istemiyorum. Sadece fazla abarttım," dedim. Kafasını onaylar bir biçimde salladı.

"Tamam, üzerine gitmek istemiyorum. Hadi şimdi kalkta kahvaltı yapalım. Sofrayı ben hazırladım," dedi, neşeli bir sesle.

Dudağımın sağ tarafı hafifçe kıvrıldı. Abimdi işte, benim abimdi o. Hep bana kahvaltı hazırlayan abim...

Abim de odadan çıkmıştı. Yataktan kalkıp pencereyi açtım. Dün içmiştim ve üzerim hep kokuyordu. Akşam kıyafetimle yattığım için bir çırpıda elbiseyi üzerimden çıkarttım. Kendimi direkt duşa attım. Suyun içinde belli bir süre durduktan sonra üzerimi giyinip odama tekrar geçtim. Saçımı güzelce tarayıp, kahvaltıya gittim. İçeriye girince herkes bana dönmüştü. "Günaydın," dedim herkese.

Aynı sekilde karşılık verdiklerinde sandalyeyi çekip oturdum. Karnım çok acıkmıştı, ki zaten o yüzden uyanmıştım.
Ekmeğin içine domates, iki dilim salam ve biraz peynir serpip sardım. Hızlı bir şekilde yemeğimi yiyip sofradan ayrıldım.

RÜYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin