Bölüm 5-Üniversite hayatımın ilk günü

31 0 0
                                    

Nihayet okul günü gelmişti Leyla dün gece geç geldiği için oturup doğru düzgün konuşamamıştık sabah kalkar kalkmaz yanına gittim ve yanına kıvrıldım. Gözlerini açtığını farkettiğimde;

"Bu çocuğun derdi ne Leyla? " diye sormaktan kendimi alamamıştım.

Leyla tuhaf bakışlarla gülümsedi.

"Sana da günaydın hayırdır sabah sabah bu ne öfke?"

"Ali midir nedir ne kadar kaba bi çocuk öyle yaptıklarını gördün mü? "

"Aslında bende tam olarak anlam veremedim güzelim ama senlik bi durum değildir canı bi şeye sıkkındı kesin."

"Öyle ya da böyle sonuçta ilk defa tanıştığı biriyim bu kadar kaba olmak zorunda mıydı? "

"Boşver takma sen Ali'yi iyi çocuktur aslında zamanla alışırsınız birbirinize"

"Aman benden uzak olsun neden alışacakmışım ben ona"

Leyla gülümseyerek yataktan kalktı ve duşa geçti bende hazırlanmak için odama gitmiştim bugün okulun ilk günüydü ve şık olmak için dolabımın karşısında epey vakit harcamıştım. En son gözlerimle uyumlu olduğunu düşündüğüm gök mavisi gömleğimi altına da vazgeçemediğim jeanlerimden birini geçirdim belime kadar gelen saçlarımı salık bırakmayı tercih etmiştim.

Sınıfa girdiğimde bir sürü tanımadığım insan vardı. Hemen boş bi yer bulup oturdum çok geçmeden yanıma beyaz gömlekli birinin oturduğunu farkettim

"Merhaba ben Fatih deyip gülümsedi."

Kabalık etmek istemediğim için aynı şekilde karşılık verdim ve tebessümümün ardından önüme döndüm.

Nihayet bi mola vermiştik henüz tam olarak bi arkadaş edinemediğim için hemen telefona sarılıp Leyla'yı aradım. Kantinde oturduklarını söyledi. Kantini biraz aradıktan sonra sonunda bulmuştum. Ali'nin orda olmaması için dua ediyordum ki girer girmez göz göze gelmiştik. Benim oturmamla yüzünün düştüğünü farkedebiliyordum ama yapacak bi şey yoktu rahatsız olduysa gidebilirdi. Mehmet ve Aslı da oradaydı Ali'nin aksine beni gördükleri için sevinmiş gibiydiler. Aslı da tıpkı Leyla gibi çok sıcak ve konuşkan bir kızdı koyu bi sohbete dalmış gülüşürken Ali'nin bizi izlediğini hissedebiliyordum. Ona baktığım için rahatsız olduğunu söyleyen çocuk şimdi aynı şeyleri kendisi yapıyordu onu kıskıvrak suç üstü yakalayabilmek ümidiyle bir anda ona döndüm. Ama nafile başımı döndürmemle kalkması bir olmuştu, sanki yapacağımı tahmin etmiş gibi.

Ders saatinin geldiğini farkedince bir hışımla bende kalkmıştım. Neyse ki bu ders fazla uzun sürmedi. Leyla'nın dersi erken bittiği için eve geçmişti. Bende yorgunluktan bitap düşmüş evin yolunu tutmuştum. Arkamdan birinin seslendiğini duyunca bi an durakladım seslenen Fatih'ti, vaktim varsa eğer kahve içmeyi teklif etmişti. Tam o sırada yeşil yeşil gözleriyle bakan Ali'yi gördüm, evet tam olarak bana bakıyor hatta vereceğim cevabı dinliyordu tabi bunu belli etmemeye çalışıyordu.

Sanki kabul etsem Ali üzülecekmiş gibi hissettim bi an, tabi sonra saçmaladığımı farkettim çocuğun umrunda bile değildim. Ama yine de çok yorgun olduğumu eve gitmemin daha iyi olacağını kibar bi şekilde izah etmiştim. Aslında Fatih çok yakışıklıydı. Simsiyah gözleri vardı saçları hafif dağınık boyu da benden bi hayli uzundu. Bir çok kız yanından geçerken iç geçiriyordu eminim. Ama nedense o an dikkatimi çekmemişti teklifi.

Eve geldiğimde Leyla'nın uyuduğunu gördüm bir gariplik vardı Leyla kolay kolay gündüzleri uyumazdı. Yanına yaklaştığımda ses yapmış olacağım ki bir anda uyanmıştı. O an farkettim ki Leyla'nın gözlerinin altı şişmiş

"Kuzummm ağladın mı sen neyin var böyle "

"Deniz ya ben ne günah işledim"

"O nerden çıktı şimdi "

"Mert'le ayrıldık artık beni istemiyormuş başka bi kıza kaptırmış gönlünü ve onunla çok mutluymuş"

"Vay şerefsizz demek istemiyormuş seni, üstelik sen askerde olmasına rağmen onu beklerken"

Kendime engel olmaya çalışsamda kendimi tutamamıştım Leyla Mert'in askerliğinin bitmesini, bir an önce gelmesini beklerken onun yaptığı da neydi böyle ?

Erkek değil mi hepsi aynıydı işte. Leyla'nın kafasını dağıtmak için bi şeyler yapmalıydım. Evde durdukça duvarlar üstüne geliyordu eminim hemen Aslı'yı aradım olayı kısaca özetledikten sonra ne yapmamız gerektiğini sordum. Her zaman gittikleri bi gece kulübü olduğunu orda buluşabileceğimizi söylemişti. Leyla'yı hemen kaldırıp ağlamaktan yüzüne bulaşan makyajını sildim üzerine temiz ve geceye uygun kıyafetler verip kendi üzerimi giyinmeye geçmiştim üzerime rahat ama bi o kadar da seksi olduğunu düşündüğüm bluzumu giydim altıma her zamankinin aksine mini bi etek gitmiştim. Mini etekle pek aram yoktu ama ara sıra giymek işime geliyordu. Ortama ayak uydurmak gerekirdi.

Aslı'nın attığı konumla kulübü bulmuştum sonunda, Leyla'nın yolu tarif etmesini geçtim konuşmaya bile hali yoktu. Bırak beni ben eve diyeyim diye mızmızlanıp durmuştu yol boyu.

Kulübe girdiğimizde Aslı yanımıza geldi, gürültü olduğu için bağırarak konuşuyorduk. Yanında her zamanki gibi Mehmet vardı tahminim doğruysa eğer ikisi sevgiliydi ya da birbirlerinden hoşlanma aşamasındaydılar. Neyse ki gürültü kısa süre sonra sona ermişti o an gözüm Fatih'i gördü tesadüfe bak dedim içimden o an onunla konuşacak halimin olmadığını farkedince görmemezlikten geldim ve arkamı döndüm. Dönmemle kafamda bi acı hissettim. Of Deniz kime çarptın acaba sakar şey! Gözümü açtığımda kaşları çatılmış kızgın kızgın bana bakan Ali'yi gördüm.

" Biraz dikkat etsene be kızım"

Bu ne ya arkamda dikilen kendisi dönüp çarpışınca suçlu ben. Bu çocuk ciddi anlamda beni kızdırmaya çalışıyordu. Ama bu defa altta kalmayacaktım.

" Ben mi dedim sana arkamda dikil diye. Hem suçlu hem güçlü şuna bak"

"Şimdi de sakarlığını bana mı yüklemeye çalışıyorsun? Hem senin ne işin var burda beni mi takip ediyorsun sen?"

"Bu ne kendini beğenmişlik ya ben neden seni takip edecek mişim ? Asıl sen mi beni takip ediyorsun." derken ona bi adım daha yaklaşmıştım bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama nefesini hissedebiliyordum gözlerinin rengi yakından daha da güzel gelmişti. O da durumun farkında olacak ki bi an durdu sadece gözlerime baktı neden durduğunu bende anlamamıştım ama bu hoşuma gitmişti. Ve her zaman yaptığı kabalıklarından birini yapıp hiç bir şey söylemeden uzaklaşmıştı. Bense ilk defa bu kadar yakın olmanın verdiği heyecanla olduğum yerde kalmıştım yanaklarımın kızardığını da hissediyordum. O anda bi ses kendime gelmemi sağladı.

"Ah aptal kafam neden seni başıboş bıraktım ki ben, neden içtin bu kadar yazık değil mi kendine "

bir yandan Leyla'yı teselli etmeye çalışıyordum bir yandan da midesinden çıkan biralara bakıyordum. Bu çok tiksindiriciydi ama mevzu Leyla olduğunda bunun bi önemi yoktu.

Özür DilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin