Arkadaşlar selam!
Müzik kutusunu aslında ben daha önce yayınlamıştım ama içime sinmeyen birkaç şey olduğu için yayından kaldırdım ve o sırada birkaç dünzenleme yaptım. Şimdi ise tekrar karşınızdayım ve bu maceraya tekrardan başlıyoruz.
Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.
Yeniden yayınlanma tarihi:
13/03/2024 🎸İyi okumalar <33
🎶
Bugün benim için çok sıkıcı bir gün oluyordu. Neyse ki son dersti. Artık dersi de dinlemeyi bırakmıştım. Yanımda oturan yakın arkadaşım Cansın'a baktım. Hocaya, pardon derse kendini o kadar kaptırmıştı ki onu dürtmem bile işe yaramamıştı. Pes edip defterime bir şeyler karalamaya başladım. Resim çizmek benim bir tutkumdu. Hele ki bir de derste defterin kenarına bir şeyler çizmeye bayılırdım.
Profesör "Evet bugünkü dersimizi bu kadardı," dediğinde sevinçten çığlık atmamak için kendimi zorladım. Hemen eşyalarımı toplamaya koyuldum ama Cansın hala dersin hocasını izlemekle meşguldü. Emir hoca 30'lu yaşlarının ortalarındaydı ve bekardı. Tamam kabul ediyorum yakışıklıydı da ama Cansın'ın bütün ders boyunca adama melül melül bakmasını anlamlandıramıyordum.
Çantamı omzuma taktım, Cansın'ı da kolundan çekiştirdim. O da eşyalarını topladı ve amfiden çıktık.
Cansın ile liseden tanışmıştık ve o günden beri en yakın arkadaştık. Aslında Antalya'da yaşıyorduk ama ikimizde İstanbul'daki aynı üniversitede Türk Dili ve Edebiyat fakültesini kazanınca buradan ev tutmuştuk ve ev arkadaşı olmuştuk onunla. Bu sene de son sınıftık.
Fakülteden çıkıp üniversitenin çıkışına doğru yürümeye başladık. Çıkışta ise bizi Buğra ve Buğlem bekliyordu. Buğra ve Buğlem ikizlerdi. Onlarla üniversiteden tanışmıştık. Buğra Diş Hekimliği Fakültesi'nde, Buğlem ise Mimarlık Fakültesi'nde okuyordu. Genelde dörtlü takılırdık ama Buğra'nın arkadaşları olmadığı zaman.
"Nerede kaldınız?" dedi beklemekten hiç hoşlanmayan Buğra. "Hoca dersi geç bitirdi, sıkıntıdan patladım," diye söze atladım.
"Kendi adına konuş bence eğlenceliydi," dedi Cansın.
"Asla dersin hocası yakışıklı olduğu için değil," dedim Cansın'ı gözlerimle işaret ederek. Cansın artık bana yüzümde kötü bir şey varmış bakıyordu. Dayanamadım gittim sarıldım. O da beni kollarının arasına aldı. Tanıştığımızdan beri birbirimize küs kalamazdık.
Cansın hemen hemen benim boylarımda, benimkinin aksine açık tene ve sapsarı saçlara sahipti. Mavi gözlüydü ve gözleri çok güzeldi.
Buğra sabredemez bir şekilde konuştu. "Artık gidebilir miyiz? Ağaç oldum burada." Artık Cansın'dan ayrılmıştım.
"Tamam hadi gidelim," dediğim sırada Buğlem hemen koluma girdi ve diğerlerini beklemeden yürümeye başladık. Anlaşılan kıskanmıştı. Cansın kadar olmasa da Buğlemle de çok yakındık. Hafif kumral saçları, bal rengi gözleri vardı. Benden bir iki santimetre kısaydı.
Buğra'nın da koyu kumral saçları ve ela gözleri vardı. Bizden çok daha uzundu. Ona bakarken kafamı kaldırmam gerekiyordu. İkizi ile hiç benzemiyorlardı.
Hep birlikte Buğra'nın arabasına binmiştik. Cansın ben kullanacağım diye ısrar edince her zaman ki gibi onu kıramamıştık ve o şoför koltuğunda yerini almıştı. Buğra ön yolcu koltuğunda, ben ve Buğlem de arkaya oturmuştuk. Buğra "Ölmek için daha çok gencim," diye bağırırken Cansın gaza basmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜZİK KUTUSU | Yarı Texting
Teen Fictionbalinalarlayuzenalin: Sen böyle her hayranınla sözleşip buluşuyor musun? denizbboran: Hayır. denizbboran: Sen ilk olacaksın. balinalarlayuzenalin: Sevinmeli miyim? denizbboran: Evet :) denizbboran: Peki sen daha önce bir ünlüyle buluşmuş muydun? de...