2. Bölüm: ''Geçmişe Çekilemeyen Sünger''

152 7 0
                                    

Merhabalar, nasılsınız diye sorup iyi olduğunuzu varsayıyorum :) Geçen bölümden sonra Kumsalın tercihlerinde neler olacak merak edenleriniz için iyi okumalar diliyorum.


HATIRLATMA!!

... Annem sinirle, "Hatırlıyorsan, geçen sene sana o hedefini başarman için fırsat verdim Kumsal hanım, ama sen değerlendirmeyip bize ne yaşattığını çok iyi biliyorsun. Ağzımı açtırma şimdi. O yüzden artık senin hedefin falan yok, ben ne dersem o olacak. Şimdi yemeğini yer yemez gidip odandaki, o kutuya kaldırdığın test kitaplarını çıkartıyorsun. Yarından itibaren Sarp sana coğrafya dersi vermeye başlayacak."

Annemin sözleriyle içimde bir fırtına kopmuştu. "Hayaller; her ne kadar masum olarak yetiştirilip yeşertilse de, hedeflerine giden yolda yaprak solduğu an, ağaç baltalanabiliyordu." O an, içimdeki isyan ateşi bir kez daha alev aldı.

.

.

.

"İzninizle," deyip bir hışımla odama çıkıp kapısını kapattım ve telefonumu yatağımın üzerine fırlattım.Nasıl olur da asla, ama asla hiçbir şekilde sözel dersleri yapamayan beni sözelden sınava girmeye zorlayabilirlerdi, hem de Sarp çalıştıracakmış beni, hah. Ben lisede bile sayısalcıydım. Anlamam öyle coğrafya ve tarihten falan. Ellerimi saçlarımın arasına geçirip kendi kendime ne yapacağımı düşünüyorken telefonum çaldı.


Yatağın üzerine fırlattığım telefonu alıp kulağıma götürdüm. "Efendim, Defne.""Hayırdır, yine neye sinirlendin bakalım sen? Sesin kötü geliyor." Bir şeye sinirlenmedim deyip bir gözümü ovuşturdum."Neyse, marketteyim. Bir şey istiyor musun diye aradım ama belli ki yine çikolata krizin tutmuş senin, geliyorum 10-15 dakikaya," deyip konuşmama bile fırsat vermeden telefonu kapattı.


Annemin dediği gibi kutuya kaldırdığım kitaplarım aklıma gelince, yatağımın altından üç kutuyu da çıkartıp içindekilere bakmaya başladım.

O kadar çok çözülmüş, yıpranmış, post-it ile not düşülmüş kitaplar ve notlar vardı ki... Kitapları yavaşça çıkarıp yere koyarken, o zamanlar o kadar çok soru çözdüğüm günler gözümde canlandı.

Sınavdan kaçtıktan sonra tüm kitaplarımı kutulara koyup geçmişimi de onların içine hapsetmiştim. Ama bugün işler farklıydı. Evet, belki geçmişte yaptığım hataları telafi edemezdim ya da sınavdan kaçtığım gerçeğini değiştiremezdim. Ancak ben o geçmişte pasif durumda olan Kumsal değildim artık.Herkesin dediğini önemsediğim zamanlar bitti. Ben sözel bir bölümden sınava girmeyeceğim; ayrıca ben sayısalcıyım ve bunun gerçeğini annem de olsa kimsenin değiştirmesine asla, ama asla izin vermeyeceğim.


Kitapları hızlıca ayırmaya çalışırken işte buldum.Ben de "geçmişi yüzüme vuran" şeyin ne zaman karşıma çıkacağını merak ediyordum.Elime kilitli poşeti alıp açtığımda o kadar çok hatıra ve yıpratılmış anı vardı ki içinde. Onun bana öylesine hediye ettiği, yoldan kopardığı bir minik çiçeğin bile kurumuş halini saklamıştım.Habersizce çekilen fotoğraflar, sayısızca yazılmış notlar, bir tekinin onda olduğu bileklik, hatta bana günlerce uğraştığını söylediği o Amigurumi dinozoru gördüğümde istemsizce hafif tebessüm ettim.


Birden farkına varıp duruşumu dikleştirip kaşlarımı çattım."O, benim gülümsememi bile hak etmiyor!"Verilen herhangi bir şey anı olabilir ama sonrasında o anılar, gördükçe insana acıdan başka hiçbir şey vermez. Bir yıl önce hiçbir zaman yüzleşmediğim kendimle bu kutuya hapsettiğim her şey şimdi önümdeydi.

RÜZGARI SEVDİREN ADAM ( Yeni Varsayılan Başlangıçlara)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin