1.BÖLÜM...SARILMA...

54 5 4
                                    

Herkese tekrardan merhaba. Yeni kurgumun ilk bölümünü şu anda yayınlamış bulunuyorum. Umarım beğenirsiniz. Eleştirilere her zaman açık bir insanımdır. Görüş ve önerilerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. İyi okumalar 🖤🖤🖤

1.BÖLÜM...SARILMA...

Sizce ilk aşk bahsedildiği kadar özel midir? Kitaplarda yazan kadar masum ve meşakatli midir? Ve daha da önemlisi insan ilk aşkını seçebilir mi?

Tüm bu soruların cevabı bende yok. Kendi içimdeki arayışlarım bile bana yüzlerini dönerken ilk aşkım beni görecek miydi? Ben daha kendi düşüncelerimden emin değilken o beni anlayabilecek miydi? Ben yaralarımın üstünü örterken o benim yaralarımı görüp sarabilecek miydi?

Bu soruların cevabı bende yoktu çünkü içimde bu aşkıma yanıt alacağıma dair bir umut belirtisi sezemiyordum. Yıllardır sevdiğim, kokusuna hasret kaldığım, gözlerinin içindeki o parıltıyı görebilmek için dünyaları verdiğim adam benim imkansızımdı. İmkansız diye bir şey yok derler hep ya. İmkansız diye bir şey yok ama imkansızın beraberinde getirdiği zorluklar ve acılar aslında imkansızı imkansız yapanlar. İmkansız diye adlandırılan aslında yapılamayacak olarak görülen olay değil o olayın getirdiklerini kabullenip başa çıkmaktı. Ve bu kabullenişi ve ayakta kalarak zorluklara karşı dimdik durmayı başarabileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden aslında aşktan vazgeçmek yada kalbine gömmek bir seçenekti benim için. Yıllardır bir umut tutunduğum dalı kendi ellerimle kırabilir miydim inan bilmiyordum. Bunları düşünürken burnuma gelen o güzel tatlı kokuyla mahallenin yokuşunu çıkıyordum. Aklımda bir sürü şey vardı ve ben bunlarla baş edemiyordum son dönemlerde. Dersler, finaller falan derken iyice yorgun düşmüş ve bezmiş hissediyordum. İçimdeki bitmek bilmez aşk ise bu yorgunluğuma yorgunluk katıyor, beni geri dönülemez kaoslara sürüklüyordu. Adımlarımı hızlandırıp yürümeye devam ettim. Aynı zamanda kulaklığımda çalan şarkı beni daha fazla gaza getiriyor, hızla yürümeye itiyordu. Evde anneme yardım edeceğime dair söz vermiştim. Şuan üstümde olan yorgunluk beni yarı yoldan döndürmeye itsede verdiğim sözün arkasında durmalıydım çünkü anne terliği denilen bir faktör vardı şimdi işin içinde. Hele ki o terlik tam kafana isabet edecekse! Düşünürken eve kadar geldiğimi farkedip kapıyı açmaları için zile bastım ama karşımda saçı başı dağılmış, elleri hamurlu, çok çalışmaktan boncuk boncuk terleyip kızarmış bir anne beklemiyordum açıkçası. Kendini resmen harap etmişti. Alt tarafı misafir gelecekti yani. Petrol kralını evimizde ağırlamıyorduk ya. Annemin bu haline şaşkınlıkla bakmayı sürdürürken annemin sesi duyuldu:

"Kızım ne diye suratıma aval aval bakıyorsun?" Geçsene içeri."

"Ne bileyim anne yani? Ne diye bu kadar kendini hırpaladığını düşünüyordum. Nasıl olsa evde bir petrol kralını ağırlamayacağız. Neden bu kadar telaş ettiğini anlamlandıramadım."

" Petrol kralını ağırlamıyoruz ama ahiretliğimi ağırlıyoruz kızım. Şimdi çekil şurdan da gel bana yardım et."

Ne?! Ahiretliğim mi? Canan Teyzeler mi geliyordu? Nasıl yani? Benim niye haberim yok? Arda Abi görevden döndü mü ki ya?

Aklımdaki tüm bu soruları bir bir soracakken abimin sesi duyuldu odada:

"Helin! Kızım ne diye salak salak dolaba bakıyorsun? Hep boşluktan oluyor bunlar hep. Bir işe yarasan şaşarım zaten. Anca dalıp git sen."

"Abi ne boşluğu ya? 2 haftadır kafamı kaldırmıyorum kitaptan sen gelmişsin boşsun diyorsun ya. Emin ol senden daha çok misyonum vardır bu dünyada. En azından kendi işlerimi kendim halledebilecek bir olgunluğa eriştim Allah'a şükür."

VANİLYA SOKAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin