•°•
Güneşin doğduğunu bilmenin mutluluk verdiği bir güne uyanmıştı Draco. Aylar sonra kahvaltıda iksir içmek yerine birkaç küçük lokma yemek isteyecek kadar mutluydu. Potter onunla tokalaşmak istemişti. Geçmişi geride bırakarak bir adım atmıştı.
Annesine yardım edebilir miydi acaba? Arkadaş olurlarsa kesinlikle annesine yardım ederdi. Kolundaki izden haberi olmasına rağmen ona elini uzatmıştı. O gerçekten Aziz Potter'dı.
Kahvaltıda onunla göz göze gelmeye çalıştı. Ancak Potter bir kere bile Slytherin masasına bakmaya çalışmadı. Sabahki mutluluğun çekildiğini hisseden Draco yılmadı. Bir kere bile göz göze gelmek için elinden geleni yaptı. Potter ile karşılaşacağı yerlerde dolandı durdu.
Umduğu gibi olmamıştı. Potter onu görmemişti bile. Bakmaya yeltenmemişti.
Acaba Aziz Potter o gece onunla dalga geçiyor olabilir miydi?
Günün sonunda her zaman olduğu gibi İhtiyaç Odasında dolabı tamir etmeye çalışıyordu. Senenin başına geri döndüğünü hissetti. Korkuyordu. Gözlerini sımsıkı kapattı, pes etmemeliydi?
Pes etmekten korkarcasına düşünmeyi bıraktı. Potter'ın işleri olabilirdi. Her gün kendi bakıcısı olacak hali yoktu. Kendisine zaman ayırması gereken birisiydi. Arkadaşları ile bütün gün eğlenmek hakkıydı.
Draco'nun gözleri dolar gibi oldu. Hayır ağlamıyordu. Islak, gökyüzünü andıran gözleri büyük odayı taradı. Acilen düşünmeyi bırakması ve dolapla işini halletmesi gerekiyordu. Böylece sonsuza kadar sürmesini istediği derin bir uykuya dalabilirdi.
Ya da belki dalamazdı, kabusları peşini bırakacak kadar cömert değillerdi. Olmayacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything You Said(Sad) - Drarry
FanfictionMalfoy Malikânesi, Draco Malfoy için en acı verici anılarını doğuran yer. Babası Azkaban'a atıldığında, Voldemort tarafından 'Ölüm Yiyen' yapıldığında çığlıklarının yükseldiği yer... Orada olmak Draco'ya sadece acı veriyordu. Belki de hiç doğmamalıy...