°•°
O artık ne yapacağını şaşırmıştı.
Draco bir hiç olduğunu kabul etmişti. Yılın sonunda başarılı olsa bile hayatının dibe battığını biliyordu.
Birde hissettikleri vardı.
Hissetmemesi gereken...
Birinden yardım almalı en azından annesini kurtarmalıydı. Annesinin kılına bile zarar gelmemeliydi.
Gözlerini kapattı ve yapmak zorunda olduğu şeyi düşündü.
Her şeyi anlatmak zorundaydı.
Annesinin iyiliği için her şeyi yapardı.
Nefesini verdi ve kararını uygulamak için okuk müdürünün odasına doğru yürüdü.
Taş heykel sanki geleceğini biliyormuşçasına kendiliğinden hareketlendi. Çocuk müdürün odasına girdiğinde gördüğü zümrüt gözlü ile duraksadı.
"Ben gideyim Profesör." dedikten sonra odadan ayrılan Harry'e bakakaldı.
Ardından silkelenip karşısındaki adamla bir anlaşma yaptı.
Annesinin güvenliği karşılığında kendisine istediğini yaptırabilirdi.
Dumbledore garip bir adamdı. Yalnızca gülümsedi ve çocuğu oturttu.
Birlikte bir plan yaptılar.
Draco öğrendiği her yeni şeyde biraz daha rahatladı.
Dumbledore'u Snape öldürecekti. Kendisi sadece Ölüm Yiyenleri içeri almalıydı.
Annesi fidelius tılsımı ile korunan bir yere götürülecekti. Savaşın başladığı ana kadar orada güvende olacaktı.
Draco artık rahat bir nefes alabilirdi.
Dumbledore her ne kadar çoğunluğun iyiliği için diyerek insanları manipüle etse de en azından bir kalbi vardı.
Draco minnettardı.
Annesinin kılına zarar gelmemesini sağlayacaklarını biliyordu.
Artık Draco Malfoy birazcık özgür hissedebilirdi galiba.
Draco müdürün odasından çıktığında üzerindeki yüklerden biri kalkmış gibi hissediyordu.
Hâlâ kötü şeyler görecekti ama en azından annesi iyi olacaktı.
Özgür olmak istiyordu, belki deneyebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything You Said(Sad) - Drarry
FanfictionMalfoy Malikânesi, Draco Malfoy için en acı verici anılarını doğuran yer. Babası Azkaban'a atıldığında, Voldemort tarafından 'Ölüm Yiyen' yapıldığında çığlıklarının yükseldiği yer... Orada olmak Draco'ya sadece acı veriyordu. Belki de hiç doğmamalıy...