•°•
Draco Malfoy yalnızlıktan nefret ederdi. Ama her daim olduğu gibi yalnızdı.
İhtiyaç odasında tamir etmeye çalıştığı dolapla uğraşmayı bırakıp yorulduğu için bir koltuğa oturdu. Gözlerini kapatıp arkasına yaslandı.
Birinin sıcaklığını istiyordu, hiçbir zaman hissetmediği o sıcaklığa ihtiyacı vardı.
Bir anlık düşünce ile vücuduna zarar verecek bir şeyler aradı. Bulduğu bir jilet ile beraber koltuğa geri oturdu.
Gömleğini çıkarıp kollarını çizmek için elini kaldırdı. Omzuna yakın keserse kimse fark etmezdi.
Bir, iki, üç... Saymadı. Sadece yaptı. Gözlerinden boşalan yaşlar onu bitkin bıraktığında kanayan yaralara baktı. Yaptığı şeyden pişman hissetmiyordu.
Açıkçası... Şuan hiçbir şey hissetmiyordu.
Duyguları sanki tamamen ondan söküp alınmış gibiydi. Hissettiği acı bile geri planda kalıyordu.
Boşlukta gibiydi. Sarhoş olmuşçasına boştu düşünceleri.
Rahatlamış hissetmesi normal miydi? Zihninin temizlenmiş olduğu fikri belirdi birden kafasında.
İşte o an, aylar sonra ilk defa gerçekten istediği için gülümsedi Draco. Çünkü hissettiği vicdan azabı bile ortadan kaybolmuştu. Bulutların üstünde gibiydi.
Birden yüzüne çarpan yumrukla yere düşene kadar sürdü gülümsemesi.
Dizlerinin üzerine çökmüştü. Yanağında hissettiği sızının sebebi olan kişiye baktı.
Aziz Potter... Masumların koruyucusu Harry...
Draco alayla güldü. "Sana da merhaba Potter."
Harry karşısındaki enkaza bakıyordu öylece. Az önce vücuduna yaptıklarını izlemiş. Yüz ifadelerini görmüştü.
Draco'nun başına ne gelmiş olabilirdi ki bu denli değişmişti?
Sinirle onu ayağa kaldırdı.
"Aptal mısın sen? Bu yaptığın şey yüzünden daha iyi olacağına mı inandın? Seni zeki sanırdım Malfoy! Oysa küçük aptal bir bebekmişsin!"
Sarışın çocuğun yüzüne kafasını geçirip sinirini çıkartmak için etraftaki eşyalardan öcünü almaya çalıştı.
Draco o esnada transa gitmiş gibiydi. Gözlerinde yaşlar ve elindeki kesici aletle yere çökmüştü.
Aniden yılan dövmesinin ucunu gördü Gömleğinin altında.
Her şeyin sebebi olan dövme, diye geçirdi içinden.
Kolunun derisini tamamen kesse o damgadan kurtulur muydu? Denemekten zarar gelmezdi değil mi? Böylece Dumbledore da ona yardım edebilirdi?
Elindeki jileti kaldırdı ve koluna yaklaştırdı. O sırada Harry onun hareketini gördü. Elindeki jileti alıp yere fırlattı önce. Draco'yu öncesinde oturduğu yere kucaklayarak oturttu.
"Malfoy? İyi misin?" diye fısıldadığında Draco'nun gözlerinden yaşlar tekrar boşalmaya başladı.
Harry bir cevap alamadı ama o gözyaşları onun istediği cevaptı zaten.
Bilirsiniz, düşman olmak istemekle ilgilidir. Ve şuandan itibaren düşman olamayacak iki insanın birbirine verdikleri desteği ve diğer şeyleri yaşayarak öğreneceğiz...
(Umarım öyle olur Y/N)
(Ben yazdım sizce öyle olur mu Y/N)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything You Said(Sad) - Drarry
FanfictionMalfoy Malikânesi, Draco Malfoy için en acı verici anılarını doğuran yer. Babası Azkaban'a atıldığında, Voldemort tarafından 'Ölüm Yiyen' yapıldığında çığlıklarının yükseldiği yer... Orada olmak Draco'ya sadece acı veriyordu. Belki de hiç doğmamalıy...