15

768 74 6
                                    

"Aslında benden hoşlanmıyordu."

Hogwarts, altıncı yıl.

ÖPÜŞMELERİNDEN BERİ Grace, James'i vebalı gibi görmezden geliyordu. Son birkaç gündür, onun yanında kendini savunmasız hissetmekten kendini alamıyordu.

Onun için öpücük anlamdan da öteydi. Aylardır, hatta yıllardır beklediği bir şeydi bu. Dudakları birbirine değdiğinde Grace bunun geri dönüşü olmadığını anlamıştı.

James'in aksine, duyguları hakkında konuşacak kimsesi olmadığı için her şey kız için on kat daha kötüydü. Arkadaş olarak görebileceği tek insanlar Çapulculardı, başka kimse yoktu.

Bugünlerde Grace kendini her gece ağlayarak uyurken buluyordu. Duyguları hakkında en çok konuştuğu kişi Theo'ydu ve o da orada değildi.

Kız şu anda kucağında bir kitapla Kara Göl'ün yakınında oturuyordu. Oradan geçen herhangi biri, kızın kitaba odaklanmaya yakın olmadığını, gözlerinin boş bir bakışla göle baktığını fark edebilirdi.

"Grace? İyi misin?" diye seslendi Lily Evans.

"Evans, ben iyiyim."

Lily geçmişte pek çok korkunç şey yaptığını biliyordu. Ama şimdi her şeyi yeniden yoluna koymak istiyordu.

"Bizimle konuşabilirsin, biliyorsun değil mi? Geçmişte çok iyi olmadığımın farkındayım, bu yüzden özür dilerim."

"Sorun değil Lily, endişelenme."

Kızın sözleri üzerine Lily iç geçirdi ve tereddütle yanına oturdu. O gün, büyük salonda James'le yüzleştiğinde, Lily kızın gözlerinde aşkı gördüğünden emindi.

Lily aşkın nasıl bir şey olduğunu biliyordu, bunu ilk elden yaşamıştı. Ve şu anda Lily, Grace'in James'e olan hisleri üzerine düşündüğünü biliyordu.

"Duyguların konusunda kafan mı karışık?" diye sordu Lily kaşlarını kaldırarak.

"Nereden bildin?"

Tüm arkadaşları arasında Lily grubun en anlayışlısı olarak bilinirdi. Bazıları buna anne de diyebilir. Bir insan ne kadar üzgün olursa olsun, Lily her zaman onu daha iyi hissettirecek bir yol bulurdu.

"James harika bir çocuk Grace. Senden de hoşlanıyor, biliyor muydun?" dedi sırıtarak.

"Ne?"

Grace en hafif tabiriyle şok olmuştu. Küçüklüklerinden beri James'in sadece Lily'ye özlem duyduğunu görmüştü. Çocuğun onu ilk yıllarından beri sevdiğini biliyordu, ondan da hoşlanmasına imkân yoktu.

"Hayır, bu mümkün değil."

"Grace, James'in bana karşı hissettikleri sadece karasevdaydı. Ben hayır dedikten sonra, ne olursa olsun kabul edilmek zorunda olduğunu hissetti. Aslında benden hoşlanmıyordu, anlıyor musun?"

Lily ve James bir araya geldiklerinde, ilk birkaç hafta mutluluk içinde geçmişti. Ama günler geçmeye başladıkça, kızıl saçlı kız James'in aslında ne kadar mutsuz olduğunu fark etmişti.

James dış görünüş olarak her zaman mutlu ve aşık görünse de, iç dünyasında hissettikleri tamamen farklıydı. Evet, birinci sınıftan beri istediği kızla mutluydu. Ama bir yandan da bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünmeden edemiyordu.

Lily onu istemediği bir ilişkinin içine hapsetmek istememiş, bu yüzden ondan ayrılmıştı. Elbette bu onu kötü adam gibi gösteriyordu ama en azından çocuğun duygularını çözmesine yardımcı olmuştu.

"Onunla konuşmalısın. Sen yanında yokken çok mutsuz."

O gecenin ilerleyen saatlerinde Grace, yaşadıkları o küçük andan günler sonra nihayet mutfağa gelmişti. James'in çoktan orada olduğunu görünce şok oldu, gözleri kısılmıştı ve üzüntü gözlerinden okunuyordu.

"James?" diye sordu tereddütle.

Onun sesini duyan oğlanın kafası şaşkınlıkla kıza doğru döndü. Onu görmeyeli, onunla konuşmayalı ve ona sarılmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki, hemen ardından onu kollarının arasına almaktan kendini alamadı.

"Merlin, beni korkuttun G. Öpücük için özür dilerim."

"Neden bahsediyorsun sen?"

"Seni bu kadar rahatsız edeceğini bilmiyordum, gerçekten çok-"

İlk öpüştüklerinde, oyun sırasında, aceleyle ve tereddütle olmuştu. Etraflarında çok sayıda insan olduğu için ikisi de hareketlerine son derece dikkat etmişti.

Ama şimdi mutfakta yalnız oldukları için Grace dudaklarını onunkilerin daha da derinlerine bastırmıştı. Kız gelmeden önce yediği çikolatanın tadını dudaklarında hissedebiliyordu.

Bağımlılık yapan bir tattı, sadece böyle bir durumda tercih edebileceği bir tat. James şaşırmıştı, öpücük ani ama düşünceliydi.

Çocuk kızı kendine yaklaştırdı, kolları kızın arkasına kayıyordu. Elinin boynundaki tüylere değdiğini hissedebiliyor, her dokunuşta ürpermekten kendini alamıyordu.

Kızın parmakları ne zaman onun tenine değse, James saniyeler sonra tüylerinin diken diken olduğunu hissedebiliyordu.

"Grace..."

"Senden hoşlanıyorum James, hem de çok."

Eğer daha önce cennette değilse, James şimdi olduğundan emindi. Daha önce hiç böyle hissetmemişti, Lily ile bile. Lily'yleyken şüpheleri vardı. Ama Grace'le birlikte, hayattaki tek amacının sonsuza kadar onunla birlikte olmak olduğunu biliyordu.

"Ben de senden hoşlanıyorum G, hem de çok."


***************************************************************

Sonunda bölüm çevirebildim çok fazla okuucum yok biliyorum ama yinede 1 yorum olsa bile yaparmısınız çarşamba bölüm atma ihtimalim var tabiikide 5 yorum olursa oda fazla bir şey istemiyorum.

Beni İyileştir I James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin