"Hazırsın, değil mi?"
"Evet, Bulut. Çıkalım." Kapıyı açtım ve tam adımımı atacakken Çağla durdurdu.
"Önüne baksana bir. Maketi ezecektin. O kadar uğraştınız." Gece İris'le yaptığımız maket duruyordu yerde. Neden buraya bırakmıştı ki?
"Konuşmayacak..."
"Efendim?"
"Benimle konuşmayacak Çağla. Soğukluk girecek yine aramıza." Eğildim ve maketi aldım bıraktığı yerden. "Her şeyi mahvedeceğim yine Çağla." Gözlerim dolmuştu hem sinirden hem gerginlikten. Başta dalga geçercesine onaylayan Çağla, ciddi olduğumu fark ettiğinde yumuşak bir sesle konuştu.
"Bulut."
"Mahvettim Çağla."
"Bulut."
"Söylemiştim sana. Konuşma-"
"Bulut! Beni dinler misin artık?"
"P-Peki."
"Endişelenme, hiçbir şey olmayacak. Ben yanında olacağım. Bugünü sana ayıracağım, tamam mı? O seninle konuşsa da konuşmasa da, bu defa yalnız kalmayacaksın."
"Ama Çağla..." Gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.
"Ağlama Bulut." Başımı okşadı başta. Sonra da sarıldı. "Vazgeçtim. Ağlayacaksan şimdi ağla. Ama bu son bir daha ağlamana izin vermeyeceğim."
~~~~
Sınıfa vardığımda gözlerim İris'i aradı. "Gelmedi mi?" Üç dakika kalmıştı dersin başlamasına. Ve gelmemişti henüz. Umudumu kesmiş bir şekilde Çağla'ya yazdım.
Bulut: Sınıfta değil.
Hemen cevap verdi Çağla.
Çağla: Çünkü burada.
Çağla: Ve bana beni öldürecek gibi bakıyor.
Bulut: Nasıl yani? Orada ne arıyor?
Çağla: Bilmiyorum. Tuana'nın yanında. İris sinirle bir şeyler anlatıyor sanırım.
Bulut: Yine mi şu Tuana?
Çağla: Bahsetmiştim sana ilişkilerinden.
Evet, bahsetmişti. Ağlamamı kestikten sonra anlattığı ilk şey Tuana'ydı. Pek bir şey bilmediğini ama, okulun ilk zamanları da dahil, Tuana'nın yanında hep İris'i gördüğünü söyledi. İris'in olmadığı o iki ay boyunca ona notları Tuana götürmüş. Bizim sınıftan bir arkadaşı sayesinde.
Bulut: Kovamaz mısınız İris'i sınıftan? O sınıftan bir öğrenci değil sonuçta.
Çağla: Bulut, lisede değiliz artık.
Bulut: Tamam tamam. Şansımı denemek istedim sadece.
Çağla: Gözün aydın, kovmamıza gerek kalmadı. Çıkıyor sınıftan. Bana attığı öldürücü bakışlarla birlikte.
Çağla: Niye bakıyor ki böyle? Tuana da bakıyor aynı şekilde. Beni tanımıyorlar değil mi? Bahsettin mi İris'e benden?
Bulut: Hayır Çağla. Olanları sana anlattım. Seni tanımıyorlar. Belki de sana öyle geliyordur.
Çağla: Umarım.
"Sayın Akar!" "Kahretsin!" Telefonu kapatıp hızla ayağa kalktım.
"Buyurun hocam."
"Ne yapıyordunuz telefonunuzla? Not mu tutuyordunuz Akar Hanım?"
"E-Evet hocam. Not tutmak için-"
"Bir saniye, Akar. Geç kalan bir arkadaşımız var." Başımı kaldırdım. İris'le göz göze geldiğimizde başını çevirdi hemen. "Sizi tanımıyorum. Biraz bahseder misiniz lütfen kendinizden?"
"Ben İris Yıldız. Özür dilerim efendim. Geç kalmamaya özen göstereceğim."
"Yıldız, geçin bakalım yerinize." Önce tüm sınıfı gözden geçirdi. "Başka bir yere geçmek istiyor."
"Size dönelim. Madem not tutuyordunuz dersin sonunda notlarınızı görmek istiyorum, Akar."
"Elbette hocam." Başımı hafifçe eğerek destekledim söylediğimi ve oturdum yerime.
İris'in baktığı yere döndüm. Sınıfta boş yer yoktu. Kırgın bir şekilde yanımdaki yerine geldi. "Bir şey söylemeli miyim?"
"Günaydın." Cevap vermedi. "Bir sorun mu var İris?" Yine cevap vermedi. Ders boyunca defterine bir şeyler karaladı. Ara verildiği an sınıftan çıktı. Ben de peşinden gittim. "Neler oluyor İris?"
"İris!" Beni duyunca daha da hızlandı. Koşarak ona yetiştim. Merdivenlere ulaşmıştık. "Ne oluyor İris? Niye kaçıyorsun benden?"
"Kaçmıyorum." "Sonunda..."
"Kaçıyorsun. Dün gece içinse, özür dilerim. Sadece-"
"Alakası yok. Sen haklıydın."
"O zaman sorun ne?"
"Bulut?" Çağla merdivenlerden inerek yanımıza geliyordu. İris Çağla'yı görünce tıpkı onun bahsettiği gibi baktı Çağla'ya. Kolundan tuttuğum elimi sinirle ittirdi ve gözleri dolu bir şekilde konuştu.
"Sorun falan yok. Git sevgilinle ilgilen. Bak senin için geldi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Bir "Arkadaş"
Teen Fiction"Geçen yıl ki ürkekliğinden eser yoktu. O korkak bakışları kaybolmuştu. Şimdi kendinden emin bir duruşu ve parlak gözleri vardı."