Selamın aleyküm canlarım nasılsınız inşallah iyisinizdir. Nasıl gidiyor bakalım hayatınız?
Eh bölümü attığımı göre bir yorumlarınızı alırım
İyi okumalar 🩶
**
Ey büyük Rabbim bir kez daha anladım senin büyüklüğünü karşımda gördüğüm adamı ben hiç göreceğime ihtimal vermiyordum.
Sen yine bana hatırlattın büyüklüğünü, içimde onca fırtınalarıma rağmen kaşlarımı çattım. Hızlıca ayağa kalkıp dükkanın içine girdim.
Arkadamdan geldiğinde sesi kulaklarıma ulaştı "ablacığım var mı bana verebileceğin bir çiçek?"
Kasa'nın oraya geçip aramı onda döndüm yüzüne bakmadım. "hayır yok." Dedim.
Eymen "Niye öyle diyorsunuz? Burası çiçekçi değil mi?"
Sıkıntıyla nefes verdim "git burdan Eymen."
Artık sesinde ciddiyet vardı "Neden? Sadece konuşmak istiyorum Dilay."
"Ben istemiyorum."
Eymen "Yüzüme neden bakmıyorsun?" Sesinde üzüntü var istemsizce yüreğimi sızlattı.
Ona bakmadan konuşmaya devam ettim "sana bakmıyorum bu olayı yanlış anlama, bir kere baktım kendi istediğim dışınaydı ikinci defa bakarsam günah."
Eymen "Ne alaka?"
"Kendi istediğinle olduğu için ikinci bakışında günah vardır. (Ahmed, Ebu dâvud, Tirmizî ve dârimî rivayet etmiştir.)"
Eymen "Dilay ne diyorsun Allah aşkına?"
Derin nefes aldım "günah diyorum Eymen neyini anlamıyorsun?"
"Bu nerden çıktı? Sen bunları demezdin."
Güldüm "Evet eskiden demezdim ancak sana söyledim ben değiştim hemde fazlasıyla artık eski Dilay yok bu yüzden artık bana mektup yazıp durma." Dedim.
Bir kaç saniye ses çıkmadı, bir şey söylemesine de beklemedim en sonunda gidiş seslerini duyduğum da arkamı döndüm.
Masanın üzerine bir adet gül bırakıldığında kaşlarım istemsizce havaya kalktı.
"Ben seni kısacak bir an için sevmedim Dilay değiştim benden vazgeç diyorsun? Senden vazgeçmek kolay mı sandın?
Her şeyinle razıyım günah mı diyorsun? Başım gözüm üstüne, helalinden mi istiyorsun? Buna da razıyım sen yeter ki devam etmek iste." Sözleri bittikten sonra dükkandan çıktı.
Çıktığı kapıdan gözlerimi oraya sabitledim. Öyle bir geldin ki Eymen gidişin yine aklıma kazındı.
**
Senem büyük heyecanla beni dinliyordu sözüm bitikten sonra konuşmaya başladı, "öncelikle Eymen'i tebrik etmek lazım adam bırakmamış."
Gözlerimi devirdim. "Sen bu adamda gönlün var mı?" Dedi Senem.
Derin nefes aldım "Bilmiyorum"
"Ne demek bilmiyorum Dilay bilmelisin!"
Saatte baktım 1:45 olmuştu "öğlen namazı kılmam lazım sonra konuşuruz."
Senem omuz silkti "bekliyorum burda."
Kafamı salladım dükkanın arka kısmında namaz kılma yerini ayarlamıştım seccademi serip öğlen namazını kılmaya niyetlendim.
Namazım bitikten sonra dua ettim, seccademi katlayıp yerine koydum.
Senem'in yanına gittiğimde bize çay yapmıştı, benim geldiğimi görünce bardaklara çay koyup getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktan Uzağa
General Fictionİnsanlar ne hale girmişler? Daha doğrusu ne hale girdiğimizi görüyor musunuz? Eskiden hiçbir şey böyle değildi. Acaba düşünüyor musunuz eskiden nasıl olduğumuzu ya da şimdi nasıl olduğumuzu? Belki de aklınıza hiç gelmiyor bile. Ş...