Ahmet ile odama gelmiş karşılıklı bakışıyorduk. Ben dalmış bir şekilde kafamda kardeşlerimin nerede olduğunu ve ne yapmam gerektiği geçiyordu. Kardeş diyip geçme Ahmet hepimizi harcar istediğine ulaşır. Kötü tarafı bunu sana farkettirmeden rahatça yapabiliyordu. Bu korkutucuydu. Evde olduğunda elindeki güç sınırlı yapacakları belliydi. Şimdi istekleri değişmiş. Gücü artmış ve sinirliydi. Kesinlikle korkutucu.
Umarım bu yolda bana zarar vermez. Benim ondan başka çarem yokken o bir krallık veya daha fazla kişiyle şansı vardı. Abime kurduğu bir tuzakla kendine çekebilir ya da Sarah sayesinde abimi elleri arasına alabilir ama Ahmet bunların hiç biri tercih etmemiş. Kendi gücüne yeni kavuşmuş zavallı birisinin yanına yani bana gelmişti. Neden bunu yaptığını tam olarak bilmesem de bu seçenekler arasında kesinlikle annemi sinirlendirmek vardı.
Ahmet hem bana en çok benzeyen hem de en az benzeyen kişiydi. O da benim gibi kısıtlanmayı sevmiyor. Kısıtlandığın da sadece kendisi kuralları çiğnemiyor yanına da birilerini alıp daha fazla kişinin bu kurallara uymamasını sağlıyor.
Annemden ilk kez tek başıma dışarı çıkmak istediğimde kabul etmemişti. Biraz daha üstleğince annem sinirlenmiş. Bana tek başıma dışarı çıkmayı bırak biriyle dışarı çıkmama da izin vermemişti. Ben sinirlenip Ahmet ile dışarıya çıkmıştım. Hazin sona ise dolaşıp geri geldiğimizde karşılaşmıştım. Annem bizi oklava ile kapıda bekliyordu. Annemi gördüğümüz gibi kaçmaya başlamıştık. Bütün mahalleyi koşmamıza rağmen annem vazgeçmemiş bizimle beraber koşmuştu. Sonunda ayağım takılıp yere düştüğümde Ahmet bana yardım etmek için geri dönmüştü. Varlığını unuttuğumuz annem tam o sırada ikimizinde kulaklarından yakalayıp eve götürmüştü.
O günü hatırlayınca yüzümde hafif bir gülümseme oldu. Küçükken ya abimle ya da Ahmet ile takılırdım. Sonradan kızlarla takılmaya başladım. Neden onları görmezden geldiğini anlamıyordum.
Neyse Ahmet'te bakıp ortak noktalarımıza odaklandım. Bir diğer en önemlisi bir olay olduğunda hızlı bir şekilde düşünebiliyordu. Kabul etmek gerekirse bunu benden daha iyi yapıyordu. Sadece sinirlendiği vakit biraz tökezliyordu. Şimdiki gibi annemin dediklerine sinirlenmiş benim yanıma gelmişti. Bir plan yapmadan ne diyeceğini bilmeden benim yanıma gelmişti.
Bu bir ilkti. Yüzüne bakıp gülesim onunla dalga geçip daha fazla sinirlenmesini, sinirlendiği vakitlerde iki kelimeyi bir araya getirememesini izleyip daha fazla dalga geçmek istiyordum. Ama şu an onun en sakin ve akıllı haline ihtiyacım vardı. Bunun için odaya geldiğimizden beri konuşmuyor sadece ona bakıyordum.
O da benim gibi sessiz ve tek başınayken kendine gelebiliyordu. Gözlerimi kapatıp başımı geriye doğru attım. Başım ağrıyordu. Bu olanlardan dolayı... Aynı anda hem şu anı yaşadığından hem de Beren ile Yağmur'u kurtarmak için yaptığım planlardan dolayı gerçi yaptığım planların hiçbiri ele tutulur gibi değildi.
Başımı kaldırıp Ahmet'e baktığımda bana pür dikkat odaklanmış. Tüm ciddetiyle bana bakıyordu. Asla Ahmet'in bu ciddiyetine alışık değilim.
Bakışlarından rahatsız olduğumdan kendi yerimde kıpırdanmaya başladım. Ahmet gayet ciddi ve sert bir sesle "Ne planlıyorsun?" dedi. Suratına yumruk attıp 'elinin körünü yapıyorum' demek istiyordum ama susup bu ciddiyetin bitmesini bekledim.
Sonuç Ahmet bana daha sert bakmaya başladı. Tekrar konuşmasına engel olup "Öncellikle kendi gücümün en azından nasıl yönetmen gerektiğini öğrenmem gerekiyor. Daha sonra o katı bulutlar hakkında a'dan z'ye herşeyi öğrenip zayıf noktalarını bulmam gerekiyor. Tabii zayıf noktalarını bulunca devamı çorap söküğü gibi gelecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Etkisinde
Người sóiÜç kız kardeşin yazın gördükleri bir haberin peşinden giderken yaşadıkları maceraları anlatıyor