İLK DERS

7 6 0
                                    

"Güç sadece güç demek değildir. Sahip olmak istediklerin, korkup kaçtıkların, korumaya çalıştığın değerler... Korktuklarından korur, sevdiklerinle besler seni. Her şey gücün elindedir. İstediğin saygı, sevgi, eğlence, hayat ve daha nicesi ama çoğu sahtedir. Sana gerçeğini hissettiremez. Güç dediğin şey hem hayatında görüp görebileceğin en sahte şeyken hem de en gerçek şeydir. İnsanlar çoğunlukla kendileri güçlenmek yerine gücün olduğu yere gidip ona sahte samimiyetlerini sunarlar. Güç sahibi insanlar güçlerini kaybedip onlar gibi olunca sanki hiç tanışmamış hatta anasını basını öldürmüş gibi davranırlar. Güç sahibi isen gerçek duyguları nasıl bulacağımızı soracaksın. O duygular yok." Kaşlarımı çatıp Ateş'e baktım.

"Hayır o duygular var. Her zamanım da, her nefes alışımda, her kalp atışımda o duyguları hissetim."

"Haklısın var ama sadece kendi ailende var."

"Ateş saçmalama benim ailemden olmayıp ama bana herşeylerini verecek insanlar var."

"Hayır deli öğrencim. Sana her şeyi verecek insanlar senin ailendir. Her daim büyüyebilecek bir aile."

"Şu an neden bunlardan bahsediyoruz."

"Her geçen sürede yeni bir aileye katılmak ister miydin?"

"Evet ya da hayır. Ya da her yeni bir saniyede değil. Ancak birilerine güvendikçe."

"Doğru cevap öğrenci. Kardeşin doğruyu diyormuş sen biraz delisin."

"Ne alaka?"

"Off Zeynep! Onu boş ver şimdi içindeki gücü hangi duyguyla daha fazla hissediyorsun onu bulalım. Daha sonra yavaş yavaş o duygudan kopup istediğin her zaman gücünü kullanmayı öğreteceğim. Şimdi söyle bana daha önce hiç gücünü kullandın mı?"

"Evet kullandım ama hala biraz önceki konuşmamızı anlayamadım."

"Zamanla anlarsın şimdi konuyu saptırmadan gücünü kullandığında hissettiğin duyguyu düşün." Hiç düşünmeme gerek yok. O zaman ölmek üzereydim.

"Korku." Ateş kaşlarını çatıp "Bu kadar hızlı söylemen imkansız. Duyguyu daha fazla derinleştir. Kaybetme korkusu mu, yaşama korkusu mu, kaybolma korkusu, kendini kaybetme korkusu, düşme korkusu Ya da başka bir şey düşün. Ve beni ciddiye al karşında çocuk yok." Aslında vardı ama neyse.

"Yaşama korkusu" Ateş daha fazla kaşlarını çatıp "Bu kadar hızlı bulamazsın. Tekrar düşün."

Omuz silkip "Kesin yaşama korkusu o sıra az kalsın ölüyordum." Ateş birden ayağa kalkıp.

"Hiçbir ateş kullanıcısının yönetici duygusu yaşam korkusu değildir. Bizler korkarız ama asla kendimiz için değil. Ve karşında bir çocuk yok. Beni ciddiye al ve doğru dürüst düşün." Hah? Ben kesinlikle kendim için korkmuştum. O sıra başka bir şey düşünmüyordum.

Omuz silkip "Ben istisnayım." Ateş oflayarak kendini yere attı. Tamam o bir çocuk bu kadar şaşırmamalıyım. Ateş'ten beklemediğim hareket yüzünden gözlerimi sonuna kadar açmış ona bakıyordum.

Ateş başını hayırdır birader anlamında sallayınca "Senden bunu beklemiyordum." dedim. Ateş gözlerini devirip "Farkındaysan ben bir çocuğum. Liseye daha yeni geçtim. Benden ne bekliyorsun?"

"Sen okuyor musun?" Sanki sen dünyayı istila etmek için DÜNYA6373829'den gelen bir uzaylısın demişim gibi bakan Ateş'e "Bu kadar ödülü nasıl aldın. Ben hem okulu hem de okuduğum kitabı bir arada götüremiyorum."

Ateş gülümseyip "Amada tembelmişsin."

"Konuyu saptırma."

"Tatiller de yapıyorum onca işi bana verilen ödevleri de kardeşime yıkıyorum."

"Vay be çok iyi fikir."

"Aynen öyle sonuç olarak ben düşündüm." Ateş'e göz devirip "Biz en son ne işliyorduk." Ateş bir iki dakika durduktan sonra "En son yönetici duygudaydık." Onu ben de biliyorum. Sade de gel işte.

"Eee söyledim ben duyguyu. Yaşam korkusu." Ateş ayağa kalkıp benim boynuma asıldı. Dişlerinin arasından "Ben sana kaç kere diyeceğim. Beni ciddiye al." Aman Allah'ım deli

Boğazımdaki eli ittirip kurtulmaya çalıştım ama ne fayda bu korkusuz korkak deli beni öldürecek.

Karşımdaki ne yumruk tekme girişmeye çalıştım ama kıza işlemiyordu. Her geçen saniye azalan nefesimle önüm silikleşiyor. Karşımdaki kızı bulanık ve üstünde siyah noktacıkalar halinde görmeye başladım. Sonunda ölüyorum diyince Ateş ellerini çekti. Ben yere düşüp öksürmeye başlayınca Ateş gayet rahat bir şekilde "Ben sana demiştim. Yönetici duygun yaşam korkusu değil. Daha iyi düşün. Yarın tekrar konuşuruz. Dersimiz bu kadardı. Abartma ölmedin." dedi ve hızlıca saraya kaçtı.

Deli kız az kalsın ölüyordum. Bunu böyle mi yapmak zorundaydı. Boğazımdaki bu metalik tat aşırı iğrenç, öksürürken boğazının o ağrısı hiç çekilmiyor. Manyak kıza aynısını yapsam ne yaparbilir ki? Tamam sanırım beni hiç zorlanmadan öldürebilir. O zamanda ben de rüyamda onu boğarım o zaman hiç birşey yapamaz.

***

Tekrar tekrar o anı yaşıyordum ama o zaman düşündüğüm tek şey ölmek istemememdi. Her seferinde o an yaşadığım korku bedenimi ele geçiriyor ve içimde anlamsız bir sıcaklık geçiyordu. Etrafına zarar vermek isiyordu. Bunu nasıl anladığımı bilmesem de her an içinden çıkıp o sıcak ama karamsar sıcaklık etrafı yakıp kavurup yok edecek gibiydi. İçimdeki gücün dengesizliği miydi bu yoksa evrenin görmüş görebileceği en güçlü insanı mıyım?

Büyük ihtimalle birinci seçenek ama iki de olabilir nasıl olsa ben mükemmel bir insanım. Yönetici duygusunu bulamayan mükemmel insan!

Yataktan kalkıp odayı turlamaya başladım. Sonunda hiçbir şey olmayacağını anladığımda Yağmur'un yöntemi olan yazıp çizme işlemine girdim. Önce o andaki olayları yazdım. Her şey üst üste geldiğinden fark etmemiştim ama acaba tipim nasıldı? Şimdi Tom beni nasıl gördü? Merdiven çıkınca tipi dağılan ben o an koşturmuş, savaşmış, ağlamıştım...Kesin çok tipsizdim. Olsun o kadarı da her gün onun için süslenecek değilim.

Şimdi asıl konuya gelelim. O an yaşadığım yaşamadığım bütün duyguları yazdım. O sırada ölmek üzere olduğum için kendi canımı düşünsemde arka planda da duygular yaşamışımdır. Belli bir sıralama yapınca en başa kardeşlerime, aileme, sevdiklerime bir şey olacak korkusu. Daha sonra işe yaramaz bir insan olarak ölme korkusu -böyle bir duygu var mı? Olsun o sırada bunları hissettim.- Ondan sonra da endişe her şeye olan endişem. Ve bunun gibi nicesi. Birbirine benzeyen hatta aynı sayılacak duygulardan oluşan bir liste. Filmlerde gördüğümüz listeler kadar uzun olmasa da bir A4 kağıdını kaplamıştı.

Korkusuz korkak öğretmenime bunu göstersem önce över. Sonrada bu duyguları bana teker teker yaşatarak delirmemi sağlar. En azından bu duygulardan 25'ini eleyip geriye kalan 4 duyguyla onun yanına gitsem daha iyi olur.

Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım ve o anı tekrar yaşamaya başladım. Duygu elemek yerine daha fazla duygu buldum. O an kendime olan güvenim bir ara artmış hatta kendimi bir savaşçı olarak bile görmüştüm. Pelerini rüzgarla sallanan ve bütün kötülüklerin düşmanı yenilmez Zeynep. Ne saçma hayal insan bir anlık başarısında nasıl da kendini mükemmel sanıyor.

Biraz daha düşündükten sonra bence yönetici duygumu buldum.

Ayın EtkisindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin