*multimedya: Ayza Öztürk*
Bugün 22 Haziran. Yani doğum günüm. 17. Yaşıma girdiğim gün. Ailemin genelde hatırlamak istemediği gün. Ama bu gün içimde ufak da olsa bir umut var. Belki ailem bu günü hatırlar hatta belki doğum günümü kutlar. Ya da boş ver. Kimi kandırıyorum ki hatırlasalar bile kutlamayacaklarına eminim.
Gün aymıştı bile. Güneş gözümü yakacak kadar parlakken içimden hayata sövmekle meşguldüm. Bekleyin arkadaşlar toprakta kaldım. Asya odaya daldığında gözlerimi zar zor açarak ona baktım.
''Ne var ya bu gün cumartesi değil mi? Neden bu saatte odamdasın?''
''Kalk kız! Eren ve Uygar geldi. Esin de bir-iki işini halledip gelecekmiş. Seni çağırıyorlar. Kalk uykucu hadi hadi!
Dediği şey ile iki saniyelik şoku atlatıp üzerimi giyinmek için dolabıma yöneldim.
Dünden hazırladığım kıyafetlerimi giyip salona gittim. Karşımda birbirini kovalayan Eren ile Uygar ve onları mısır yiyerek izleyen Asya'yı görünce gülmeye başladım. Beni görünce durdular ve onlar da gülmeye başladılar. Ben onların onlar da benim kahkahama gülerken bu kısır döngüyü annem bozdu.
''Çıkacaksanız çıkın artık biz burada sizin kahkahanızı mı dinleyeceğiz!''
Annem ve Asya mutfağa geçerken biz çoktan çıkmıştık.
Eren'' Kusura bakma seni de kış uykundan uyandırdık ama!''
Uygar'' Şşştt uğraşma benim sevgilimle!''
''Sen sus istersen!''
Uygar'' Nedenmiş o?''
''Kaç gündür hastayım ama bir kere bile arayıp sormadın ondan olabilir mi canım!''
Uygar'' Gerçekten meşguldüm aşkım arayıp soramadım.''
Eren'' Ne o sen benim Ayza'mı mı aldatıyorsun?'' Eren'in bunu şaka amaçlı söylemesine rağmen Uygar birkaç saniyeliğine durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kokan Ayza
Teen FictionBen Ayza... 17 yaşındayım Hani herkes der ya Ölüm çok acıtır Peki ölüm yaşamak kadar acıtabilir mi?