Heyyo evrivan nasılsınız? Vallahi ben bu bölümü yazarken bomba gibiyim çünkü bu kitap neredeyse 50 kişi tarafından okunmuş. Size az gibi gelebilir ama ben gerçekten çok mutlu oldum. Her neyse çok uzattım daha konuşmiyim hikayeye geçelimmmm. Ha bi de -....- iç ses olacak önceki bölümlerde yoktu ama eklemeye karar verdim.
-------------------------
Masal Hanımın elindeki telefonu yere düşürmesiyle herkes yerinden kalkıp kapıya gitti. Abi tayfası şok olmuş olacak ki hiç ses çıkarmıyorlardı. En sonunda ben de merak edip kapıya gittiğimde ağzım açık kalmıştı. Ex ailem karşımda duruyordu.
-ay noluyo ayol- (Nisos hanımın lafı)
Ben de bilmiyorum iç ses.
Hasan ''Alara'yı almaya geldik.''
Taner ''Ben kızımı sana vermem!'' dediğinde Hasan'ın arkasından 3 tane polis geldi.
Polis bey amca ''Alara Öztürk burada mı?''
Alara ''Evet.''
Polis bey amca 2 ''Bizimle gelmen gerekiyor. Aksi taktirde zor kullanmak zorunda kalacağım.''
Alara ''Peki.''
Son bir kez ailesiyle vedalaştıktan sonra eşyalarını alıp evden ayrıldı. Masal hanım ağlıyordu. Merak ediyordum acaba beni de bir gün böyle sevebilecekler miydi? Bu düşünceyi kafamdan atmaya çalışarak 5 tamboyları izlemeye başladım. Egemen'in gözleri dolu doluydu. Demir'in gözlerinden birkaç damla gözyaşı akmıştı bile. Deniz de ağlamanın eşiğindeydi. Diğerleri her ne kadar belli etmek istemeseler de gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Alara'yı gerçekten çok seviyorlardı.
''Ben odadayım.'' dedim daha fazla dayanamayarak.
Onların Alara'yı bu kadar sevmesi nedensizce beni üzüyordu. Belki de ben de sevilmek istiyordum. Bu evde istenmediğimi, beni sırf bana acıdıkları için aldıklarını biliyordum. Ama keşke her şey daha farklı olsaydı. Keşke bebekler hiç karışmasaydı. Keşke bu ailede büyümüş olsaydım. Belki beni de böyle severlerdi. O ailede senelerce gereksizce şiddet görmeyi kaldıramıyordum. Ben haksızlık içinde büyümüşken o burada, benim ailemle, benim yerime mutlu olmuştu. Bunları hak etmek için ne yaptığımı bilmiyordum. Daha fazla dayanamadım ve kendimi yatağa atıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Çünkü bunu yapmadan asla rahatlayamayacağımı biliyordum.
Birden odaya Egemen'in girmesiyle hıçkırıklarımı tutmaya çalıştım ancak başaramadım. Egemen yatağın kenarına oturdu ve;
''Ayza ne oldu?'' diye sordu. benimse diyebildiğim tek şey;
''Git.'' oldu.
-Ayza sen salak mısın? Onlar seni sevmediği için ağlıyorsun ama seninle ilgilendiklerinde de onları kovuyorsun.-
Bilmiyorum iç ses. Ne yaptığımı ben de bilmiyorum ki.
Egemen ''Tamam. Ama lütfen bir problemin varsa bana anlatabilirsin.''
*Egemen Cennet anlatımıyla*
-Tabii ki problemi var salak! Neden problemin varsa diye soruyorsun?-
İç ses, lütfen sus.
Aşağı indim. Mutfağa girdiğimde tüm aile masadaydı. Herkes ölü gibi yemek yiyordu. Ben de çok farklı sayılmazdım. Annem hiç konuşmuyordu. Babam annemi konuşturmaya çalışıyordu. Açıkçası bu kadar üzülmeleri beni şaşırtmıştı. Gerçi onların üzülmeleri normaldi. Alara ne yaptıysa bana yapmıştı. Diğerlerine hiçbir şey yapmamıştı.
-1 sene önce-
Egemen ''Pelin!''
Pelin ''Geliyorum aşkım!''
Pelin mutfaktaydı. Atıştırmalık almak için aşağı inmişti. Uzun süre gelmeyince merak emiştim onu.
Pelin ''Aşkım bak, Alara benim için özel kek yapmış.''
Egemen ''Cidden mi? Alara seni çok sevmez aslında, belki özür amaçlı yapmıştır.''
Pelin şeker hastasıydı. Bunun için günde belirli bir kaloriyi aşmaması, çok şekerli şeyler yememesi gerekiyordu. Eğer bunları çok tüketirse felç kalabilme ihtimali vardı. Alara da bunu biliyordu. Yani umarım.
....................
Pelin kekini neredeyse bitirmişti ki birden;
''Egemen bacaklarımı hissetmiyorum!''
Diye bağırdı. Apar topar hastaneye gittik. Allah'tan herhangi bir hasar almamıştı ancak bunun benim suçum olduğunu söyleyerek benden ayrılmıştı ve İstanbul'a taşınmıştı.
-Günümüz-
Egemen ''Siz hala nasıl yemek yiyebiliyorsunuz? Bu olanlar çok mu normal?''
Masal ''Sence biz çok mu mutluyuz Egemen?''
Egemen ''O yemekler boğazınızdan nasıl geçiyor? Kardeşimiz yukarıda hıçkırarak ağlıyor, senelerdir kardeşimiz sandığımız, benimsediğimiz kardeşimiz evden gitti ve siz oturup yemek yiyorsunuz!''
-İnşallah boğazınızda kalır-
İlk defa sana katılıyorum iç ses.
Doğu ''İyi be! Tamam. Yemek yiyeceksen onu ben çağırırım.''
Doğu yukarı çıkarken tek yaptığım onu izlemekti.
*Ayza Cennet anlatımıyla*
Odanın kapısı açıldı ve içeri biri girdi. Yüzüm yastığa gömülü olduğundan ona bakamadım. Beni bu halde gördüğünden utandım ve yüzümü yastığa daha çok gömdüm.
Doğu ''Hadi yemeğe gel herkes seni bekliyor.'' dedi soğuk bir tonda.
''NEDEN?'' sesimi yırtmak istercesine bağırdım. Doğu yanıma gelip oturdu ve;
''Ney neden?'' diye sordu.
''Neden insanlar bu kadar kör?'' dedim hiç düşünmeden. ''Neden SİZ bu kadar körsünüz?''
Doğu ''Ayza ne demek istediğini anlayamıyorum.''
''Beni göremeyecek kadar körsünüz. Hepiniz. Ben daha çocuğum ve buna rağmen gözlerimde kendi ölümümü görüyorum. Gerçekten sevilmeye ihtiyacım var...''
.
.
.
.
.
.
.
.
--------------------------------
Slm cnm nbr
634 kelime
BU günlük bu kadar yarın ve ya öbür gün muhtemelen yeni bölüm atarız aşkolar günaydın, tünaydın, iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler günün hangi saatindeyseniz görüşürüzzzzzz 💋💋💋💋💋💋💋💋
-Yağmos ile Nisos-
🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kokan Ayza
Teen FictionBen Ayza... 17 yaşındayım Hani herkes der ya Ölüm çok acıtır Peki ölüm yaşamak kadar acıtabilir mi?