Nabersiniz ayol
ben aşırı sıkılıyorum valla yoksa bölüm yazmak gibi bir niyetim yoktu kwjsjnkjsdzmm
Lets go tu dı hikayeee
_______________
Ayza "Eee o zaman ben odaya çıkayım."
Taner Bey "Kızım yemek yemedik henüz. Üstünü değiştirdikten sonra direkt yemek odasına gel. Olur mu? "
Ayza "Olur."
Deyip hemen odaya çıktım. İyi ki klima diye bir şey var ayol. Yoksa geberirdim. Hele ki Adana'da yaşayan biri olarak. (Bu ben bu arada) Üstümü hızlıca değiştirip yemek odasına ilerledim. İçeri girdiğimde herkes bana baktı. Neden mi? Ben bilsem söylerim değil mi?
Ayza "Neden bakışıyoruz?"
Barış "Ha? Ne?"
Ayza "İki saattir bakıyorsunuz ya onu diyorum."
Masal Hanım "Geç kızım otur sen."
Ayza "Tamamdır."
Deyip boş yere oturdum. Sağ tarafımda Barış, sol tarafımda sarı kuyruk oturuyordu. Sakince yemeğimi yeme hayalleri kurarken sofraya lahmacun geldi. Sakince demiştim değil mi? Hah işte unutun onu. Lahmacunu sakince yemek ve ben? Asla. Hemen önüme üç tane aldım. En üsttekine bolca limon sıktıktan sonra dürüm yapıp 'nazikçe' yemeye başladım. Falan diyormuşum. Tek lokmada yarısını ağzıma aldığım lahmacunu çiğnemeye çalışıyordum. İnsanlar bana tuhaf bakışlarını yollarken benim tek odak noktam lahmacunumdu. Arka arkaya 4 tane yedikten sonra midemin daha fazla almayacağını anlayıp arkama yaslandım. Masaya göz gezdirdiğimde herkes insani bir şekilde yemek yiyordu. Biri hariç. Egemen. Söylüyorum size ilk buna alışıcam ben. Masal Hanım oğlunu uyarınca Egemen daha yavaş yemeye başladı. Masal Hanım yemeğine dönünce Egemen lahmacunun kalan yarısını ağzına tıktı. Onun bu haline kıkırdadım.
Barış "Ayza neye gülüyorsun?"
Ona sinirle karışık şaşkınlık bakışımdan atınca hemen;
Barış "Yani hesap sormak gibi değil. Sadece merak ettim."
Başımla Egemen'i gösterdim. Hala ağzına bir şeyler tıkıştırmaya çalışıyordu ve bu onun sincaba benzemesine neden oluyordu.
"Egemen eğer ağzına biraz daha yemek tıkarsan yanakların yırtılacak." dedim gülerek.
Egemen "Ofondom?"
"Diyorum ki önce ağzındakileri yut, sonra ye."
Egemen "Sonko son çok forkloson."
Kıkırdadım.
Sarı Kuyruk "Abi Ayza haklı. Önce bi çiğnesen sanki?"
Egemen "Sen sus küçük!"
Sarı Kuyruk "Tamam tamam sustum." Dedi gülerek.
Onlar konuşurken telefonum çaldı. Arayan Eren idi. Muhtemelen beni merak etmişti.
Telefon konuşması başlıor
(Eren+ Ayza-)
+Alo? Ay güzelim iyisin değil mi?
-Tabe olum ne sandın. Yıkılmadım ama yere paralelim.
+(Gülme sesi) Biliyorum güzelim, biliyorum. Sadece merak ettim. Hem herhangi bir şey olursa beni ara kaçırırım seni.
-Kaçırsana ayol.
+Ne? Nasıl?
-E kaçırırım dedin ya! Kaçır diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kokan Ayza
Teen FictionBen Ayza... 17 yaşındayım Hani herkes der ya Ölüm çok acıtır Peki ölüm yaşamak kadar acıtabilir mi?