multimedya: Eren
Eren bir kaç dakika boyunca biyo-ailem ve polislerle anlaşmaya çalışmış, benim onunla kalmam için onları ikna etmeye çalışmış, ancak başaramamıştı. Bana doğru dönerek;
Eren'' Ayza, çok üzgünüm seni bırakmak zorundayım. Karşımızda polisler var.''
Eren'in gözleri dolmuştu. Sanki bir daha bırakmayacakmış gibi sarılıyordu bana. Bundan şikayetçi olduğum söylenemez tabii. En sonunda ondan ayrılmak zorunda kaldığımda gözünden birkaç damla yaş aktığını far kettim ve bu benim de ağlamama sebep oldu. Kapının önünde 8 kişi, iki polis bekliyordu ve biz burada birbirimize sarılarak ağlıyorduk. Sonunda ondan ayrılıp eşyalarımı toplamaya başlamıştım. Eren de bana yardımcı oluyordu. Eşyalarımla birlikte kapının önüne gelene kadar mutsuz olursam anında onu aramamı neredeyse 1000 kere söylemişti. Biyolojik aileme güvenmediği için beni Eren götürecekti. Yol boyunca konuşmamıştık. Açıkçası beni öylece teslim ettiği için kızgındım ona. Ama bu olayların içerisinde bir de ona trip atmakla uğraşmayacaktım. Yani henüz. Eve vardığımızda Erenle vedalaşıp eve girmiştim.
Masal (annesi) ''Merhaba, şöyle oturabilirsin'' Dedi tekli koltuğu göstererek.
Taner ''Bu sesin en büyük abin, Barış. Bu 2. en büyük abin Doğu. Bu ortanca abin Deniz. Bu 2. en küçük abin Demir. Bu en küçük abin Egemen. Bu da kardeşin Efe.''
O sırada odaya Alara geldi ve herkes bir anda sustu. Muhtemelen ex ailemin Alara'yı yanlarına alacağını ve çok zamanları olmadığını biliyorlardı. Alara önümde kafası eğik bir şekilde duruyordu.
Alara ''Senin yüzünden.''
''Ne?''
Alara ''Hepsi senin yüzünden. Beni almaya geliyorlar.''
Herkes (Ayza dışında) ''NE?''
Alara ''Evet, doğru duydunuz. Beni almaya geliyorlar ve hepsi bu kız yüzünden!''
''Alara...'' dedim ve iç çektim. ''Biliyorum kötü şeyler yaşıyorsun ama benim de kötü şeyler yaşadığımı unutuyorsun.''
Alara ''BENİ AİLEMDEN AYIRAN SENSİN!''
''Seni ailenden ayıran ben o evde şiddet gördüm ve çok daha fazlasını yaşadım ve bu sizi tanıdığımdan beri sen ve ailen bana psikolojik baskı uyguluyorsunuz. Aynı gün içerisinde hem üvey olduğumu hem de beni sevdiğini sandığım ablamla sevgilimin beni aldattığını öğrendim. Ve tamı tamına 17 yılımın yalan olduğu öğrendim. Sen ise 17 yıl boyunca en azından seni seven insanlarla yaşadın. Hala benim suçum olduğunu düşünüyorsan eğer söyleyeyim 17 yıl önce ben de tıpkı senin gibi yeni doğmuş bir bebektim. Hastanede karışmamızı nasıl sağlayabilirim?''
Alara ''UMURUMDA DEĞİL SENİN NE YAŞADIĞIN! BEN BURADA AİLEMDEN AYRILIYORUM.''
Ağlıyordu. Evet o da zor zamanlar geçiriyor ancak bence biraz fazla tepki veriyor. Beni suçlamasının sebebini anlayamayacağımı fark ettiğimde konuştum;
''Alara, lütfen sakinleşir misin? Sana bağırmak istemiyorum.'' Demir ayağa kalktı.
Demir ''Sen kimsin de benim kardeşime bağıracaksın!''
Taner ''Demir, sen karışma.''
Demir susup yerine oturdu. Alara her şeyin benim suçum olduğunu sayıklayarak ağlamaya devam ediyordu. Açıkçası ona da üzülüyordum. Senelerdir onu seven insanların ailesi olmadığını öğrenmişti. Bu benim başıma gelseydi muhtemelen ben de aynı tepkiyi verirdim. Bu yüzden ona bağırmak istemiyordum. Alara biraz sakinleştikten sonra konuşmaya başladı;
Alara ''Bunu bana neden yapıyorsun?''
''Alara, bak dediğim gibi bu benim elimde olan bir şey değil. Elimde olsa hayatınıza hiç girmezdim bile. Birbirini seven bir aileyi dağıtmak benim ne haddime? Ama söylediğim gibi benim elimde değil. Lütfen objektif olarak bak bir de. Seninle aynı gün doğdum. O gün ben de bir bebektim hastanede karışmamızı ben sağlamadım burada suçlu olan ben değilim.''
Alara ''HAYIR SENSİN. HAYATIMA GELİP BENİ AİLEMDEN AYIRIYORSUN!''
''Sanırım anlatmak istediğimi anlatamayacağım.'' diyerek iç çektim.
Egemen ''Ayza gel yanıma otur lütfen?''
Artık hiçbir şey yapacak halim olmadığından dediğini yapıp yanına oturdum.
Masal ''Ayza... Biz gerçekten böyle şeyler yaşadığını bilmiyorduk...''
Taner ''Neden bize en başta bunları söylemedin?''
''Gerek olduğunu düşünmedim. Sonuçta artık onlardan kurtulup beni seven bir aileye sahip oldum demek isterdim ama ne onlardan kurtuldum ne de beni seven 'ailem' diyebileceğim insanlar var. Bir tek Eren ve Esinin beni sevdiğini biliyorum -ki Esin de beni o günden beri aramıyor- umarım onları da kaybetmem. Çünkü eğer onlar da giderse dayanabileceğimi sanmıyorum.''
Alara ve Demir yukarı çıkmışlardı. onlar dışında herkes salonda oturuyordu. Hiç kimse konuşmadığı için sadece televizyon sesi duyuluyordu. Telefonuma mesaj gelmesiyle herkes bana döndü. Mesaj Eren'dendi.
Eren *Güzelim nasılsın? O evde üzüyorlar mı seni? Bak eğer üzgünsen haber ver gerekirse kaçırırım seni.*
*Yok yok, Alara ve Demir dışında herkes salonda televizyon izliyoruz sadece biraz garip şu an herkes bana bakıyor o kadar.*
Eren *Tamam güzelim oyalamayım seni televizyona dön sen öptüm hadi bays*
Eren'in bu mesajı gülümsememe neden olmuştu. Bu gülümseme 5 tamboylar -Demir hariç- ve sarı kuyruğun bana daha dikkatli bakmasına sebep oldu.
Egemen ''Bak Ayza biliyorum senin hiçbir şeyin değilim sormak haddime değil bunu da biliyorum ama o mesajlaştığın kişi sevgilin miydi?''
Egemen bu soruyu sorduğu için herkes bize odaklanmıştı. Ben ise bu soruyla biraz afallamıştım. Neden böyle bir soru sorduğunu anlayamayacağımı fark edince ona bir cevap vermem gerektiğini hatırlayıp;
''Hayır, daha önce beni buraya bırakan arkadaşımdı.'' Dediğimde sanki rahatlamış gibi derin bir nefes verdi. Tam o sırada zil çaldı. Masal Hanım kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişiyle elindeki telefonu yere düşürdü.
.
.
.
.
.
.
.
Sonnnn
753 kelime
Bu bölümü nasıl buldunuz? Fikirlerinizi yorumlarla belirtirseniz bizi çok mutlu edersiniz. Bu bölüm önceki bölümden daha kısa oldu çünkü acele yazdım ve Nisos bana yardım etmiyo. Ve lütfen fikirlerinizi belirtin buna göre beğenilmeyen bir yer olursa düzeltmeye çalışacağız. Günaydın, tünaydın, iyi akşamlar, iyi geceler günün hangi saatindeyseniz sizi seviyoruz, görüşmek üzere.
Yazarlar: Nisos ile Yağmos
🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kokan Ayza
Teen FictionBen Ayza... 17 yaşındayım Hani herkes der ya Ölüm çok acıtır Peki ölüm yaşamak kadar acıtabilir mi?