Seungmin okulun popüler ve zorba grubundaydı. Chan ise ailesi olmadığı için aşağılanan, zorbalık gören biriydi.
"Sesinden bıktım! Yüzünden bıktım! Yaptıklarından bıktım!"
(angst)
Bang Chan & Kim Seungmin
[Ficin konusu tt den lorstrads]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
---
Seungmin kantinde fazla gürültü olduğu için öğle arası boş olan sınıfına doğru ilerledi. Sınıfa girmesi ile olduğu yerde durdu. Jiseok ve diğer ikilk Jeongin, Felix ve Jisung'u sıkıştırmıştırdı. Jeongin Felix'i arkasına alıp sinirle karşısındaki üçlüyü bakıyor. Jisung ise gücü yettiği kadar direniyordu. Seungmin onlara doğru ilerleyip "Neler oluyor?" diye sordu. Yunho sırıtıp "Gel gel. İbne varmış okulda". Seungmin kaşlarını çatarken Jiseok sözü dev aldı "Meğerse bizim tilki ve civciv sevgiliymiş" diyerek güldü.
Seungmin bununla kaşları havaya kalkıp karşısındaki ikiliye baktı. Jiseok sözlerine devam etti "Bu kadar iğrenç kişilerin bizim okulumuzda olduğuna inanamıyorum". Jisung sinirle gülüp "Kime iğrenç diyorsun be. İstersen bir aynaya bak". Junwo onun yakasını kavrayıp "Ne dediğini sanıyorsun sen sincap? He?". Seungmin araya girip "Bir ibne ile mi uğraşacaksınız?" dedi. Jiseok kaşlarını çatarken "Seungmin kenara çekil". Seungmin bununla gülüp "Hm? Niye? Bazı şeyleri söylemekten çekinmem. Şimdi gidin hepiniz. Ben hallederim". Jiseok sinirle soluyup diğerlerine baş hareketi yaparak sınıftan çıktı.
Seungmin onların gidişine izlerken "Gene yaptın" diyen Jeongin'e doğru döndü. "Saçma sapan konuşma". Jeongin sırıtıp "Herkese duygularının kapatıp bize yapamıyorsun değil mi? Bize birşey olmasından hala köpek gibi korkuyorsun". Seungmin sinirlenmeye başlarken "Kapa çeneni!" diye bağırdı. Jeongin'in gözleri koyulaşırken "Jisung, Felix bizi yalnız bırakın. Lütfen". Jisung koluna girdiği Felix ile çıkarken Jeongin derin bir nefes aldı. "Ne zamana kadar devam edeceksin böyle Seungmin?". Seungmin gülüp "Bırakmayacam? Böyle olunca canım yanmıyor çünkü".
"Ama mutlu değilsin"
"Bunu nereden bileceksin. Ben halimden gayet memnunum". Jeongin gülüp "Kandırabileceğin en son kişi benim ve sen hala yalan söylüyorsun". Seungmin sinirle yakasını tutup "Kes sesini! Mutluyum işte!" diye bağırdı. Jeongin onun ellerini tutup "Değilsin! Değilsin işte! Sahte gülümseme ile dolanıyorsun etrafta! Onlarla beraber olmaktan mutlu falan değilsin". İkili boğuşurken Seungmin Jeongin'i yere atıp üstüne çıktı. Karının üstüne otururken tekrar yakalarından kavradı "Benim hakkıma konuşmayı kes! Ben buyum artık!"
"O zaman hayatına mutsuz devam et! Bizimle olan neşen başkasıyla olmaz bunu çok iyi biliyorsun! Bizim yanımızda sürekli kahkahalar ile gezerdin! Hepimize sırnaşıp sarılırdın! Etrafı gülümsemen ile parlatırdın! Özlemişim amına koyim.". Seungmin dolan gözleri ile üstünde oturduğu bedene bakarken "Özledin mi?" dedi kısık sesle. Jeongin kafasını sallayıp "Özledim seni. Seungmin sen benim en yakınımsın. Biz birbirimizin herşeyini biliriz. Hiç birşeyimiz ayrı gitmedi. Seni özledim. Ben arkadaşımı özledim". Seungmin uzun zamandır tuttuğu göz yaşları akmaya başlarken Jeongin ona küçük bir tebessüm sundu. Yattı yerden doğrulup sırtını duvara yasladı. Hala üstünde olan Seungmin'i sıkıca kavrayıp sırtını okşadı. Seungmin hıçkırıkları arasında "Olmuyor. Sizsiz olmuyor. Sizi çok özledim. Seni çok özledim. Ama o anları tekrar yaşamak istemiyorum. Jeongin ben çok korkuyorum. Bir gün tekrar aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyorum".
İki gençin arkadaşlığı her zaman çok özel olmuştu. Evet dörtlü bir gruptular ama bu ikilik dostluğu hepsinden farklıydı. En kötü ya da en güzel anlarında dahi beraberlerdi. Bazen sabaha kadar beraber ağladılar. Bazen ise saçma olan herşeye güldüler. En küçük şeyde birbirlerinde teselli buldular. Şimdi ise aralarındaki nerdeyse dört yılın uzaklığa rağmen gene birbirlerini bulmuş ve beraber ağlıyorlardı.
Seungmin ağlaması yavaşlarken başını Jeongin'in omzundan kaldırdı. "İronik gene yanımda sen varsın. Her şeye rağmen". Jeongin gülüp saçlarını karıştırdı "Herşeye rağmen yanındayım" dedi. Seungmin gülmüş sonra aklına gelen ile ona dönmüştü "Felix ile sevgili oldunuz mu?". Jeongin sırıtıp kafasını salladı. Seungmin gülmüş "Sonunda demek. Zamanında çok ağladın bana". Jeongin gülüp omzuna vurdu "Sende eziklediğin kişiye aşık oluyorsun?". Seungmin bununla kaşlarını çatıp "Saçmalama be" dedi. Jeongin onun kızaran yanaklarına güldü "Tabi tabi" diyerek geçiştirdi.
Bir süre sessizlik olmuş "Revire gitsek iyi olur" diyerek bozmuştu Jeongin. Seungmin onu onaylerken ikiside kalktı. Revire girip yatağa yan yana otururken hemşire onlarla ilgilenip daha sonra odadan çıktı. Sessizliğin ardından ikiside gülmeye başladı. Gülmelerinin nedeni yoktu. Belki hallerine gülüyorlardı, belki de bambaşka birşeye. Kapı açılıp içeri Jisung ve Felix girdi. "Oğlum gene iyisiniz. Birbirinizi yersiniz demiştim" dedi Jisung. Jeongin gülmüş "Onuda yaptık kardeşim merak etme". Felix dudaklarını büzüp onun patlayan dudağına baktı "Açıyor mu?"
Jeongin dudaklarını büzmüş "Öpersen geçer" demişti. Jisung kusar gibi yaparken Felix gülerek küçük bir öpücük verdi. Seungmin istemsiz onlara gülümserken Jisung ona döndü. "Ya Seungmin. Ben demiyorum diyorum ama diyeceğim". Seungmin kaşlarını havaya kaldırıp "Ne çıkacak merak ettim. Söyle". Jisung onun saçlarını dağıtıp "Sen bu saçları geriye atınca yakışıklıyım diye dolaşıyorsun ya. Abi benim gözümde hala tatlış yavru köpek gibi oluyorsun". Bunun üzerine Jeongin ve Felix gülerken, Seungmin onun omzuna vurup "Saol ya" diye çemkirdi.
Jisung onunla uğraşmaya devam ederken Seungmin dayanamamış yanındaki dezenfektan şişesini ona sıkmaya başlamıştı. Jisung bağırarak kaçıyor, Seungmin ona nişan almaya çalışıyor, Jeongin ise sadece ikiliye gülüyordu. Felix bununla gülümserken telefonu çıkarıp bu karenin fotoğrafını çekti. Seungmin elindeki şişeyi masaya koyup yanındaki üçlüyü baktı. Aralarında sanki hiç soğukluk olmamış gibi eğlenirken içinde bayadır hissetmediği o huzuru hissetti. Tamam belki azıcık Chan ileyken hissetmişti.
Yüzünde istemsiz bir gülümseme oluşurken revir kapısı açıldı. İçeri Minho ve Chan girmiş içerdeki dörtlünün yanına gelmişlerdi. "Yemişsiniz birbirinizi. Jeongin bakayım bir sana" diyerek ona ilerledi Minho. Chan Seungmin'in yanına geçip "Jeongin vurmuş sana. İçimin yağları eridi biliyor musun?" diyerek sırıttı. Seungmin ona dil çıkarmış "Boş yapma Chan" demişti.
---
Bu bölüm biraz ikilinin arkadaşlığına girdim olmuştur umarım
