---
Chan okulun içinde Seungmin'i ararken yanına koşarak Jeongin geldi. "Chan! Buldun mu onu!". Chan'ın hayır anlamında baş sallaması ile gergin bir nefes aldı. Dolu gözleri ile etrafa bakarken. "Chan bul onu lütfen. Lütfen bul onu. O şuan çok kötüdür lütfen Chan". Chan onun omuzlarını ovalayıp "Merak etme bulucağım onu". "Çabuk ol. Tekrar öyle bir durumda bulmak istemiyorum onu". Chan kaşlarını çatsa da yanından giden Jeongin yüzünden ne demek istediğini soramamıştı. İç çekip yukarı kata çıktı. Spor salonuna girip etrafına bakındı. Yönünü soyunma odalarına çevirdiğinde duyduğu ağlama sesi ile hızla içeri girdi.
İşte ordaydı. Kendini küçük bir top haline getirmiş bir şekilde ağlıyor, elleri ile saçlarını çekiyordu bir yandan ise kendince bir şeyler mırırdanıyordu. Hızla ona ilerleyip "Seungmin!" diyerek önüne çöktü. Seungmin şaşkınlıkla ona baktı. Chan onun kızarık ve şişmiş gözleri, burnu ile iç çekerken ani bir kararla önündeki bedeni kollarının arasına almıştı. "Chan-" diyeceği sıra sözünü kesti. "Sadece dinlen ve kendini boşalt Seungmin. Yanındaki ben olsam da". Seungmin tekrar dolan gözleri ile başını onun göğsüne bastırdı. Seungmin ağlarken Chan onun saçlarını okşadı. Bir süre sonra dururan Seungmin kendini geri çekip yanaklarını sildi. "Neden geldin?".
"Jeongin ve diğerleri senin için çok endişelendi. Bende öyle". Seungmin bununla yutkunurken "Herneyse" diye geçiştirdi. Kısa sessizliğin sonunda Seungmin ayağa kalkıp üstünü silkeledi "Kimseye bu andan bahsetme". Chan sırıtıp ayağa kalktı "Zorba haline döndün herhalde". Seungmin ona yandan bir bakış atıp sonra yere baktı "Her şekilde toparlanmam lazım. Geçmişteki ben artık yok ve gelmeyecek. Sadece bir kişiye sözümü tutmam gerekiyor o kadar". Başka bir şey demeden soyunma odasından ayrıldı. Chan iç çekti. Seungmin geçmişte zor şeyler yaşadığını anlasa da bunları tam olarak bilmiyordu.
Chan arkasından çıkıp Jeongin'in yanına gitti. "Seungmin'i buldum. Biraz daha iyidir herhalde". Jeongin rahat bir nefes verip "Teşekkür Chan. Ben genede bakım ona". Tam gideceği sıra Chan "Jeongin" diyerek onu durdurdu. Gencin ona dönmesi ile "Tekrar aynı durumda bulmaktan korkuyorum derken neyi kast ettin?". Jeongin buruk bir gülüş bırakıp "Bence sen gayet iyi biliyorsun Chan. Seninde düştüğün bir durum değil mi?". Chan'ın başka birşey demesine izim vermeden yanından ayrıldı. Chan duyduğu şey ile yutkundu. Denemiş olamazdı di mi? Aklına gördüğü küçüklük fotoğrafları geldi. Yüzünde hep yara bantları vardı. Kim Seungmin gerçekten içinde farklı biri barındırıyordu.
Seungmin tuvalette elini yüzünü yıkarken bir yandan Jeongin'e laf anlatıyordu. "Jeongin gerçekten iyiyim. Hadi sınıfa git sen". Jeongin tereddüt ederek ona baktı "Bak gerçekten iyisin değil mi?". Seungmin iç çekip başını salladı "Evet Jeongin gerçekten iyiyim". Jeongin ona küçük bir sarılma verip "Peki gidiyorum ben" diyerek tuvaletten çıkmıştı. Seungmin onun gitmesi ile omuzlarını düşürdü. Aynadaki yansımasına bakarken alnına düşen saçlarını geriye taradı. Yüzüne aynaya yaklaştırıp "Kendine gel Seungmin. Bu zamana kadar iyiydin. Şimdi düşemezsin".
"Eğer dediklerimi yapmazsan düşersin ama". Arkasından gelen ses ile irkilmişti. Başını çevirip duvara yaşlanmış Jiseok'a baktı. Kaşları çatılırken "Ne saçmalıyorsun?" diye sordu. Jiseok sırıtıp ona yaklaştı. Tam dibinde dururken "Geçmişin hakkında herşeyi biliyorum. Minik zorba Seungmin meğer eziğin teki". Seungmin yutkunurken gözleri açıldı "Şuan gerçekten saçmalıyorsun". Jiseok gülüp onun saçını patpatladı "Merak etme köpüş ikimiz arasında. Tabii" derken yüzüne eğildi. "Geçmişine rağmen çok güzelsin biliyor musun? Benim ol. Bende sırrını saklayayım".
Seungmin gözleri iyice açılırken onu üstünden itti "Bu dediğin olmayacak. Seninle falan olmam". "Tüh o zaman herkes öylenir. Tekrar ezik Seungmin olmak mı istiyorsun?". Seungmin korku dolu gözlerle susarken Jiseok tekrar dibine girdi ve onu duvar ile kendi arasına aldı. Çenesini tutup yüzünü kendisine doğru çevirirken "Benim ol Seungmin sadece benim". Seungmin yüzüne yaklaşan benden ile midesinin bulandığını hissetti. Üstünden atmaya çalıştığı beden pek fazla hareket etmezken bu sefer suratını çevirmeye çalıştı. "Ah Seungmin sadece işleri zorlaştırıyorsun".
"Seninle falan olmak istemiyorum. Midemi bulandırıyorsun". Jiseok bu sözle onun saçlarını çekip yüzüne kendi yüzüne yaklaştırdı. Suratında sinir dalgalı belilirken "Bir daha böyle bişey asla deme" diye tısladı. Saçını daha sert çektiği sıra omzuna bir el dokundu. "Sana bir daha Seungmin'e bulaşma demiştim". Seungmin şokla ona bakarken Chan yakasından tuttuğu çocuğa yumruğunu geçirdi. Yere düşen çocuğun üstüne eğilip bir yumruk daha geçirdi. Yakalarını tekrar kavrarken "Ben seni uyarmıştım. Bir daha ona dokunmayactın". Tekrar tekrar yumruğunu geçirirken Seungmin onu durdurmaya çalışıyordu. En son sesleri duyup gelen hoca onları ayırmıştı.
Jiseok ile revire giderken Chan'a "Hemen müdürün odasına!" diye bağırdı. Tek başlarına kalan ikiliden Seungmin onun göğsünden ittirdi "Gene ne diye karşıma çıkıyorsun". Chan sinirle gülüp "Rica ederim ya! Şu ezik şeyini kenara çekip teşekkür etmek çok mu zor!". Seungmin'de sinirlenmeye başlarken "Çok zor!" diyerek patladı. "Sürekli dibimde olman çok zor! Sana yaptığım şeylere rağmen beni ne diye düşünüyorsun! Niye beni koruyorsun! Minjun'a neden bulaşıyorsun! Jiseok sana kötü davranırken susup bana gelince neden kavga ediyorsun! Yapma hiç birini yapma!".
Gözleri dolarken sinirle karşısında sessizce onu izleyen bedene baktı "İstemiyorum. Bana yakın olmanı istemiyorum. Kalbimin sessini duymak ve senin için olan düşünceleri istemiyorum". O hızla tuvaletten çıkarken Chan öylece kala kaldı. Elleri saçlarına giderken onları çekti. Sinirle güldü. Bu çocuk onu gerçekten çok zorluyordu. Ellerini yıkayıp müdürün odasına doğru ilerledi. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Yaklaşık bir saatlik nasiatten sonra babası aranmıştı. Chan tüm bunlar olurken sessiz kalıp sadece dinledi. Artık alışık olduğu şeylerdi. Eve gidecek ve babasının sözlerini duyacaktı. Müdürün odasından çıkıp çoktan herkesin çıktığı okul binasında oyalanıp evinin yolunu tuttu.
Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. Anahtarı ile içeri girip çantasını ortaya bir yere atı verdi. İçerden gelen babasının sesi ile ona döndü. Elinde kim bilir kaçıncı olan içkisi, yüzünde sinirden kızarmış bir sıfat vardı. Chan ona dönerken neler yaşanacağını çok iyi biliyordu. Tüm bunlar olurken kendisine tekrar ve tekrar aynı soruyu sordu. "Neden tüm bunlardan kurtulmak kolayken yapamıyorum?"
---
Bölümü yazarken bir anda aklımdaki taslağı unuttum 😭
Oturdum cidden düşündüm iki saat ne yazacaktım ben diye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sick Of You // Chanmin ✓
FanficSeungmin okulun popüler ve zorba grubundaydı. Chan ise ailesi olmadığı için aşağılanan, zorbalık gören biriydi. "Sesinden bıktım! Yüzünden bıktım! Yaptıklarından bıktım!" (angst) Bang Chan & Kim Seungmin [Ficin konusu tt den lorstrads]