0.3

2.5K 286 162
                                    

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

Seungmin kantinde arkadaşları ile konuşurken ara sıra Chan ile göz göze geliyordu. Cumartesi günü olan buluşma bir şekilde kavgasız bitmiş sonra bir daha iletişim kurmamışlardı. Seungmin önüne dönüp boş kağıt bardak ile oynarken, boynuna sarılan kişi ile yerinde zıpladı. Arkasına döndüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu "Jiseok!". Yerinden kalkıp gencin boynuna sarıldı. Jiseok gülerek ona sarılmış "Naber yakışıklı, naptın bensiz bir hafta?". Seungmin cevap vermeden Junwo konuşmuştu "Sen olmayınca ayrı bir suratsızdı bu". Seungmin ona dil çıkarırken diğerleri gülmüştü.

İkili masaya oturunca "Sen Chan eziği ile naptın?" diye sordu Yunho. Seungmin iç çekip "Bu ezigin dili uzamış bana karşılık verdi hep. Dövmemek için zor durdum". Jiseok gülüp "Bir haftadır elim kaşınıyor zaten bir gidip ziyaret edeyim onu" diyerek avuç içini kaşımıştı. "Öğle arası hallederiz o zaman. Ya da okul çıkışı?". Junwo'nun sözü ile Seungmin'in aklına Chan'ın dedikleri geldi. Kabul etmek istemese de onlardan güçlü olduğu kesindi "Öğle arası hallederiz ya. Çıkışta bulaşıp zamanımızdan gitmesin". Junwo başımı sallayıp "Mantıklı neyse bir güzellik gördüm kaçar ben". Diğerleri ooo demeye başlarken Seungmin sadece surat buruşturdu.

Öğle arası Jiseok yanına Junwo'yuda alarak Chan'ı sıkıştırmıştı. Chan derin bir nefes alıp onlara döndü "Evet bugün ne yaptım bakalım". Jiseok gülmüş "Ben yokken dilin uzamış. Seungmin'e laf atmışsın". Chan başını eğip sırıtması ile Jiseok onun yakasını kavradı. "O dilin uzamasın sakın Chan. Seni mahvederim yoksa". İlk yumruğu geçirmesi ile Junwo da ona katılmış bu sırada Seungmin yanlarına gelmişti. Yerde dövülen Chan'ı izlerken yüzünde bir sırıtış belirdi. Gelen ses ile ise sırıtışı bozuldu. "Hey!"

Jiseok bağıran kişiye dönüp "Ne var lan?" diyerek tek kaşını kaldırdı. "Öğretmen çağırmadan gidin burdan" diyerek Chan'ın önüne geçti. Jiseok kahkaha atmış "Ciddi olamazsın ya. Çekil önümden ezik karışma işimize." Onun dediklerinin aksine elini cebine atarak dikilen çocuk ile Jiseok sinirlenmişti. Yumruk haline getirdiği elini kaldırdığı sıra Seungmin onu durdurdu "Uğraşma bunlarla Jiseok. Uğraşmaya değmeyecek kadar ezikler". Jiseok ona dönmesi ile "Hoca karışmadan gidelim burdan hadi" diyerek devam etti cümlesine. Jiseok burnundan soluyup gence son bir bakış atıp oradan uzaklaştı. Junwo da peşinden giderken Seungmin kafasını yere eğip önüne döndü. Atacağı adım duyduğu ses ile durdu.

"Neden onu engelledin?". Seungmin ona dönüp "Kişisel algılama keyfimde değildim Jeongin". Jeongin yandan sırıtıp "Eminim öyledir Seungmin. Eminim öyledir". Daha sonra Chan'a dönüp yerden kalkmasına yardım etti. Onlar ordan uzaklaşırken Seungmin sadece arkalarından izledi. Aklına gelen anlar ile elleri titrerken küfür mırırdandı. Tuvalete geçip elini yüzünü yıkadı. Ayna da kendisine bakıp "Kendine gel Kim Seungmin. Eski sen yok anla. Böyle iyisin işte". Derin bir nefes alıp önüne gelen saçlarını geriye attı. "Sen artık busun ve öyle kalıcaksın".

.

"Hırkalar güzel olmuş cidden baş harfimizin olması ayrı bir hoş". Chan karton poşete hırkaları koyarken "Beğenmene sevindim yarın okulda Changbin ve Hyunjin'e de veririm". Minho el sallamış "Görüşürüz o zaman dikkatli git". Chan da el sallayıp abartmandan çıktı. Bir eli cebinde bir eli ile poşeti tutarak porsuk kenarında ilerledi. Hava ne çok soğuk ne çok sıcaktı, esen rüzgar ise hoş bir his veriyordu. Minik çikolata satan dükkandan çıkan Seungmin ile göz göze geldi. Yoluna devam edeceği sıra Seungmin sırıtarak yanına geldi. "Naber ezik?" diyerek elini omzuna attı.

Chan omzundaki ele bakıp ona döndü "Ne istiyorsun?". "Hiç canım sıkılmıştı senle uğraşıyım dedim. Nereye böyle? Annenin yanına ise yanlış yön". Chan gözlerini kapatıp derin nefes aldı "Annem hakkında konuşma". Seungmin gülmüş "Niye? Ağırmı geldi Channie? Çok mu üzüldün anacın yok diye". Chan sinirlenmeye başlarken omzundaki eli itip karşısında durdu "Sana annem hakkında konuşma dedim". Seungmin bu sefer kahkaha atarken "Nerden geldi sana bu cesaret? Konuşursam nolucak dövecek misin? Ah yapamazsın uslu çocuksun sen. Anneciğin çok kızar sana yoksa. Tabi olsaydı". Chan son söz ile Seungmin yakasını kavradı "Sana konuşma dedim!" diyerek ise ilk kez Seungmin'e şiddet uyguladı.

Seungmin başı diğer tarafa dönerken anında yakasına yapıştı. "Konuştum lan konuştum!" diyerek o da yumruğunu geçirdi. Chan yanağını tuttu. Hiç bir duygu barındırmayan gözleri bu sefer öfkeyle Seungmin dönerken yakasından kavrayıp yere fırlattı. Seungmin acıyan sırtı ile ağzının içinde küfür mırırdandıp yerinden doğruldu. Chan sırıtıp üstüne eğildi "Noldu? Hani nerede o zorba?". Seungmin Chan'ı tuttuğu gibi altına alıp yumruğunu geçirdi. İkili bu sefer yerde kavga etmeye başlarken porsuğa yaklaşmıştı. "Seungmin bir dur artık!" diye bağıran Chan'ı dinlemeyip onu üstünden attı. Bununla Chan düşeceği porsuğa son anda Seungmin'in belini kavraması ile beraber düşmüşlerdi.

Sudan kafalarını nefes nefese çıkarırken Chan ağzında küfür mırırdandı. Yüzerek porsuğun kenarına geldiğinde arkasındaki Seungmin'e baktı. Onun zar zor ilerleyip küfürler ettiğini görünce "Yüzme bilmiyor musun?" diye sordu. Seungmin ona kısa bir bakış atıp cevap vermedi. Chan bunla sırıtırken yanına gitti. Seungmin ne olduğunu anlamadan beline sarılan kollar ile Chan'ın kucağına alınmıştı. "Lan! Bıraksana beni!". "Öyle gitsen sabaha anca çıkarsın sudan. Sus da çıkarayım!". Seungmin bu sefer kendi kendine söylenmeye başlarken Chan onu çimene bıraktı. Kendisinde sudan çıkıp saçlarını geriye taradı. İkiside sırılsıklam haldeydi. Chan göz ucuyla Seungmin'e baktı. Üşüyordu ve onun aksine üstünde kısa kollu t-shirt ve eşofman vardı. İlerleyip kenardaki poşetten hırka çıkardı. Seungmin omuzlarına bırakırken sorgulayıcı gözlerin esiri oldu. "Donuyorsun. Senin aksine ben kalın giyinmiştim" diyerek ilerlemeye başladı.

Seungmin'de yanından ilerlerken bir süre sessizce yürüdüler. Seungmin hırkanın kolundaki harfleri fark edince "Bunlar ne böyle?" diye sordu. "Hırkayı ben diktim. Onlar benimkilerin baş harfleri". Seungmin şaşkınlıkla ona bakarken mağazada dedikleri aklına geldi. "Ne olucaksın tasarımcı falan mı? Kabul etmek istemesem de güzel olmuş". Chan gene hissiz olan bakışlarını yere indirirken "O kadar yaşarsam neden olmasın" diye mırırdanmıştı. "Bişey mi dedin?" diyen Seungmin ile kafa sallayıp "Hayır" dedi. Gene sessizce yürümeye başlarken bir yol ayrımında Seungmin hırkayı çıkarıp uzattı "Ben bu taraftan gidiyorum". Chan hırkayı aldığında garip bir sessizlik oldu. "Sağol. Hırka için" diyerek arkasına dönerken Chan "Aslında zorba olmasan çekilir birisin" dedi. 

Seungmin arkasını dönüp burukça gülümsedi "Öyleyim galiba". Sonra arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Chan arkasından bakarken "Birşeyler var sende Seungmin. Bakışların bu hale hiç isteyerek gelmediğini belli ediyor".

---

Oldu galiba ya

Sick Of You // Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin