24.BÖLÜM-KANLI ÇİÇEK

226 9 10
                                    

Kollarında uyumak,kollarında uyanmak..Bu kabus gibi zamanların üstüne işte gerçek bir ilaç gibi gelmişti.

Bu ara hep geçmişi düşünüyordum.Saraya ilk geldiğim günleri ve Kösem Sultan'ın himayesinde olduğum zamanları.

"Oğlumdan çıkan fikirleri,haberleri,aklından neler geçiriyor neler düşünüyor hepsini ilk bana söyleyeceksin.Oğlum her hatunla muhattap olmaz,hele kadınları konusunda çok seçici.Sakın bir yanlış yapayım deme.Gergindir genelde,o zamanlarda sakinleştir onu.Kadınlığını kullan.Aklına fikrine düşünceleri sokmanın yollarından biridir bu.Basit ama etkili.Murad seni beğendi belli.İşini daha da kolaylaştırır.."

Yüzüme esen akşamın serin rüzgarıyla kendime geldim.Hünkarımın terasından oturmuş şehri seyrediyorduk.Murad'ın gerginliği hala üzerindeydi ama haklıydı.Sessizlik hakimdi.Konuya nasıl gireceğimi düşünüyordum.

"Bu topraklara ilk geldiğimde ne yapacağımı bilemiyordum.Nereye giderim,nasıl hayata devam ederim,amacım ne? Karmaşa içerisindeydim.Sonra paşanın hanımı aldı beni yanına.Bir müddet orada kaldım.Sonra seni gördüm.O ilk karşılaşmamızda birbirimize hançer çekmiştik ya hani,nereden bilebilirdim ki o hançerin beni kalbimi sızlatacağını?Tıpkı bir zehir misali.."

"Sultanım,güzel sultanım.Sen de benim aklımda ve kalbimdesin.Yegane kadınımsın,karımsın.Başka hatun yoktur ki dünyada senin aşkının önüne geçsin.Ayrıca zehir falan yok.Güzel şeyler bunlar.Zehir kötüdür,insanın nefesini keser,çaresiz hissettirir.."

Dediğinde düşünceliydi.O da hiç zehirlenmiş miydi acaba? Neler hissetmişti o an peki?

"Murad,hiç zehirlendin mi?" Dediğimdr alaycı bir şekilde bana baktı.
"Hiç mi?" Dedi gülerek.
"Yaşımdan daha fazla zehirlenmeden döndüm ben." diye devam etti.
"Nasıl hissettin?" dediğimde duraksadı.Geçmişe gitti geldi sanki.
"Boğulduğumu.Nefes almak istiyordum ama çekmeye çalıştıkça nefes daha da boğuluyordum." Devam etti "Hatırlamak bile istemiyorum.Kötü günlerdi.Sen de bilme.Bu zamana kadar nasılsa bundan sonra da bilme."

Duraksadım. "Murad,beni zaten zehirlediler." diyemedim. "Ailemden kalan hakkımı gasp etmek uğruna ben zehirlendim!" diyemedim.Diyemezdim.Abimin dediği gibi ip üstündeydik.Her hamle çok kritikti.Her şey yanlış anlaşılabilirdi.

Konuyu değiştirmek adına "Kösem Sultan nereye sürülecek?" dedim.
"Eski saraya."
"Ama eski saray çok yakın.Hiçbir şey fark etmeyecektir."
"Yüzünü görmesem kafi.Şam'a gönderecek halim yok ya."
"Şam değil de,Amasya'ya göndersen mesela? Payitahta uzak ama yanına da gönderdiğimiz muhafızlardan anında haber alabiliriz."
Düşündü.Bana bakıp gülümsedi.
"Mantıklı geldi sultanım.Düşüneyim bunu."

Ayağa kalkıp üç adımda yanına gittim.Dizine oturdum. "Her şeyden önemlisi,kalbinin sesini dinle.Anlık öfkeyle hareket insana zarar verir.Vicdanın ve kalbini mantığınla birleştir." Elim yanağı ve boynu arasında gidip geliyordu.Yüzüme baktı,aramızda bir karış bile yoktu.Devam ettim. "Mehmed,Kaya ve ben.Senin kanatların altında o kadar güzel bir aileyiz ki..Tek korkum saadetimizin bozulması."

Gergin ifadesi şefkate döndü. "Allah'ım korusun.Düşünme sakın öyle şeyler." O sırada yüzüme düşen saçımı arkaya attı.Aramızdaki mesafeyi kapattı.Dudakları dudaklarıma değdiğinde birbirimizin hasretiyle tutuşuyorduk.İstekle ve arzuyla öpüyorduk birbirimizi.Geri çekildiğimizde hava iyice soğumuştu.İçeride yanan şöminenin önüne geçmiştik.Boydan boya minderler vardı.

"Sen bana iyi gelen tek şeysin.Tüm derdimi tasamı seninleyken unutuyorum." dediğinde "Unutturmama izin ver." diyip dudaklarına dudaklarımı örttüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Baş Haseki: Ayşe SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin