İntikam Başlıyor

973 36 8
                                    

Valide Sultan'ın dairesinden çıkmak üzere yürüyordum.Harem sehpasının üzerinde duran hançeri görünce dikkatimi çekti,her tehlikeye karşı yanımda bulunsun diye aldım ve kıyafetimin kuşağına koydum.Diğer prensesler saraylarında otururlardı ama ülkemin en nüfuzlu prenseslerinden ve ülkemin tahtının varisi olduğum için çok iyi kılıç ve dövüş sanatlarından yapabiliyordum.

Genelde prenseslerin narin ve kırılgan olduğundan ama ben gayet kendi ayakları üzerinde olan güçlü bir prenses olduğum için,özel günler dışında diğer prenseslerle pek bir araya gelmezdik.Ama  Rus Prenses Anna'nın da savaşçı bir ruhu vardı.O yüzden onunla iyi anlaşırdık.

Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp taşlıktan çıktım.Koridordan ilerliyordum,meşaleyi elime aldım ve tekrardan yürümeye başladım.Biraz ilerledikten sonra takip edildiğim hissine kapılmıştım ama sonra düşüncelerimde yersiz olduğumu sandım.

Omuzumda bir cismin soğukluğunu hissetmiştim.Hançer ya da kılıç gibi keskin bir şeyin olduğunu anlayabilmiştim.Yakalandığımı düşünüyordum,telaşlanmıştım lakin metanetimi koruyordum.

İvedilikle kuşağımdaki hançerimi çıkardım ve hançeri uzatan diğer kişiye doğru çevirdim.Ortam oldukça loştu ama hançeri doğrultan kişi,sarayın pencerelerinden süzen ay ışığının yansıdığı bölgeye geldiğinde ancak hançeri doğrultan kişinin simasına dair ufak hatlar belli olmaya başlamıştı.Tahminen benim yaşlarımda gayet de eli yüzü düzgün ve yakışıklı biriydi.

-Sen kimsin?
diye sorduğumda o da bana aynı ifadeyle

-Benim bunu sormam gerek,asıl sen kimsin?

-Bu seni ilgilendirmez.
Diyerek hançerimi kabzasına koymuştum,tam ilerleyecekken kolumdan tuttu.

-Benim sarayımda olan şeyler bizzat beni ilgilendirir.

-Sen ve senin gibiler,sarayda bir mevkiiye gelince hemen kendini padişah gibi görür,yazık.

-Onu bunu bilmem de,padişahın kulağına gitmesin.

-Hiç şüphen olmasın,bizzat ilk valide sultanımıza şikayet edeceğim.Hünkarda gerekeni yapar.

-Peki ben de hünkara sarayda hançerle dolaşan hatunlar olduğunu söylersem pek hoşuna gitmeyebilir.Zira padişah kadınların güç gösterisi yapmasını pek sevmez.

-Benim yaptığım göstermelik bir güç değil,daimi maksadım kendimi müdafaa etmek.Göstermelik gücü sadece birilerini kendine biat ettirmek için yaparlar.

Diyerek ayrıldım.Bu sarayın muhafızları ve hizmetkarları ayrı bir alemdi.Gerçi tüm Osmanlılar bana biraz değişik geliyor da,neyse..

Bana tahsis edilen ufak misafir dairemde oturuyordum ki Kösem Sultan'ın akşam tertip edeceği eğlenceye davet edilmiştim.Hem Sultan Murad'la da tanışırdık ve tahtımı geri almak için asıl ilk adımı atmış olurdum.

Atike Sultan ile kısa zamanda çok iyi anlaşmaya başlamıştık,birazdan akşama hazırlık için hamam sefası yapılacaktı ve ben de davet edilmiştim yaklaşık altı ay önce Süleyman Paşa Konağı'ndan Topkapı Sarayı'na gelen Ayşe Hatun olarak.

Peştemalleri giymiştik ve yardımcım Narin Hatun'la hamama doğru yol aldık.Narin Hatun en güvendiğim kişi olan Katerina'dan başkası değildi elbette.

Hamam sefasından sonra herkes hazırlanmak için kendi dairelerine gitmişti.Koyu mavi olan ve lale motifli sırmalı işlemeleri vardı ve bu kaftanı akşamki eğlence için giyindim ve Narin altın sarısı olan saçlarımı sardı.Sarma işleminden sonra koku sürünmüştüm ve hava da kararmıştı tam da.

Taşlığa doğru yol almaya başlamıştım ki çalgı sesleri tüm haremi inletiyordu.Hızlıca girip çıkan kalfaları gördüğümde içeride sultan olduğunu anladım ve kapının eşiğindeyken Atike ve güzel giyimli bir kadını daha gördüm.İçeri girerken haremdeki kızlar bana bakıp fısır fısır konuşuyorlardı,Atike Sultanların olduğu yere yaklaşınca yanındaki minderleri göstererek otur işareti yaptı.Ortadaki yuvarlak harem sofrasının tam karşısında olan güzel giyimli kadın beni süzüyordu.

-Atike Sultanım,hangi paşamızın kızıdır bu hatun?
diye meraklıca sordu.

-Süleyman Paşa konağında hususi olarak yetiştirilmiş ve terbiye edilmiş bir Osmanlı hanımefendisidir ve paşa kızı değildir,ancak tahmin ettiğin üzere senden iki yaş küçük,benimle de yaşıttır.

Diye biraz asil biraz da merak giderici bir ifade ile kadını yanıtladı.Ardından oluşan sessizliği destur sesi bozdu.

"Valide Kösem Sultan Hazretleri"

Valide Sultan bir kuğu misali geldiğinde herkes eğilmişti.Oturup elini kaldırdığında normale geri dönüldü.

-Validem hoşgeldiniz.
dedik üçümüz sırayla.O sıra valide sultan için hediye vereceğim kolyeyi dairemde unuttuğum aklıma geldi ve daireme gitmek için müsaade istedim,müsaadeyi alınca da daireme doğru yol aldım.

"Tüh akılsız kafam,Leyla gibi neye daldıysam"

diye söylenerek daireme girip çabucak kutuyu aldım ve çıktım.Hızlıca taşlığa doğru yürüyordum,içeri girdiğimde o kibirli adamı gördüm.Valide Sultan ile gayet samimiydi.Bu cüretini Valide Sultan'dan ve Sultan Murad'dan alıyor demek diye düşünerek geçirdim.

Valide Sultan'a yaklaşarak Narin'e verdiğim kutuyu Narin,Valide Sultan'a reverans yaparak uzattığında ben de konuşmaya başlamıştım.

-Valide Sultan Hazretleri,benden size naçizane bir armağan.

Valide kutuyu açtığında yüzünde gayet memnun bir ifade vardı,kibirli adam ise hiç istifini bozmadan Atike Sultan ve diğer güzel giyimli kadın gibi bize bakıyordu.Ardından kibirli adam konuşmaya başladı.

-Sanırım ki yeni hususi cariyenizdir.
dedi soru sorar şeklindeki imasıyla.

-Hayır,sana terbiyesiyle,latif ruhuyla ve dahi bir o kadar savaşçı özelliğiyle bahsettiğim asil ruhlu kızımız Ayşe kızımız ile tanış.

dediğinde kibirli adam bu sefer beni tekrar süzdü.Ardından valide sultan kibirli adamı göstererek devam etti.

-Ayşe kızım,nihayet devlet işlerinden vakit bulabilen cânum oğlum Sultan Murad.
diye gülümsemişti.

Ben daha olayın şokuyla padişaha bakarken padişah ise bana sanki zafer kazanmışçasına bakıyor ve gülümsüyordu.Şaşkınlığımı yaşarken nihayet Sultan Murad'la tanışmanın sevincini yaşıyordum,intikamım ve Roma tahtı için mücadelem resmen başlıyordu.

Baş Haseki: Ayşe SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin