eight

945 94 43
                                    

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.

"Sence ne olacak?"dedi sevdiği adama doğru yürüyerek. Adam kendisine gelen bedene baktı ve ayağa kalktı. Boynuna dolanan kollar ile huzura kavuştuğunu hissetti.

"Hiç bilmiyorum sevgilim. Chan kafayı yemiş durumda"

"Kesinlikle öyle. Peki bu durumda ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Bilmiyorum Seung. Chan'ın aklından geçenleri asla ama asla anlayamıyorum"

"İşimiz çok zor o zaman"

"Aynen öyle bebeğim"dedi Changbin başını sallayarak. Abisinin ne yaptığını anlamak biraz zordu onun için. Her zaman kartları açık bir şekilde oynardı Chan ama bu son zamanlarda ne kadar gizlenebilirse o kadar gizleniyor ve bu da herkesi hem meraka düşürüp hem de sinirlendiriyordu.

Seungmin kendisine gülen gözlerle bakan sevgilisine baktı ve gülümsedi. Changbin'in bu hareketi onu utandırmıştı. Tekrar dişlerini göstererek sırıttı ve başını sevdiği adamın göğsüne yasladı. Uzun zamandır aşık olduğu bu kokuyu içine çekmek Seungmin'in vücudunu huzura kavuşturmuştu. Changbin sevgilisinin bu yaptığı tatlı harekete kahkaha atmış ve kollarını sevdiğine sıkıca dolamıştı. İki aşık için zaman tamamen durmuş akan tek şey vücutlarında kaynayan kan idi.

Changbin yavaşça geri çekildi ve mayışmış gence baktı. Gülümsedi ve usulca bebeğinin saçlarına öpücük kondurdu.

"Uyuyalım artık olur mu?"

"Olur sevgilim"dedi Seungmin başını sallayarak. Changbin Seungmin'in elinden tuttu ve yatağa ilerledi. Örtüyü kaldırdı ve Seungmin'in uzanmasına yardımcı oldu. Daha sonra kendisi de yatağın diğer tarafına geçip uzandı. Changbin sevgilisine uzun uzun baktı ve başını Seungmin'in göğsüne bırakıp gözlerini kapattı. Seungmin göğsünde saçları okşayarak gözlerini kapattı. İki aşık kendini huzurlu gecenin en güzel uykusuna bıraktı.

{♤}

"Sence yapacak mı bunu?"diye sordu Jisung merakla. Yongbok'un Minho'yu ikna edip edemeyeceğini merak ediyordu ve 5 dakikada bir abisine sorup duruyordu. Chan biraz sıkılsa da kardeşini kırmamak için susuyordu. Ne de olsa Jisung Minho'yu seviyordu ve Minho'nun saraya dönmesi en çok onun işine geliyordu.

"Umarım yapar Jisung. Tek temennimiz bu"

Jisung derin bir nefes verdi ve ayağa kalktı. Ne olacağını çok merak ediyordu bu yüzden de ne uyuyabiliyordu ne de yerinde durabiliyordu. Bir an önce Minho'nun saraya dönmesini istiyordu. Zaten dün zindanda dediği şeylerden sonra Jisung'un daha da özgüveni artmış ve Minho saraya döndüğü gibi ona hislerini söylemeyi düşünmüştü. Planının bozulması durumunda da Minho ile kaçmayı da düşünmüştü. Belki bu fikir bir çok kişiye farklı veya saçma gelse de aşk sonuçta ne yaptıracağı, ne düşündüreceği belli olmuyor.

"Jisung oturur musun lütfen"

"Oturamam hyung olmaz"

"Jisung saçmalama-"

"Yongbok henüz Minho hyung'a bir şey söylemedi. Acaba yapmayacak mı?"

"Sen onları mı dinliyorsun Jeongin?"

"Bay Chan'ın emri bu Jisung ve evet dinliyorum ne diyecekler merak ediyorum"

"Kafayı yemişsiniz cidden"dedi Jisung ve odadan çıktı. Abisinin ciddi bir tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyordu artık. Düşündükleri, yaptıkları sağlıklı bir insanın yapacağı şeyler değildi. Abisine çok sinirliydi ama sinirli olduğu kadar da kıyamıyordu. Chan onu sevdiği adamdan ayırsa da her zaman ona karşı çok iyiydi. Jisung haksızlık etmek istemiyordu ama üzülüyordu da.

KINGDOM | CHANLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin