Çko mutlu olduğum için hemen yazmak istedim. Siz de çok beklemeyin çünkü sekizinci bölümü çoook beklediniz bende yeter artık en en en en fazla 5 gün bekletmeye karar verdim. Neyse işte bölüme geçelimm.
(Bunu yazdığım zaman 8. bölümü 1 gün önce yayınlamıştım ama maalesef yazacak zamanı bulamadım. Ama şuan 5 gün geçti üzerinden bence sayılır bu jsjdjsjdjjs)
Odanın büyük kapısının sertçe açılması ile odadaki herkes kapıya dönmüştü. Nefes nefes kalan genç kendisine meraklı gözlerle bakan adamlara baktı.
"Chan hyung güzel bir haberim var"
"Nedir Jeongin?"
"Minho hyung inadından vazgeçtiğini ve tekrar saraya döneceğini söyledi"
"Ne? Ciddi misin Jeongin?"
"Evet hyung ciddiyim. Yani yanlış duymuş olamam"
"Tamam Jeongin zindana gidelim hadi"dedi Chan hemen kapıya yürüyerek. Çok heyecanlıydı. Minho'nun inadından dönmesi kadar mutlu bir haber almamıştı hayatında.
Chan koşar adımlarla zindana inmişti. Hemen Minho'nun olduğu zindanın kapılarını açtırdı. Kapı açılır açılmaz içeri girip uzun zamandır sarılamadığı dostuna sarıldı. Minho ne olduğunu anlamaz bir şekilde bir kendine sarılan bedene bir askerlere bir de kendisine bakan kardeşlerine bakıyordu.
"Çok sevindim Min. Tekrar dönmen hepimiz için en doğru şeydi"dedi Chan geri çekilerek. Minho gülümsedi ve saygıyla eğilip kralına selam verdi.
"Her zaman en doğru şeyi seçtiğimi bilirsiniz Bay Bang"
"Elbette bilirim Minho"
Minho kardeşlerine bakıp gülümsemişti. Minho'nun aklında geçen şeyleri okuyamıyordu Yongbok ve Hyunjin. Birbirlerine bakıp tekrar hyunglarına baktılar. Minho'nun aklımda bir şey vardı. Eğer olmasaydı inadından asla vazgeçmezdi.
"Gel Minho daha fazla burada kalmayın"dedi Chan kapıyı göstererek. Minho başını salladı ve kapının yanında duran askerlerin yanına gitti. Ardından Hyunjin çıktı. Yongbok'un çıkacağı sırada bileğinin kavranması ile durdu küçük beden.
"Teşekkür ederim Yongbok"
"Ama ben bir şey-"
"Yongbok gel hadi"
Yongbok'un cümlesini kesen şey Minho'nun sesiydi. Yongbok abisine baktı ve yanına gitti. Minho kardeşlerini önüne almış arkalarından yürüyordu. Onların arkasında saray askerleri ve en arkada da Chan ve Jeongin geliyordu. Chan mutluydu. Yüzündeki sırıtış ile zindandan çıktı.
Büyük kapının önüne gelince durdu Minho. Hâlâ bazı konularda çok kararsız gibiydi. İçeri girip girmemek arasında gidip geliyordu. En sonunda karar vermiş ve kapıyı açmıştı. Kapı açıldıktan sonra ilk Hyunjin ve Yongbok daha sonra da Minho odaya girmişti. Jisung odaya giren beden ile hemen ayağa kalkmıştı. Aynı şekilde Changbin ve Seungmin de ayağa kalkmıştı.
"Tekrar dönmene sevindik hyung"
"Teşekkür ederim Bay Kim"dedi gülümseyerek.
"Hyung bu kadar resmi olmamıza gerek yok"
"Resmilik her zaman iyidir Bay Kim"
Seungmin anlamaz bakışlarla Changbin'e bakıyordu. Changbin de aynı şekilde sevgilisine baktı. Her şeyin eskisi gibi olmasını hayal ederken Minho aralarına resmilik sokuyordu.
"Yongbok ve Hyunjin siz lütfen gidip odalarınıza güzelce duşunuzu alın bende geliyorum hemen"dedi Minho ve kardeşlerine baktı. İkili başını salladı ve odadan çıktı. Minho arkasını dönüp Chan'a baktı ve eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KINGDOM | CHANLİX
Fanfiction"Onu istiyorum!" "Siktir Chan! O benim kardeşim." #5 Chanlix🏅 #8 Yongbok 🏅