O günden sonra Giray beni o kadar kendine çekiyordu ki. Ne olmuşta ona karsi böyle olmuştum anlayamıyorum.
Mekanda Serhat ile bir şeyler içerken kapı kırılacakmışçasına açıldı.
Noluyor lan dememe kalmadan kapıda Giray belirdi.
- Giray, ne oldu? Neyin var?
Yüzü hem sinirli hem üzülmüş gibiydi.
- Alp...
Ikimiz de birbirimize bakıyorduk. Daha sonrasında koşarak üstüme gelmeye başladı. Ne olduğunu anlayamadan boynuma sarıldı.
Herkes bizi izliyordu.
- Bakmayın lan, diye bağırdım. Hepsi mekandan çıkmaya başlamıştı.
Herkes çıktığında Giray'ın boyuna göre eğilip yüzüne baktım. Gözleri nemli nemliydi.
- Yavrum noldu? Neden ağladın sen söyle bakayım?
Yaşları yine akmaya başlamıştı gözlerinden.
-Alp çok kötüyüm.
Hıçkırarak ağlıyordu. Ve benim buna yüreğim dayanmıyordu.
- Üzme beni, söyle ne oldu Giray, dedim yanağındaki yaşları silerek.
- Bizi... Bizi evden atıyorlar. Hırpaladılar sürüklediler. Kirayı 1 ay geciktirdik sadece... Ama onlar...
Üzerimdeki şoku attıktan sonra ilk defa detaylı bakıyordum Giray'ın yüzüne. Kaşı ve çenesi çizilmiş, dudağı patlamıştı. Nasıl dokunurlardı lan ona?!
- Şimdi gittiler, ama 1 haftaya geleceklerini söylediler, dedi burnunu çekerek.
- Giray burada oturup beni bekliyorsun tamam mı? Serhat'ı yollayacağım şimdi yanına. Otur burada ve bekle beni.
Onu mekandaki odama götürüp yanına Serhat'ı yollayacaktım. Güvenliğinden emin olduktan sonra ona dokunan kim varsa hepsini teker teker yemin olsun ki sikecektim.
Yürüyeceğimiz sırada kolumdan tuttu.
- Alp,lütfen gitme. Yalnız kalmak ıstemiyorum.
- Bekle yavrum Serhat'ı göndereceğim. Şu adamlarla bir görüşüp geleceğim sen merak etme.
- Alp, gitme. Beni bırakma şimdi lütfen. Sana ihtiyacım var.
Doğru ya. Neden onu bırakıp gidiyordum? Koşa koşa bana gelmişti. Bende onu Serhat ile burada bırakacaktım.
- Merak etme burada olacağım. Kapidakilerle bir şey konuşup geleceğim tamam mı? Şimdi sen sadece bana kiracının adını söyle.
Giraydan yeterli bilgileri aldıktan sonra mekandan çıkıp Serhat'a bu adamı bulmalarını ve mekanını neyi varsa dağıtımalarını istemiştim. Yarın gerisini ben halledecektim.
İçeriye döndüğümde Giray yere bakıyordu. Çok yorgun gözüküyordu karşıdan.
- Gel bakalım o güzel yüzünü temizleyelim.
Akıp kurumuş kan lekeleri vardı o güzelim yüzünde. Bunları hic haketmiyordu bu çocuk.
İlk Yardım malzemelerini alarak karşıma oturttum. Canının yanacağını biliyordum ama bunu yapmak zorundaydım.
Kaşındaki ve çenesindeki yaraları silerken kolumu var gücüyle sıkıyordu. O sıktıkça bende canı acımasın diye üflüyordum. Ama nafile. Sanki onunla birlikte benim de canım yanıyordu.
- Giray'ım gel, odama gidelim orada dinlenirsin.
Birlikte yürüyüp odama geldik. Tek kişilik bir yatak vardı. Onu yürütüp yatağa yatırdım.
- burda istediğin kadar dinlenebilirsin. Ben seni burada bekleyeceğim, dedim karşıdaki sandalyeyi göstererek.
Anlamış bir şekilde kafasını salladı. Bende sandalyeye geçip oturdum. O kadar güzel ve savunmasız yatıyordu ki. Gelecek her şeyden ölesiye korumak istiyordum. Dokunanın kalbini söküp atmak istiyordum. Bu çocuğa kimsenin dokunmasını asla istemiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Motorcu [b×b]
RandomO benim gözümde küçücüktü. Ve ben ise onu neredeyse korumaya görevlendirilmiş bir adamdım. . . . Bölümler çok uzun değildir.