Alp'e eve geçeceğimi söyleyerek onun evinden çıkmıştım. Çok ısrar etmişti benimle eve kadar gelmek için ama büyük çabalarım neticesiyle evde oturmak zorunda kaldı. Bahsettiği kadarıyla da bugün dışarıda sadece birkaç işi vardı onun dışında dışarıya çıkmayacaktı. O arada benim yanıma da gelecekti ama daha buna çok var.
Tabii ki Alp'i evde bırakmamın bir nedeni vardı. Yoksa neden onun benimle eve kadar gelmemesini istemiştim ki...
Evin bahçesinden çıkacağım sırada dönüp tekrar evine baktım, olur da camda falan olur, benim evden çıkmayıp garajına girdiğimi görürse planım yatabilirdi.
Camda kimsenin olmadığına kanaat getirince kendimi hemen arka depo kapısından garaja attım. Deponun kapısının anahtarını koyduğu yeri biliyrodum bana göstermişti bir gün. Bu yüzden bu derece kolay girebilmistim. Nereden bilebilirdi ki benim bie gün ondan habersiz ortalığı kurcalayacagimi...
Garaja girdiğimde hemen ilk istediğim şey olan yarış motorunun yanına gittim. Geçen gece de bununla yarışmıştı. Burada daha bir sürü motoru vardı ama gözüm geçen geceki motordaydi. O kadar güzel ve mat bir siyahtı ki. Her şeyiyle. Hiçbir beyaz yeri bulunmuyordu.
Motorun markasından cok görünüşü dikkatimi çekerdi benim. Bu seferki ise beni kendine aşık etmişti.
Tam da o akşamki duruşuna ve her zamanki lakabına layık bir motordu.
Elim istemsiz olarak motora kaydı. Her yerinde elimi yağ gibi kaydırıp dokundum. Hiçbir yerinde kır yoktu herhangi bir çamur veya herhangi küçük bir çizik bile...
Bebeği gibi bakardı motorlarına. Nereden başlamıştı motor sevdası emin değilim ama benim de belli bir zamandan bu yana vardı. Dediğim gibi, görünüşleri hep düşürüyordu motorların beni.
"Beğendin mi yavrum?"
Arkamdan yükselen ses ile frende gezinen elim durdu ve hızla arkamı döndüm. Bu hizlilikla dönerken yanlışlıkla dirseğimle motorun bir yerine çarpmıştım ama neresi olduğunu anlayamadım.
Arkama baktığımda garaj kapısına yaslanmış kolları göğsünde bağlı beni izleyen Alp'i gördüm.
"Ne oldu bebeğim? Dondun."
"Neden sessiz geliyorsun ya korktum"
Suçu ona döndürmeye çalışıyordum şuan yoksa beni burada yerden yere vurabilirdi.
Yüzünde bir sırıtış belirdi ama yüzünü yere çevirdi benim görmemi istemezmişcesine.
"Hm, yani diyorsun ki..." elleri hala göğsünde bağlı bir şekilde bana doğru ilerliyordu "... Senin buraya izinsiz gelmen suç değil ama benim sessizce gelip seni izlemem suç, öyle mi?".
Yutkundum. Bir şey demese bile sesinin altında tehditvari tondu beni korkutan. Alp böyle bir adamdı işte. Her zaman her şeye karşı o tınısını korurdu. Ama bu tını bana karşı daha farklıydı. O tehdidi anlardım, korkardım ama o beni yine aynı şeyle yumuşatmayı başarırdı.
"Yani ben sana sen suçlusun demedim. Ayrıca ben eve gidiyordum, bir uğrayayım dedim. Ne varmış bunda?"
"Benden izinsiz?"
Motorun diğer tarafına geçip duvara yeniden yaslandı ve tek kaşı kalkık bir şekilde bana bakmaya başladı.
"Ya aramızda bakmanın etmenin izni lafı mı olurmuş? Aşk olsun canım."
Canım dediğim anda yüzündeki sertliğin kırılma anına şahit olmuştum. Hafif de dudak buzmustum ajitasyon yapabilmek için.
"Hem diyorum ki canım benim..." motorun yanından çekilip duvara yaslı bir şekilde beni izleyen Alp'in yanına doğru ilerlemeye başladım "... bana kullanmayı mı öğretsen?"
"Neyi?"
Neyi mi? Kafası yanmıştı yavrumun.
"Nasıl neyi Alp. Motoru işte."
Kendine gelmiş gibi durduğu yerde doğruldu ve bana üstten bakmaya başladı.
"Olmaz Giray."
Arkasini dönüp garajın çıkış kapısına doğru ilerlerken hızla koştum ve çıkmadan önce önünü kestim.
"Ya ne demek olmaz Alp. Çok hevesliyim çok istiyorum diyorum anlamıyor musun? Hem ilk kullanislarimda yanımda olacaksın korkulacak ne var. Ne yani sanki senin gibi yarışlara mı katılac-"
Çenemdeki baskı ile susmak zorunda kaldım. Ben bir o kadar kendimi ana ve hızıma kaptırmış konuşuyorken Alp çenemden tutup sözümü bitirmeme izin vermemişti.
" Sakın bana yarışlara katılma ihtimalinin olduğunu söyleme. Ya da bana bu ihtimali düşündürtme Giray. Yoksa yemin ederim bütün motorları kitlerim bütün kapıları kapatırım değil buradan geçerken bakmak sana motoru bile hayal ettirmem beni anlıyor musun?"
Yüzümü yana savurup elindzn kurtulmaya çalıştım ama sıkı sıkı tutmuştu kurtulamıyordum.
" Bırakırsan söylerim cevabımı "
Bunu dedikten sonra cenemi bıraktı ama 2 saniye içerisinde tek eliyle yanaklarımı kavrayıp dudaklarımı buzusturdu.
" Şimdi cevap ver bakalım, anlıyor musun Giray?"
Canımı acıtmıyordu ama bu halleri...
"onloyorom"
"Duyamadım" dedi agzima doğru yaklaşarak.
"Gorozokolo borok soyloym"
"Ne? Beni seviyor musun?"
"Yorromo sovoyorom"
"Beni?"
Beni böyle bırakmayacağını anlayıp eline vurdum ama hala kulağı agzina yaklaşık beni dinlemeye çalışıyordu. Böyle olmayacağını anlayıp kesin çözüm olan son kozumu oynadım ona.
Elimi hızla onun sweatinin üstüne denk gelecek şekilde meme ucuna göz kararı bakıp tuttum ve hızla sıktım. Bir anda gövdesini geriye çekmesiyle ağzımı ondan kurtardım ve güldüm.
Benim gülmemi duyunca kafasını hızla kaldırıp bana baktı. Gözlerindeki ateşi ve acıyı görünce yüzümdeki gülme soldu. Hemen yan tarafıma baktım ve kapıya doğru bir adım atacaktim ki sesi ile beni böldü.
"nereye?"
"eve."
"öğrenmek istemiyor muydun?"
Hızla arkamı döndüm dediğini anlamak için.
"neyi?!"
Kaşı ile yanındaki motorunu işaret ettiğinde inanamiyormus gibi gözlerimi açtım. Ve tekrardan suratına baktım.
"Sen ciddisin?!"
"Ciddiyim"
Kısa bir çığlık atıp koşarak boynuna attım kendimi. Kalbim şuan bunu yapacağım için inanılmaz derecede hızlı atıyordu. Sanki kanım tum damarlarımdan çıkacak gibiydi.
"Teşekkür ederim teşekkür ederim Alp teşekkür ederim"
Her teşekkürümun ardından onu öpüyordum. Yüzündeki gülümsemeyi gördükçe heyecanım artıyordu.
Helen kendimi geriye atıp ona baktım.
" ee hemen şimdi mi?"
"hemen şimdi."
Geçiş bölümü gibi olsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Motorcu [b×b]
RandomO benim gözümde küçücüktü. Ve ben ise onu neredeyse korumaya görevlendirilmiş bir adamdım. . . . Bölümler çok uzun değildir.