Güzel ve Çirkin

7 4 10
                                    

Bir masal anlatayım şimdi size. Bence gerçek olan bir masal. Ama işin içine masalın büyüsünü katmayalım ve sonuca bakalım. Bu masala biraz da iki insanın gözünden bakalım...

Günümüzde veya günümüzden öncesinde aşkın gerçek olduğunu iddia eden çok fazla kişi var öyle değil mi? Peki o kişiler ne diyor? Aşk iki taraflıdır falan da fistan.  Atasözlerimizden örnek vereyim: "iki gönül bir olunca samanlık seyran olur" gibi şeyler. Peki o iki insandan biri güzel diğeri çirkin olursa... Aşk gerçekten var diyebilir miyiz?

Masaldan devam edelim. Canavar normalde çok yakışıklı bir prensmiş prensse haliyle de zengindir. Güzel ise, yani ana karakterimiz olan Belle, maddi durumu çok da iyi olmayan bir aileye sahiptir. Babasının saraydaki gülleri koparması sonucu canavar ok sinirlenir falan işte. Sonra Belle'nin babası ve canavar bir anlaşma yapıyorlar ve sonuç olarak Belle canavarın sarayında yaşamaya başlıyor. Bunları özet geçtiğimize göre asıl anlatacağım yerlere gelebiliriz. Sizce Belle gerçekten canavara aşık oldu mu? Maalesef ben aşkın iki taraflı olduğunu savunan bir insan değilim. Bu yüzden masalı kendi gözümden size açıklamak istiyorum. Canavar gerçekten aşık olmuş olabilir. Buna bir diyceğim yok, ama bence Belle gerçekten canavarı sevmedi. Şimdi benim bu düşünceme katılmayacaklarınız olabilir. Filmi bile var ama ben buna inanmıyorum. Öyle değil mi? Hyunjin ve Felix'in masalı da bu aslında. Güzel ve Çirkin...

Felix:

"Sen beni gerçekten seviyor musun Hyunjin?"  o aklımı kemiren soruyu sorup baktım ona. Ama o cevap vermedi. Belki kendinden bile emin değildi. Sevip sevmediği konusunda... 

Bir süre bakıştık onunla. Sonunda cevabı geldi ama ben halen vücudumu kaplayan, aklımı kurcalayan sorunun cevabından korkuyordum. Sanırım ondan şüphe ediyordum.

"Bak haklısın Felix. Benim sana olan sevgimden şüphe duyabilirsin. Seni anlıyorum, belki de şu an kendinle bir savaş bile veriyor olabilirsin. Ama emin ol bu söyliyeceklerimde çok dürüst ve içtenim. Seni çok seviyorum ve öyle sevmeye de devam edicem. Ama eğer korkuyorsan hala, hissedemiyorsan sana olan sevgimi şimdi şu an giderim. Bu sokak lambası şahidimiz olsun Felix sana söyleyemediğim şeyler var. Bunca zaman sana söylemeye korktuğum. Ama üzgünüm söyleyemem. Bunu benden bekleme. Eğer beni sırlarımla seveceksen beni kabul et. Çünkü ben seni her halinle seveceğime söz veriyorum. Sırlarınla, sakladıklarınla, söylediklerinle veya söyleyeceklerinle. Ama eğer sen beni böyle kabul etmezsen ya ben giderim buradan yada sen." 

Bana baktı, benden bir cevap belki de bir umut bekledi. Ama ben hayallerimdeki anın yaşanmasının verdiği şokla mı bilmiyorum ona o umdu vermedim. Karşıma geçip senden sakladıklarımla beni kabul et diyor ve benim de ona olumlu bir yanıt vermemi bekliyor. Ama çok üzgün olsam da ben ona o umudu veremem. Gerekirse sevgimin mezarını kazarım kalbime. Onla yaşar onunla ölürüm ama benden sakladıklarıyla onu kabul edemem. 

Ve gitti...

Belki de bir daha hiç gelmemek üzere gitti...

Ben ise sevgimi kalbimdeki mezara gömüp onun gidişini öylece izledim...


Mutlu olmalarını bekliyorduk. Ama ben karakterleri yazarken çoktan bu hikayeyi bir taslağa oturtmuştum. Ve zaten bu şekilde ilerleyecekti bu aşk. Okunma çok az olduğu için çok yazasım gelmiyor ama konuştuğum ve görüştüğüm bir kaç tane okuyucum için bölüm atmaya devam edicem. Seviliyorsunuz kendinize iyi bakın🫶🏻




Şah MatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin