BÖLÜM 2

1.2K 149 37
                                    

Yazdığımız hikaye diğer hikayeler gibi kötü çocuğun saf bi kızda aydınlık araması gibi bir şey değil yada ikisininde aşırı zengin olması hiç bir zaman sevgili olamamaları ama hep birbirlerinin olmaları gibi değil. Anlatıcağımız hikayede bazı yerler hayal ürünü olucak ama başrollerimizin yaşadığı aşk gerçekte yaşanmış bir aşktır. Belki bu hikaye sayesinde eskiyi hatırlarlar ve önlerinden bir engel daha kalkar. Belki bu hikaye onlar için yeni bir umut olur. İyi okumalar :))

Bembeyaz bulutlar gökyüzünde ahenkle ilerlerken, sabahın aydınlığı çoktan evlerin pencelerinden içeriye vurmaya başlamıştı. Her haliyle mükemmel bir şehre sahip davutkadı semtinde bütün geceyi kızlarla konuşarak geçirmiştim. Gece boyunca konuştuğum kızların sırf kendimi yalnız hissetmemek için kullanmamın saçma olduğunun farkındaydım.

Anneannemin beni uyandırmak için seslenişlerini kulak ardı ederek tekrar uyumaya çalıştığımda Baranın beni aramasıyla söverek yataktan kalktım. Hâla uykudan açılamamış olan gözlerim uyanmamak için dirensede telefonu açıp "söyle" dediğimde Baranın "aga" demesine cevap olarak sinirli bir şekilde "ne var amına koyim bu saatte" diye cevap verdiğimde bana nazaran daha sakin bir sesle "hazırlan dışarı çıkalım" dedi "napıcaz dışarda" diye sorduğumda "Kızların yanına gideriz" dedi alaylı bir tavırda güldükten sonra "Kızlar nerde ben ordayım aga ayıpsın çıkarım 1 saate" diyerek telefonu kapattım.

Güneş çoktan doğmuş aydınlığı ve bunaltıcı sıcaklığı odanın içini hükmetmişti. Dün gece geç saatlere kadar oturmamın yorgunluğu ve halsizliği hâla üzerimdeydi soğuk suyu yüzüme çarpmamın uykumu biraz olsun dağıtıcağını umut ederek banyoya gidip yüzümü yıkadım. Odaya döndüğümde dün gece konuştuğum kızların attığı mesajları es geçerek altıma kot pantolon geçirip üstüme düz beyaz bir tişört ve kolsuz ceket giyerek alaycı bir tavırla aynada kendime baktıktan sonra ellerimi saçlarımın arasından geçirip arkaya atıp düzelterek evden çıktım. Mahalleye indiğimde Baranında bana doğru geldiğini gördüm. Baranla selamlaştıktan sonra dolmuşa atlayıp zafer plazaya gittik. Zafere girdiğimizde direk olarak yemek katına çıktık. Yemek katına çıktığımızda Aleyna ve Beyzanın bizi beklediğini gördüm. Onların olduğu masaya doğru ilerlerken Baran "Aleynayla biz takılıyoruz" diyerek hızla yanımdan geçip kızların yanına gidip oturdu. Bende onun bu haline eğlenmiş bir tavırla gülerek onlara doğru yürümeye başladım kızlarla sarılıp selamlaştıktan sonra muhabbet etmeye başladık. Beyza uzun süredir bana platonik olduğu için çoktan yanıma yaklaşıp onu fark etmem için bana sırnaşmaya başlamıştı. Ne yiyceğimize karar verdikten sonra telefonumda ses kaydımı açıp masaya bıraktım baranıda alıp menüleri almaya gittik. Baran hâla anlamaz bakışlarla bana bakarken alayla gülüp "Bizim hakkımızda ne konuştuklarını öğrenmek için ses kaydını açıp telefonu masada bıraktım" dedim. Baranda benimle gurur duyarmışçasına sırtıma vurup "ne piçsin aq" diyerek güldü. Menüleri alıp masaya döndükten sonra yemeklerimizi yemeğe başladık. Hepimiz yemeklerimizi bitirdikten sonra ayaklanıp sinema katına çıktık. Gireceğimiz filme karar verdikten sonra biletlerimizi aldık. Baran kolunu Aleynanın omzuna atıp yürümeye başladığında Beyzada benim koluma girdi ve sinema salonuna girdik. Filmin ortalarına doğru kolumu Beyzanın omzuna attım ve kendime çekerek göğsüme yasladım. Beyzayla yavaştan buzlar eriyor gibiydi. Beyza bana iyice yaklaştıktan sonra bir an kendimi Beyzayla öpüşürken buldum. Bunlar benim alışık olduğum şeylerdi. Sıkılmıştım artık, karşıma çıkan her kızın yılışık olmasından onu öptüğümde veya sarıldığımda kendini çekip ne yaptığımı sormak yerine bana karşılık vermesinden sıkılmıştım artık. Hayatımda farklı bir kız olmasını istiyordum. Bu hayatımı bi kenara bırakıp yeni bir hayata başlamak istiyordum. Aşık olmak istiyordum mesala bir kıza değer vermek, kaybetmemek için elimden gelen herşeyi yapmak istiyordum. Kaybetme korkusunu tatmak istiyordum. Güven vermesini, huzur kokmasını, onun yanından bütün dünyayı unutup onun varlığıyla mutlu olmak istiyordum. Ona sarılınca herşeyi unutmak onun kollarında sıcak yuvayı bulmak istiyordum. Belkide hata bendeydi belki ben rakı içip şarap gibi kadını istiyorumdur.

Herkesin ayaklanması ve Baranın bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Sinemadan çıktıktan sonra kızlarla biraz daha takıldıktan sonra ayrıldık. Mahalleye geri dönerken derebahçenin orda 3 tane kız gördük. Ben yorgun bir şekilde hiç oralı olmayıp bayırdan çıkarken Baranda her zamanki gibi kızların olduğu taraftan çıkmaya başladı. Hava kararmaya başlamıştı sabahki bunaltıcı sıcaklık yerini serin bir esintiye bırakmıştı. Ben hâla dün gecenin uykusuzluğuyla eve gidip uyumayı düşünürken Baran kızların yanına gitti. Kızların bizim mahalleden olduğunu hatırladım. Tam yürümeye devam edicekken Baranla Aybikenin bana koşarak geldiklerini gördüm. Bir an Aybikenin ne kadar güzel olduğunu fark ettim. Yanıma geldiklerinde anlamaz gözlerle Barana bakardan "Biraz dursanıza takılırız" diye atıldı Aybike. İlkte istemediğimi söylesemde Aybikenin ısrar edişleri karşısında kabul ettim. Hep beraber parka gidip oturduğumuzda muhabbet etmeye başladık. Aybikenin yanında 2 tane daha kız vardı birisi Berna diğeri Merveydi. Adının Merve olduğunu bildiğim kız uzun süredir beni seviyordu. Biz havadan sudan konuşurken bir konudan başka bir konu açılıyordu. Arada espiriler şakalar olduğundan kahkahalarla gülüyorduk ve ben kendimi her seferinde Aybikenin o güzel gülüşünü izlerken buluyordum. Çok güzel saf bir gülüşü vardı. Oturup saatlerce izlenesi bir gülüştü bu, insanın içini huzur kaplatan türden bir gülüştü. Telefonuma mesaj gelmesiye düşüncelerimden sıyrılarak cebimden telefonumu çıkardım. Mesaja bakarken saatin 22:30 a geldiğini fark ettim ne ara o kadar zaman geçmişti anlayamamıştım. Saatin geç olduğunu söylediğimde kalkmak için ayaklandık. Parktan çıkmadan önce Aybikenin yanına giderek numarasını istedim o da verdi. Ama Aybikenin numarasını isteyen tek ben değildim Baranda istemişti.

Kızları eve bıraktıktan sonra evin yolunu tuttuk. Baranda bu gece bizde kalıcaktı. Eve vardığımızda bir şeyler atıştırıp odaya geçtik. Üstüme rahat bir şeyler giydikten sonra fazla zaman kaybetmeden Aybikeye mesaj attım 'neler yapıyosun, nasıl gidiyo,' gibi şeylerden konuşurken zaman geçti gitti. Baran çoktan uyumuştu. Herşey çok güzeldi Aybikeyle havadan sudan konuşuyorduk, şakalaşmalar, gülüşmeler, muhabbetler falan derken saatte baya geç oldu. Bizde uyumaya karar verdik. Yatmadan önce Baranın telefonunu alıp Aybikeyle olan konuşmalarını okumaya başladım. Baranın, Aybikeye "sen git Hazarla konuş, benimle konuşma" gibi şeyler diyip yavşadığını görünce sinirden çıldırdım. Artık Baranla aramızda idda gibi bir şey olmuştu. Benim inatçı olduğu bilirdi. Laz inadı vardır bende, Köseoğluyum ben birini istediğim zaman onu almadan asla bırakmam.

Kafamı yastığa koyduğumda hemen uykuya dalmayı düşlerken Aybikeyi düşünmeye başladım. Bugün yanıma koşarak gelişi, takılmak için ısrar edişi, sevimliliği, sıcak kanlılığı, tatlılığı, ve o güzel gülüşü. Yemin ederim ben hayatımda bugüne kadar hiç böyle güzel bişey görmemiştim. İlk defa böyle hissediyorum, ilk defa bi kızı böyle uyumadan önce düşünüyorum, ilk defa içim böyle huzur buluyor, ilk defa bu sıcaklığı hissediyorum, ilk defa bir kızı görmek için bir an önce yarın olmasını bekliyorum.

MAVİ AMERİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin