BÖLÜM 3

883 115 47
                                    

Selaaam sjdhsj önceki bölümde yapılan yorumlar mütüştü çok hoşuma gitti ve daha çok yazma isteği geldi sjdhsj bu güzel yorumlarınız için çoook teşekkür ederiiim sjdjsj hikayeyi arkadaşlarınıza önerirseniz çok seviniriim daha çok duyulması açısından djhajd neys iyi okumalaar inş beğenirsiniz amin 🙏🏼🙏🏼🙏🏼 sjdhsjdh

Aybikeyle her geçen daha çok konuşuyor, daha çok yakınlaşıyorduk birbirimize. Son bir kaç gündür garip hissediyordum, garip ama daha iyi. Pek anlam veremiyordum, daha önce tatmadığım duygulardı bunlar. Nedenini bilmiyordum ama onsuz olmuyordu. Onunla konuşmadığımız zamanlarda içimde hep bir burukluk oluyordu. Konuştuğumuz zamanlarda da kalbimin yerinden çıkıcakmış gibi atmasını durduramıyordum. Onunla mutlu oluyordum. Onunla birlikte gülerken unutuyordum herşeyi. Nasıl yapıyordu bilmiyorum ama iyi geliyordu bana. Bütün bu sıkıntılarımdan kurtulmamın tek yolu oymuş gibi hissediyordum. Bütün bu duyguların nedenini bugün anlamıştım işte. Ben onu seviyordum.

Hasanın beni aramasıyla irkilerek telefonu açtım. "Merdivenlere gel" dediğinde konuşmama bile fırsat vermeden telefonu kapattı. Hâla aklımın Aybikede olmasıyla yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olamayarak oturduğum yerden kalktım. Masmavi gökyüzü ve günün ferahlığı belli eden bembeyaz bulutlar yerini çoktan karanlığa teslim etmişti. Dolabıma yöneldiğimde altıma siyah bir kot üstüme siyah düz bir tişört ve hırka giyerek evden çıktım. Merdivenlerin oraya vardığımda Aybike ve Hasanın merdivenlerde oturduğunu gördüm. Onu görmemle kalp ritimlerimin hızlanması bir olmuştu. Ama onunla konuşmuyorduk, kavga etmiştik. Nedenini bilmiyordum ama büyük ihtimalle onun haberi olmadan onu kıskandığımdan dolayı kalbini kırmışımdır. Gidip Aybikenin yanına oturduğumda çoktan kendimi affettirmeye başlamıştım. Konu konuyu açarken onun ağzını bıçak açmıyordu. Güldürüyordum falan ama hiç konuşmuyordu. Bende dizlerimi kırıp tam onun önünde durdum. Bir şeyler demeye devam ediyordum. Yine o güzel gülüşüyle gülüyordu bana. Gözlerim gözlerinin içine bakıyordu. İçimden onu nasıl sevdiğimi haykırarak söylemek gelİyordu ama söyleyemiyordum. Duygularım içime hapsolmuştu resmen. Arkadaşlara onu sevdiğimi söyliycem diyordum ama onun karşısına geçince boğazım düğümleniyordu. Ona söylemek için planladığım bütün cümleler karşısına geçince kayboluyordu.

Tam karşısında oturuyordum gözlerimiz birbirinden başka hiç bir şeye bakmıyordu. Bir an o narin ve güzel ellerini yüzüme koydu. Ben onun bu davranışı karşısında içimdeki o cesareti ararken yanağımı okşadı. Kalbim yerinden çıkıcakmışçasına deli gibi çarparken, midemdeki uçuşan kelebekleri hissetmeye başlamıştım. Ben onun birşey söyliyceğini umut ederken. O oturduğu yerden kalktı. Bende kalkınca parka doğru yürümeye başladık. Bir an ne olduğunu hâla anlayamamıştım. Parka girer girmez salıncağa doğru koşan Aybikeye eşlik ederek bende peşinden koştum. Küçük çocukların parka geldiklerinde hissettikleri mutluluğu hissetmiştim o an, onun yanında mutluydum ben küçük bir çocuk gibiydim. Aybike salıncağa oturduğunda bende onu sallamaya başladım. Ben onu her salladığımda onun mutluluktan attığı kahkahalar beynime kazınmıştı. Yaz ayında olmamıza rağmen hava iyice serinlemişti saatte baya geç olmuş 1 sularıydı. Parkın içine aydınlatmaya başlayan ışığa baktığımda beyaz bir arabının yanaştığını gördüm. Arabadan inen kişinin babam olduğunu fark edince Aybikeyi evine bırakmaya karar verdim. O parkın çıkışına doğru ilerlerken bende babamın yanına gidip "kızı evine bırakıyım gelicem" dedim. Parktan çıkıp sokağa girdiğimizde Aybike birden bire dönmeye başladı. Resmen Mevlana gibi dönüyordu kız. "Lan dur" diyorum "Yok, ben dönücem" diyor. Girdiğimiz sokağın başından sonuna kadar Mevlana gibi döndü durdu. Tabi dönerken bi ara düşer gibi oldu ve bana sarıldı bende ilkte afallasamda dayanamayıp sımsıkı sarıldım. O an ne bi sorunum vardı ne de bir sıkıntım. Dünya durmuştu sanki. Unutmuştum herşeyi. O güzel kollarının arasında kaybolmuştum. Aybike geri çekildiğinde içimde tutamayıp "gel, oturalım biraz, konuşuruz hem" dedim. Oturduğumuzdan beri nasıl söylesem, konuya nasıl girsem diye düşünürken birden bire ayağa kalkıp tekrar dönmeye başladı. Hem dönüyor, hem gülüyordu. Her halinden belliydi mutlu olduğu. O dönmeye başlayınca bende kalktım başladım dönmeye. Kapkaranlık, kimsenin olmadığı sokakta tek ikimiz deliler gibi dönüyorduk. Baktım duracağı yok tuttum elinden durdurdum. O an içimde bulunan cesaret patlak vermeye başlamıştı. Onu sevdiğimi söyleme istediği bünyemdeki her zerreme yayılırken kendimi daha fazla tutamayarak "Aybike ben seni seviyorum neyini seviyorum niye seviyorum bilmiyorum ama seviyorum" dedim. İlk bi afalladı, donup kaldı. Bende şaşırmıştım aslında böyle bir şeyi o da, ben de beklemiyorduk.

O an içimde bir ferahlık olmuştu. Günlerdir söylemek için cesaret aradığım şeyi hiç beklemediğim bir anda kendimi bile şaşırtıcak bir şekilde pat diye söylemiştim. Kalbim deli gibi çarparken kendimi bir kuş kadar özgür ve rahat hissetmiştim. Kurtulmuştum günlerdir söylemek için can attığım şeyi, kendimi yiyip bitiren o konuşmayı yapmıştım. Artık ikimizde biliyorduk ben onu seviyordum.

Aybike hâla şaşkın bir şekilde yüzüme bakarken söylediğim şey hakkında hiç bir şey söylemeyip bana bakmaya devam etmesi içimin burkulmasına sebep olmuştu. Daha fazla bu durumun içinde bulunmak istemediğimden dolayı elinden tutup yürümeye başladım. Evlerinin olduğu sokağın başına geldiğimizde ona dönüp "iyi değilsin galiba" dedim. Anlamamış olmalı ki "niye ?" diye sordu. Gözlerimi ellerimize diktiğimde "elini tuttum ama hiçbir şey demedin" dediğimde o da ellerimize baktı. Hiç bir şey söylemeyerek yürümeye devam etti. Evlerinin önüne geldiğimizde tam eve giricekken dayanamayıp "Benimle çıkar mısın ?" dediğimde yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Bana tam olarak dönüp gözlerimin içine baktığında "evet, seninle çıkarım" dedi. Verdiği cevap biraz olsun afallamama sebep olurken beynimin içinde hâla "evet, seninle çıkarım" diyişi yankılanıyordu. O an Aybikeye sıkıca sarıldım. Kalbimin ritimleri, içimdeki mutluluk paha biçilemez derecede güzeldi. Hayalimdi o benim ve ben şuan hayalime sarılıyordum, o güzel kokusunu doyasıya içime çekiyordum. Dünyanın en güzel, en özel kokusuydu benim için. Sarıldıkça daha sıkı sarılasım geliyordu. Her ne kadar bırakmak istemesemde ondan ayrılarak eve girmesini bekledim.

Ağzım kulaklarımda babamın yanına dönerken kızıcağını düşünmüştüm ama kızmamıştı. Sadece bir daha bu saatte bir kızı dışarı çıkarmamamı söylemişti. Ve nasihatlar vermeye başlamıştı. Ben hâla sarıldığımız anı düşündüğüm için her ne kadar babamı dinliyormuş gibi görünsemde söylediklerini pek anlamamıştım. Babamla biraz daha konuştuktan sonra evin yolunu tutmuştum. O sırada Aybike mesaj atmıştı çok fazla döndüğü için kustuğunu ve hâla başının döndüğünü söylemişti. Biraz daha böyle havadan sudan konulardan konuştuktan sonra konuyu çıkma mevzusuna getirmiştim. Konuyu açtığımda dediği ilk şey "Hazar, ben seninle çıkarsam öyle rahat olamazsın. Benden başka kıza bakamazsın hayatında sadece ben olurum. Bunları kabul ediceksen seninle olurum" olmuştu. O an dediklerinin hiç birisini daha önce hiç düşünmemiştim. Sadece "Dediklerinin hepsini yaparım ama yeter ki sen benim ol" diyebilmiştim. Dediklerini yapabilicek miyim yapamayacak mıyım hiç bi fikrim yoktu ama çabalayacaktım. Ben uzun ilişki adamı değildim ama ilk defa bir kızla ciddi olmak istemiştim. Gerçek sevgiyi tatmak istemiştim. Aybike gelene kadar ben sadece sadece sevilmiştim, hiç sevmemiştim. Ama onu seviyordum. Onunla cidden birşey olmasını istiyordum. İlk defa kendimi bir kıza bu denli kaptırmıştım.

Kime ben bu kızı seviyorum desem inanmadı. Sen "Köseoğlusun" sen "Hazarsın" dediler. Kimse onu ne kadar çok sevdiğimi anlamadı. Ama o gün ben onu sevdiğime inandım. Onu görmediğim zaman mutsuzdum ben. Gördüğüm zamanda içim içime sığmıyordu. Anlatmalıydım herkese onu ne kadar çok sevdiğimi göstermeliydim. Çünkü "Hazar sevmez, sadece oynatır" lafından sıkılmıştım artık. İnkar etmiyorum bugüne kadar kızlarla tek amacı oynatmak olan bir adamdım. Ama pes etmeyecektim "piçlerin" de bir kızı ne kadar çok sevebileceklerini kanıtlayacaktım.

MAVİ AMERİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin