1

448 41 29
                                    

Bir çocuk ile tanışmıştım, benden bir şans istemişti, üniversitenin son yılı flört ve ya sevgili yapmak ne kadar doğruydu bilmiyordum galiba hyung'uma danışmalıydım.

Eve geldiğimde korumalar kapıyı açtı, evin kapısını çaldığımda hizmetçi açmıştı, içeri girdim çantamı bırakarak yukarı çıktım, eve istediğim zaman geliyordum, hyung'um istediğimi yapabileceğimi söylemişti.

Yukarı çıkarak kapısını çaldım, onay verdiğinde girdim "hyung" diyerek içeri girdiğimde t-shirt süz dü, yutkunarak "hyung bir şey sorucam" kafasını salladı "sor"  bana döndüğünde vücuduna bakamamaya çalıştım.

Yanına gidip yatağa oturdum "üniversite son dönemim, flört yapabilirmiyim" kaşlarını çatarak "hayır" dediğinde kafamı salladım "ama sevgilim olmazsa evde kalırım ki, başına bela mı olayım" diyerek güldüm.

Çenemi tutup okşadı "hoseok sevgili yapmanı yasakladım sanıyordum" göz devirdim, babam öldüğünde beni yoongi hyung'a emanet etmişti, yasakladığı şeyler hariç özgürdüm ki aramızda 6 yaş vardı, ben 27 o ise 33 yaşındaydı ama hala 29 yaşında gibi görünüyordu.

Elini tuttum "ama hyung ben şans vermek istiyorum, hem sana tam olmasa da biraz benziyor biliyor musun, onunda kedi gözleri, beyaz teni ve tombul yanakları var, ismi suga'y mış ama gerçek ismini değiştirip suga yapmış" kafasını salladı "orjinali varken çakmasına ne gerek var" dediğinde anlamayarak baktım.

Orjinali varken çakmasına ne mi gerek var?

Şaşkınca "hyung ya ne diyorsun" dediğimde güldü "düşün bakalım ne diyorum, sevgili yapmak yok hoseok" kalkıp  boynuna sarılarak "ama hyung, bir şans, lütfen" dediğimde belime kolunu sardı "hoseok son dönemin ve aklın karışır, mezun olmana az kaldı bebeğim"  dudaklarımı büzdüm, buna dayanamazdı "lütfen" diyerek gözlerimi kırpıştırdım.

Aldığı nefesi verdi "neden istiyorsun, şimdiye kadar hiç ısrar etmemiştin"  yutkundum 'çünkü hiç biri sana benzemiyordu' diyemediğim için "bilmiyorum, lütfen izin ver" kafasını salladı "iyi, ders notların düşerse ne olacağını biliyorsun" dediğinde kafamı salladım.

Yaralı sol gözünü öptüm "biliyorum, teşekkür ederim hyung"  yanağımı öptü "üstünü değiştir, yemek vakti" geri çekildim "tamaam" diyerek odadan çıktım.

Kalbim patlayacaktı, tanrım nadiren onu üstü olmadan görüyordum ama yaklaşmıyordum, az önce sarılmıştım ve sırt kasları çok iyiydi, kafamı salladım, resmen hyung'uma olan aşkımı öldürmek için ona biraz da olsa benzeyen birine şans vericektim, bu çok aptalcaydı.

//

sope : ıvyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin