Otele geldik, eşyalarımızı yerleştirdik, namjoon dolaşmak istediğini söylediğinde jin hyung elini tutarak ilerledi, bizde arkalarından ilerledik.
Yoongi'nin yanına gitmek istemiyordum ama elimi tutup bırakmamıştı "bıraksana elimi" dediğimde güldü "hayır" diyerek daha sıkı tuttu, kaşlarımı çattım "acıtıyorsun, bırak beni" durdu, yutkunarak baktım.
Elimi bıraktı "iyi" diyerek ilerlediğinde şaşkınca kaldım "burada suçsuz olan benim ve bana suçlu muamelesi yapıyorsun" bana döndü ve döndüler.
Yaklaştı "ben sana birinin savunmasız anını kullanmayı öğretmedim hoseok" güldüm "savunmasız? savunmasız, bak bu komik, sen o kadar ayıktın ki ve dudaklarını vücudumda gezdirirken bile o ayıklığını koruduğuna eminim" dediğimde diğerleri şaşkınca bakıyordu.
Kafasını salladı "bu burada konuşulacak bir şey değil" dediğinde güldüm "bu burada ve ya hiçbir yerde konuşulacak bir şey değil çünkü suçlu sensin ve bunu kabullenmiyorsun, madem o kadar ayıktın, madem herşeyin farkındaydın beni dur durma teşebbüsünde bile bulunmadın, itiraf et sende benden etkileniyorsun ama o dandik egon herşeyin önüne geçiyor" diyerek baktım.
Sinir ile "odana git hoseok, beni sinirlendirme" kafamı salladım "suçlu sensin ve ben yanımdaki kâr'ım ile durucam" diyip ona arkamı dönerek gitmeye başladım, arkamdan "kâr mı? neyin kârı bu" dediğinde ona döndüm gülerek "vücudumda gezen dilinin kârı,çok istekliydin çünkü" diyerek asansöre bindim.
Sinir ile gelmeye başladığında kapanma düğmesine bastım, neyse ki çabuk kapanmıştı, sırtımı aynaya yasladım "tanrım boku yedim" diyerek güldüm "çok cesurdum be, kendimi tebrik ediyorum" diyerek yere oturdum.
Kata geldiğimde odama geçtim, yatağa uzandım "çok mu sinirlendirdim acaba" kalktım ve omuz silktim "banane haklı olan benim" diyerek mini dolaba baktım, su çıkartarak içtim, kapı açıldığında suyu zorluk ile yuttum, arkamı döndüğümde yoongi sinir ile bakıyordu.
Suyun kapağını kapattım "ne var" dediğimde yaklaştı "beni sinirlendiriyorsun, nasıl edepsizce her kesin içinde öyle konuşursun" dediğinde güldüm "ortada bir gerçek vardı ve inan diğerleri umurumda bile değil" beni duvar ile arasına aldı "gerçek, neyin gerçeği bu, ha bir gerçek varsa bu sadece sınırlarından çıktığın gerçeği, kendini toparlasan iyi olur hoseok, ilerisi benim kırmızı çizgim"
Yaklaştım "bence gerçeği ikimizde biliyoruz ve kırmızı çizgin inan umrumda değil" diyerek dudaklarına baktım, çenemi tutarak okşadı "beni sınama hoseok çünkü sana gerçek yoongi'yi gösterseydim şuan böyle konuşamazdın" diyerek geri çekildi.
Gülerek yeniden yaklaştım "o zaman konuşamama mı sağla" diyerek boynuna sarıldım, yaklaşarak "emin ol sana cehennemi yaşatıcam" diyerek dudaklarımı öptüğünde parmaklarımı saçlarına daldırdım, seslice ayrıldık "cehennemine bile razıyım" yeniden dudaklarını öptüm.
Kalçalarımı tutarak beni kucağına aldı, yatağa oturdu ve geriye giderek uzandı, dudaklarını bırakarak boynuna inip öptüm, kalçamı sıktı, gülerek dilimi boynunda gezdirdim.
Geri çekildiğimde yanağımı okşadı ve sırıttı, yutkunarak baktım, galiba cidden beni kendinden uzaklaştırıcaktı.
/
Yemin ederim yoongi enayisi olmuşum, hoseok hiç bir güç (hybe ve askerlik hariç) sizi ayıramaz 😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : ıvy
Fanfictionhoseok yoongi'ye çok bağlıydı tabi yoongi'de hoseok'dan farksız değildi