Sınav haftası geçmişti ve ben bir ders hariç hepsinden 70 üstü almıştım.
Hocanın yanına gittim "profesör bakarmısınız" dediğimde durdu "hoseok bir sorun mu var" kafamı salladım "aslında var" güldü "sınav notu mu?" dediğinde kafamı salladım "evet, lütfen 5 puana ihtiyacım var" "hoseok üzgünüm ama veremem" dediğinde kafamı eğdim "lütfen profesör" güldü "arkanda 8 kişi puan istemek için duruyor, eğer sana 5 puan verir isem onlara da vermem gerek, üzgünüm" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Dinlediğiniz için teşekkür ederim" omuzumu sıktı "üzgünüm" diyerek gittiğinde sınıfa giderek çantamı aldım, arabaya geçerek yola bakmaya başladım, yoongi hyung çok kızıcaktı.
Suga aradığında açtım
+hoseok
-efendim
+nasılsın? Buluşalım mı?
-üzgünüm ama son bir sınavım var ona çalışmalıyım
+anladım, umarım güzel geçer, ben seni tutmayayım o zaman, görüşürüz
-görüşürüz
Telefonu kapatarak kenarı attım, şuan suga ile uğraşamazdım, evde beni süper nova bekliyordu.
Eve geldiğimizde indim, yavaşça yürüyerek kapıyı çaldım, hemen açılmıştı, hayır yani bok mu vardı hemen açıyorsun anlamıyordum ki, çantamı kenarı atarak salona girdim.
Yoongi hyung bana baktı "hoseok" dediğinde güldüm "hyung" dediğimde o da güldü "bu not ne" tableti uzattığında kafamı eğdim "özür dilerim" kalktı "özür dilemen akademik kariyerinde bir yer sahibi değil hoseok" diyerek sinir ile konuştuğunda ona baktım.
Ağlamamaya çalışarak "neden sadece bir notum düşük diye beni azarlıyorsun" kafasını salladı "notların mükemmel olmalı, anlıyormusun" dediğinde kafamı salladım "benim için zor diye birşey olamazmı, benim için zor bir ders olamazmı, ben mükemmel değilim tamam mı asla da olmadım, beni notlarım için azarlamakdan vazgeç" diyerek bağırıp yukarı çıktım, seslensede durmadım.
Ben mükemmel değildim, asla da olmadım, neden anlamıyordu, göz yaşlarım aktığında kendimi bıraktım ve ağlamaya başladım, ona karşı hep güçsüzdüm ve bundan nefret ediyordum.
Kapım açıldığında gözlerimi sildim, yanıma oturarak çenemi tutup kendine bakmamı sağladı "hoseok ağlama lütfen, üstüne bu kadar geldiğimi bilmiyordum" kafamı salladım, yanağımı öptü "galiba ders konusunu biraz gevşetmeliyim" dediğinde ona baktım, yanağımı okşadı "minik sincabım" sarılarak kafamı göğüsüne bastırdım.
Saçlarımı öptü "yine de saat 5 den sonra eve gelmek yok" kafamı kaldırdım "ama hyung" kaşlarını kaldırdığında yutkunarak "tamam" dediğimde güldü "aferin" anlımı öptü "hadi biraz gezelim bebeğim" dediğinde güldüm.
Yanağını sıkıca öptüm "seni çook seviyorum" dediğimde güldü "bende seni seviyorum bebeğim" dediğinde yaklaştım "flört mü ediyoruz" göz devirip kalktı "hazırlan hadi" diyerek çıktığında arkasından "flört diye anlıyorum" dediğimde aynı şekilde "hayal kurma" diye seslendiğinde gülerek kalktım.
Aşşağı indiğimde sigarasını yakıyordu, merdivene oturdum ve içmesi ni izledim, ben yanında olunca içmiyordu, ahh o kadar seksiydi ki, sigaradan nefret eden ben bu adam her içmeye bahçeye gittiğinde gizlice onu izliyordum.
Yarısında söndürdü, naneli şeker çıkartarak ağzına attığında kalkarak aşşağı indim, belime kolunu sardı "hadi gidelim" dediğinde kafamı salladım ve yönlendirmesine izin verdim.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : ıvy
Fanfictionhoseok yoongi'ye çok bağlıydı tabi yoongi'de hoseok'dan farksız değildi