Suga ile filmizlemek için sinamaya gelmiştik, ben macera sever iken o gizem diye tutturmuştu, kollarımı bağladım "macera daha iyi" göz devirdi "hadi ama hoseok gizem hepsinden daha iyi" dediğinde anlımı ovdum "cidden keyfim kaçtı" kafasını salladı "hiçbir şeyden memnun olmuyorsun" dediğinde şaşkınca kaldım "ne? Ben mi memnun kalmıyorum asıl sen beni delirtiyorsun, benden şans isteyen sensin ama sanki ben yokmuşum gibi davranan da sensin" diyerek sinir ile baktım.
Güldü "bu kadar zor olduğunu bilseydim şans istemezdim" güldüm "zormuş, biliyormusun bu saçmalık, ben gidiyorum" kafasını salladı "iyi git" dediğinde güldüm ve onu arkamda bıraktım.
Yoongi hyung'u aradım, hemen açmıştı
+hyung cidden deliricem
-ne oldu güzelim
+bana resmen hiçbir şeyden memnun olmuyorsun dedi, bana dedi
-hoseok düzgün bir şekilde anlatabilirmisin, anlamıyorum
+suga ile sinamaya geldik ama film için tartışmaya başladık, bana hiç birşey den memnun değilsin, bu kadar zor olduğunu bilseydim şans istemezdim dedi, inanabiliyor musun bana çok zorsun dedi
-inanabiliyorum, neyse ben şimdi şirketteyim sen de gel
+hyung benim ile dalga mı geçiyorsun, neyim zor benim ya, gelmiyorum şirkete falan
Diyerek telefonu kapattım "hah ben zormuşum, komik, beni delirten sizsiniz amk" arabaya geçtim "yongju ben zor birimiyim" arabayı çalıştırdı "ne anlamda efendim" dediğinde güldüm "ben hiçbir şeyden memnun değilmiyim, zor bir insanmıyım" kafasını salladı "konuya göre değişiyor efendim, bazen çok uysal bazen inatçı oluyorsunuz" dediğinde kafamı salladım ve geriye yaslandım.
Eve geldiğimizde arabadan inerek kapıyı çaldım, hemen açılınca içeri geçtim, odam çıkarak üstümü değiştirip uyumaya başladım, bu gün cidden yorulmuştum.
Belimde kollar hissettiğim de gözlerimi açtım, yoongi hyung kafasını göğüsüme yaslamıştı, gülerek burnumu uzun siyah saçlarına daldırdım "ne yapıyorsun" kalın sesi ile "sana sarılıyorum" dediğinde güldüm.
Kafasını kaldırdı "jimin ve jin geldi" dediğinde kafamı salladım "onlar daha gelmeyecekti" güldü "işleri erken bitmiş" dediğinde yanaklarını sıktım "çok tatlısın hyung" diyerek sol gözünü öptüm "beni sinirlendirdin ama olsun" gülerek yanağımı öptü "hadi yemek saati" kafamı salladım.
Kalktım, elimi yüzümü yıkayarak aşşağı indim, diğerleri masaya oturmuştu bile, jin ve jimin hyung' un saçlarını öptüm "neden haber vermediniz" diyerek karşılarına oturdum, jimin hyung "süpriz yapalım dedik" dediğinde kafamı salladım.
Jin hyung "sana bir bavul eşya aldık" güldüm "teşekkür ederim hyung" dediğimde o da güldü, yemeğe başladığımda yine iş konuşuyorlardı.
İnsan öldürmek ne zamandan beri iş sayılmışsa.
///
Yoongi saç telini alabilirmiyim, kesinlik ile klonlama cihazı için çalışıp seni klonlamayacağım 😁😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : ıvy
Fanfictionhoseok yoongi'ye çok bağlıydı tabi yoongi'de hoseok'dan farksız değildi