Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kantinde oturmuş elleşiyorduk. Aslında ben minho'ya insan içinde gizliden dokunmaya çalışıyordum. Sakladığımız birşey yoktu sadece heyecan yaratmak amaçlı.
"Jis bu 4. Bardağın."
"Az kaldı minho! Kivi, elma, portakal ve limon...sırada vişne var! Gerçi limondan çok hoşlanmadım bozdu o beni sanırım markası kötüydü."
"Ya da miden çöktü?"
"O da olabilir ama ORALET için değer." Neşeyle gülümserken beşinci bardak ORALETimi istedim.
Parayı uzattığımda kantinci parayı geri çevirdi.
"Lütfen! Bu bardak bizden olsun sadece lütfen defol git!"
"Tamam be Alla alla ne kastınız abicim?"
Son kalan parayla minhoma kalpli lolipoplardan aldım ve sevdiceğimin yanına oturdum.
Lolipopu ona uzatırken gülümsedim ve başımı yana attım "kolalııı~"
Salakca olan ifademe gülmüş ve elimdeki lolipopu alıp dudağına sürtmüştü. minho'nun suratına bakarken yüzündeki ifadeyle içtiğim ORALETi öldürerek masaya saçtım. Pistim ama OMO kirlenmek güzeldir!
Ariel'e ihanet ediyorum şu an.
Minho dilini dudaklarında gezdirirken sertçe yutkundum ve yavaş hareketlerini izledim. Lolipopun ucunu dilinde çevirirken onun dudaklarına odaklanmıştım ancak masanın altından kasıklarıma ayağını gönderince nefesim kesildi.
Minho! Yarim! Yapma gülüm adımız çıkacak köye! Erkekci diyecekler bize minhom!
Minho diğer elini boynuna gönderdi ve gömleğinin yakasını genişletip boynunu açıkta bıraktı.
Şu an onu masaya yatırıp Delicesine becermek ve o beyaz boynunu mosmor yapmak istiyordum... Ellerim ayaklarım uyuşmuş ona dokunmayı beklerken yüzüme doğru eğildi.
"Biliyor musun jis?"
"Ne?" Sesli nefeslerim arasında zorla söyleyebildim.
"Şuradaki kızlar çok çekici değil mi?"
"Yoo, tövbe haşa. Kız mı vardı orda yooo!"
Minho bana yandan bir sırıtış sundu. Oy gülüşüne kurban!
"Ben "gay değilim" desem beni nasıl ikna edersin ve kızlara ilgimi azaltırsın?"
Yutkundum. Şu an aklımdan hiç iyi şeyler geçmiyordu.
"Nasıl yani?"
"Diyorum ki! Beni kaç tür becerebilirsin?"
Ananı, avradını, gelmişini, geçmişini, sülaleni, dedeni, neneni, kundaktaki bebeni, büyücü yengeni! Offf gel beni sik diyo adam!
Birden düşünceler arasından sıyrılıp kendime geldim ve ayağa kalkıp minho'nun elinden tuttum ve yemekhane kapısından çıkıp müzik odasına ilerledim. İçeri girer girmez kapıyı kilitledim ve minho'yu duvara yaslayıp dudaklarına doğru nefes verdim.
"Beni ne kadar arzuladığına bağlı ve bunu kanıtlamak için beni sertleştirmene!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
