28-sadece biz

203 21 56
                                    

Jisung elindeki çiçeği önündeki fotoğrafın yanına koydu ve geri çekilip oturdu. Başını eğmek istemiyordu. Bir ailesini kaybetmişti evet ama onun bir ailesi daha vardı ve onu başını çevirince gördü... Gülümsedi. O her zaman vardı.

Tanrıya içinden binlerce kez dua etti. Sevdiği kişiyi ondan almaması için.

Sonunda toparlanıp eşyalarını aldı ve evine yol aldı.

İkili sessizliğini korurken minho ışıl ışıl cennet gibi parlayan gözlerle döndü jisung'a.

"Bitanem aç mısın diye sormuyorum çünkü hep hayır diyorsun ama üç gündür hiçbir şey yemedin. Zayıflıyorsun. Şimdi itiraz etmiyorsun ve bize güzel bir yemek hazırlıyorum. Biliyorum üzgünsün, ben de öyle ancak seni kaybetmek istemiyorum."  Sesi sona doğru titrerken jisung başını olumlu anlamda salladı.

Minho hemen pratik bir yemek hazırlarken jisung saatlerdir açmadığı ağzını açtı.

"Tek ailem sensin. Benden gitme."

Minho başını kaldırdı ve ardında olan çocuğa baktı.

"Sonsuza kadar benim sincabım olacaksın ve bunu hiçbir güç değiştiremeyecek. Ben senin annen, baban, kardeşin, arkadaşın, sevgilin ve en önemlisi eşinim." Eşi olduğunu söylemesi jisung'un hoşuna gitmişti,
Beline doladı kollarını.

"Herşeyimsin."

"Sen de benim..."

İkili derin bakışlar ardından dudağını öptü ve tekrar yemeğe döndü.

....

Minho sonunda jisung'a yemek yedirebilmiş ve bunun gurur ile gülümsüyordu. Yüzündeki tatlı tebessüm jisung'un gülümsemesine sebep olmuştu.

İki hafta sonraྀˊˎ-ੈ✩‧.ೃ

Yaklaşık yarım saat önce işi olduğunu söyleyip çıkıp giden jisung üzerine koltukta uzanmış ve ters şekilde kapıyı izleyen minho henüz yarım saat geçmesine rağmen yıllar gibi hissetmişti sevgilisinin yokluğunu.

(Ben bu fici evliyiz teyze ile karıştırıyorum off)
(Yanlış yazıyodum sildim baştan yazdım)

Kapıdan sesler gelince minho kendisini koltuktan aşağı atmış jisung'a doğru koşmuştu.

"Hiçbir açıklama yapmadın, neredeydin?"

Jisung ufak bir tebessümle minho'nun yanağını eli arasına aldı ve baş parmağı ile pürüzsüz yanağı okşadı. "Sürpriz."

Fısıltı gibi çıkan sesini duyan minho istemsizce kasılan bedenini heyecan kaplamıştı.

Kesik nefesleri ile jisung'a bakıyordu.

"Gelirken yemek de aldım sen çok seversin. Veee kahveee!"
Sanki çok değerli birşeymiş gibi elindeki kahveyi havaya kaldırdı ve sevgilisine uzattı.

Minho gülümsedi ve kahveleri alıp mutfak masasına yerleştirdi. Aynı zamanda jisung da yemekleri paketlerinden çıkarıyordu.

İkili yemek yedikten sonra çıkan birkaç parça bulaşığı beraber yıkayıp kahve içmek için sert rüzgarlar esen terasa çıkmışlardı.

Jisung elinde bir paketle girip minho'ya bir dakika diyerek arkasını döndü. Paketten çıkardığı pastayı minho'nun görmeyeceği şekilde önüne alarak mumları yaktı ve neşeyle arkasını döndü.

"Sürpriz!"

Minho yüzüne yayılan gülümsemeyi büyütüp ayağa kalktı ve aşkla olan bakan sevgilisinin gözlerine baktı.

>>Semesung-oralet<<MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin