27- sincabım

216 24 48
                                    

Jisung endişeyle merdivenleri adımlarken birden aklına sevgilisi geldi. Onu aramayı unutmuştu. Endişelenebilirdi.

Hemen minho'yu aradı ve olanları anlattı, minho da hızlıca hastaneye geldi, jisung'un yanında olmalıydı. Kolay bir durum değildi.

"Jis..."

Jisung ayağa kalkıp minho'ya sarıldı ve gözünden bir damla yaş düştü.

"Bebeğim.."

Minho, jisung'un saçlarını okşarken devamlı öpücük konduruyordu.

"İyi olacaklar."

"Durumları ağır."

"Atlatacağız. Emin ol, her zaman yanındayım sincabım."

Jisung bu söylenenlerle ağzından bir hıçkırık kaçırdı ve sesli ağlamaya başladı.

"Ne kadar kötü olsalar da onlar benim annem ve babam.. onların canı yansın istemem."

"Biliyorum jis, Lütfen kötü şeyler düşünme."

İkisi de oturup saatlerce beklerken gece yarısı olmuştu ve doktor ameliyathaneden çıkmıştı.

"Doktor!"

Jisung hemen ayağa kalktı ve doktorun yanına geldi.

"Durum?"

"Şöyle ki ne iyi geçti ne kötü geçti. Çok kan kaybı var. Tek yapacağımız şey beklemek."

"Kan kaybetmişler, ben verebilirim yeter ki iyi olsunlar!"

"Üzgünüm, %49 yaşama oran dahi olsa sağlıklı birinden almıyoruz. Ne yazık ki hastanın yaşama oranı %25 civarı. Anneniz daha fazla yaralandığı için yaşasa dahi komada kalma ihtimalini size şimdiden söylemeliyim."

Jisung'un gözünden yaş düşerken yanında olan tek dayanağı olan sevgilisine sarıldı. Elinden gelen birşey yoktu, bekleyecekti.

>>Semesung-oralet<<MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin