Tüm sinsiliğiyle insanlıktan hiçbir nasibini almamış olan Faras, Arat'ın yüzüğünü fark etmesiyle ellerini ovuştura ovuştura odadan çıkmıştı. O esnada sırıtarak ilerlerken elinde bir tepsiyle Arat'ın odasına doğru ilerleyen Vera'yı gördü. Vera'nın yanından geçerken hızla tepsiye vurdu.
Vera: Ah!
Faras: Kusura bakma elim çarptı.
Vera: Hah, S-sorun yok.
Faras: Hâlâ seni affedeceğini düşünmüyorsundur umarım?
-Bir kaç lafımla bile onu tekrar kendi yanıma çekip sana düşman yapabilirim.
Vera: ....
Faras: Hadi ben kaçtım.
Vera: Dene.
Faras çıkışa doğru ilerlerken Veradan duyduğu bu asi sözle gözleri kan çanağına dönmüştü.
Faras: Ne dedin sen?
Vera: Dene diyorum nasıl olsa kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı artık.
Faras: Sen bana baş mı kaldırıyorsun?
Vera: Senden korksamda korkmasamda hiçbir şey değişmiyor artık kendimi strese sokmama hiç gerek yok.
-Ölüm çanlarının yakın bir yerlerde senin için çaldığını duyabiliyorum.
Vera, Arat ile yaptığı son görüşmede buradan kaçacaklarını söylemesiyle içi tuhaf bir umutla dolmuştu. Artık ne Farastan korkuyor ne de tedirgin oluyordu. Burada ölecek bile olsa ona boyun eğmemeye karar vermişti.
Fakat Faras duyduklarından hiç memnun değildi. Onu kontrolü altına alıp her dediğini yaptırması, gücünün altında iki büklüm oturması hoşuna gidiyordu. "Nasıl benden korkmaz?" diye içinden düşünüyor bu hızlı değişimine anlam veremiyordu. Bu sırada hızla boğazına yapıştığı Verayı orada öldürmeye karar vermişti.
Faras: Demek deneyeyim ha?!
-Ne gerek var ki sen burada geberip gitsen daha kolay olmaz mı?!
Vera: Öğöhk!
-B-Bırak..
Faras: Önce yalvar!
Vera: A-as..A-asla.
Faras: Seni şimdi-!
Faras Sıktığı yumruğunu hızla Vera'nın suratına vuracakken aniden karşı odanın kapısı açıldı ve Aselya, Arat'ı koluna almış bir şekilde dışarı çıktı. Bu halde birbiriyle göz göze gelen 3 çift göz ve soğuk ortam herkesi esir almıştı. Faras aniden telaşla toparlanıp Vera'nın boğazını bırakarak söze daldı.
Faras: Ah, hadi ama Vera biraz daha dikkatli olmalısın baksana her şeyi döktün.
-Sana yardım edeyim.
Arat: Neler oluyor?
Faras: Hiçbir şey sadece Vera biraz yorgun sanırım, bu aralar her şeyi elinden düşürüyor.
-Tatlım sen dinlenmeye ne dersin?
Vera asla sesini çıkarmıyordu kafasını eğmiş bir halde derin soluk alıp verşini fark ettirmemeye çalışıyordu. En sonunda sesi kısılmış bir şekilde cevap vermişti.
Vera: Öhök s-sanırım dinlensem iyi o-lacak.
Faras: Evet, evet sen iyice dinlen.
-Ben burayı toparlıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTATÜR
Fantasy"Geçmiş ve şuanki hayatların trajik hikayeleri aynı döngü içerisinde tekrar ediyor. Farklı boyutların insanları "Anı taşıyıcılarını" seçiyor.Taşlar durmadan parıldıyor ve efendilerini bekliyor.Bu tekerrür ne zaman son bulacak ve toz tutmuş eski anıl...