Sen... Bana Âşık mısın...?

744 45 84
                                    

POV:Mizuki-Y/N

Kucagına almış gidiyordu. Ben kafamı onun omuzuna gömdüm, ellerimi ve bacaklarımıda bedenine sardım. İkimizde utanç içindeydik. Ama hiç birşey demeden gidiyorduk.

"Douma...kun..."

"E-Efendim..."

"Sen... bana... âşık mısın?" Bir süre cevap vermedi, sonrada cevap vermedi. Beni sevmiyor muydu? Bana âşık değil miydi? Düşüncelerimle umudum tükeniyor du. Onun bana âşık olmamasını düşünmek fazla olağandışı değil di, ama o beni öpmüştü. Ve bana hâlâ âşık değil miydi yani? Eğer değilse bu olağandışı olur du.

Konağına gelmiştik, koridorlardan geçerken yine bize bakmışlar dı. Ona sımsıkı sarıldım. Yüzümü sakladım. Ağlayabilirdim. Her an ağlayabilirdim. Odasıne gelmiştik, inmek istemiyordum.

"İnebilirsin, Mizuki-chan."

"I ıh. İstemiyorum..."

"Konuşmamız gerekiyor."

"I ıh!! İstemiyorum!!"

"Konuşalım lütfen, Mizuki-chan."

"İstemiyorum!! İstemiyorum!!" Beni indiremeyince vazgeçti. Yatağa oturdu.

"Mizuki-chan. Sana soğuk davrandığımı düşündüğün gün, ben bir Hashira öldürmüştüm, o Hashira... muhtemelen o Hashira'ya âşık olmuştum." Başka birine mi...? Benimle onca vakit geçirirken, başka birine mi âşık olmuştu? Hayal kırıklığına uğramıştım.

"Önceden muhtemelen... sana âşıktım, ama o gün o Hashira'ya âşık oldum. Sana soğuk davrandığım için özür dilerim." Bana âşıktı... ama ben hiç birşey söylememiştim. İki kişi birbirlerine âşık, ama itiraf etmek için utanıyorlar. Bu mu yani? Bu olmamız gereken kişilik mi? Böyle olacaksam asla ama asla duygularımı itiraf edemem.

"Mizuki-chan... sen bana âşık mısın?" Cevap vermedim, veremedim... O anda dilim tutulmuştu. Cevap vermeye çalışsamda veremeyecek gibiydim sanki, yada cevap vermeye çalışsamda ağlayacağımı bildiğimden kendimi zorluyordum sanki. Sakinleşmeye çalıştım derin bir nefes aldım ve verdim. Onun kokusu tüm vücudumun içini kapladı.

"Douma-kun, sen bana âşık mısın?"

"Bilmiyorum... bilemiyorum... sanki seni sevsem mutlu olamayacak mışım gibi geliyor..." Tüm kelimeleri kalbime bir mermi gibi girip çıktı, bir bıçak gibi saplandı. Acıtıyordu. Ama bedenimde iz yoktu, içimde bir yerde bir yara oluşuyordu, ve Douma-kun'un beni sevmediğini düşününce yada duyunca... o yara büyümeye başlıyor ve devam ediyordu.

"Douma-kun... beni sevmiyorsan sana âşık olup olmadığımı söylememe gerek yok."

"Yani bana âşık mısın?"

"Ne? Hayır!! Hiçte bile..."

"Mizuki-chan, ben dürüst olacağım, eskiden sana âşıktım, ama artık değilim, o anda... seni neden öptügümü bilmiyorum, sadece istedim, ama içimde senleyken aşk duygusunu hissetmiyorum... o kadına... ona âşık oldum, artık her ne kadar onun yüzünü göremesem bile ona âşığım..."

Bildiğin bana âşık olmadığını itiraf ediyor. Daha zor... ama neden? Neden birine olan aşkını itiraf edince zorlanıyorken, neden birine âşık olmadığını söylediğinde zorlanmıyorsun? Ağlayacaktım. Ağlayacaktım. Ama ağlamadan önce onun yanından ayrılmam gerekti.

"D-Douma-kun, beni indirebilir misin?" Sesim titremişti. O kadar kötü hissediyordumki sesim titremeye başlamıştı. Douma-kun beni indirdi. Gözyaşlarımın akacağını hissettiğim anda aniden onu itip hızlıca uzaklaşmaya başladım.

Douma x Reader | Oni Ni Naritai~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin