Tekrardan merhaba 6.bölüme kadar gelebildim nihayet bu bölüm biraz garip ve içeriği pek beğenilmeyecek bir tür olabilir ama okumadan geçmeyin derim iyi okumalar oy ve yorumları bekliyorum:))
"Herkes ağlar ve herkes korkar ancak herkes bunu belli etmez özellikle kalbi gerçekten kırılanlar"...
Asaletimle,gücümle,başarımla indiğim merdivenlerden kanayan dudağım ve hüzünden parçalanan kalbimle çıktım.O koca kapıları üstüme kapatıp kaybolmak,kimseyi görmemek istiyordum.Odama geçer geçmez aynanın karşısında harap olmuş halime baktım.Babam beni suçlamış hatta şiddet bile uygulayarak cezalandırmıştı.Bana her zaman bir kralın ve kraliçenin nezaket kurallarını aşmaması ve her zaman bunlara uyması gerektiğini anlatırdı ancak bu kurala uymayan ilk kişi oydu.Ancak aklımda ki tek soru babamın Kral Leonardo ile bahçede birlikte olduğumu nasıl öğrendigiydi.Bizi tek bir kişi görmüştü,Amala.
Onun yüzünden rezil olmuş ve bütün gururum yerle bir olmuştu.Ben bu krallığın kraliçesiyim benim karşımda hiç kimse duramazdı.Onu asla affetmeyecek ve yaşatmayacaktım yaptığının bedelini ödeyecekti.Gizlice kimseye görünmeden Amala'nın odasına girdim.Sıcak duşunu alıyor bana verdiği zarar için kendiyle gurur duyuyordu.Arkadan sessizce yaklaşıp,boynundan tutup suyun altına batırdım.Uzun tırnakları bileklerimi tırmalıyor olsa da durmadım.Çırpınışları fayda vermeden elleri suyun altına battı artık hareket etmiyordu.
"İşte böyle artık o sesin çıkmayacak"
Artık ondan kurtulmuştum ancak tek bir sorun vardı o ölmüştü!Babam ve diğerleri duyarsa ölümüm kaçınılmaz olacaktı.Islak ellerimi üstümde kurulayıp odama doğru ilerledim.Yatağımın üzerine oturup kısa bir süre kendime gelmeye çalıştım ancak çok zaman geçmeden ince bir çığlık kalbimin ritmini yavaşlattı.Ama korkmamalı ve hiç bir şey belli etmemeliydim.Üstümü değişip aşağı büyük salona indim.Herkes toplanmış dehşetle ortaya bakıyorlardı.Amala'nın korkunç cesedi duruyordu öylece.
"Saray hizmetçilerinden Amala Larosa az önce odasında ölü bulundu,suyun altında kendi başına ölmüş olamaz bunu biri yapmalı ve o kişi derhal bulunmalı"
Artık tüm cesaretim kaybolmuş kendimden geçmiştim.Değmeyecek bir insan için benim de ceza almam hatta ölmem çok saçmaydı,o yaptıklarının bedelini ödemişti.
"Amber"
"Buyrun Kralım"
Babam yavaşça yaklaşıp kanayan dudağımda parmağını gezdirdi.
"Eğer bir daha böyle bir hata yaparsan sabah yaşadıklarının daha kötüsünü yaşarsın şimdi akıllı bir kraliçe ol ve tahta otur"
Daha fazla kafa tutmadan arkamı dönüp tahta doğru ilerledim.Otururken kendimi fazla güçlü kalkınca ise çaresiz bir kuş gibi hissediyordum Amala'nın önümde duran cesedi ise daha fazla korkutuyordu.
Gözlerimin altında biriken yaşlar bulunduğum durumun etkisiyle akmaya başladı.Kapılar açıldı ve önüme iki muhafız geldi.
"Kraliçem kral Leonardo sizinle görüşmek istiyor"
"Gelsin"
Biraz sade bir bölüm sonu :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Krallığı: Güneş'in Doğuşu
Historical FictionKraliçe olmak ne demekti?sadece bir krallığa hizmet etmek mi yoksa tüm ruhunu bu yolda harcayacak olmak mı?bunun cevabını bulduğum gün gerçek hayatıda bulacaktım. Ben kraliçe Amber;sinirli,yumuşak kalpli hatta bazen sınırları bile zorlayan bir kral...