~KUŞ, OLMAK~

417 43 78
                                    

Bu bölüm, sezon finalidir. Kurgu henüz bitmiş değil...
İyi okumalar 🤍

16.Bölüm
{Küfürler dizilecek, çok sevdiğinden sövemeyeceksin.}

𝕸𝖊𝖋𝖙𝖚𝖓

Yazarın ağzından okuyorsunuz.

"Barış'ım duyuyo musun beni?"

"Barış!"

Zaten, ağırlaşmış göz kapaklarını açmak için bir savaş veriyordu fakat tam da çatılı kaşlarının üzerindeki o acı, zorluyordu onu. Barış, baş ağrısına direnerek açmaya çalıştı yine gözlerini.

"Hadi Barış kendine gel." diye tekrar tekrar yalvardı.

Yaklaşık bir saat boyunca buradalardı ve bir saat boyunca Tufan, Barış'ın kendine gelmesi için bağırdı. Onun, Tufan'ın sesini duyuyordu, görmek istiyordu onu.

Araladığı gözlerine ışık vurunca, tekrar sıkıca kapatıp yüzünü buruşturdu. Yüzünü kapatmak için ellerini kaldırmaya çalıştı, ama yapamadı.

Bağlanmış mıydı gerçekten?

Zorlukla gözlerini açtığında, yüzüne doğru vuran florasan ışığı yoğundu. Etrafa bakmak istedi.

Neredeydi?

"Barış!"

Yine bağlı elleri ve soğuk zemin, anında kendine getirdi.

Kaderden kaçamaz insan.

Tıpkı o günkü gibi soğuk, ve sancılı bir gün. Belki de tahmin edilebilirdi bu saatten sonra başına gelecekler. Fark edilir, ne zaman bir yarası iyileşse hayat hiç kaçırmıyordu fırsatını. Anında, yolluyor işte acısını.

Ya bu kader baştan yazılsın, ya da hayatın kendisi.

Karşısındaki adam, endişe dolu gözleri ile ona doğru gelmek için yelteniyordu fakat, bağlı olduğu direkten ayrılamıyordu. Bulanık görüntüsü netleştiğinde, kan içindeki yüzünü ve kırmızıya bulanmış beyaz gömleği de netleşti.

"Tufan." dedi sessizce. Kısık, tiz sesi Tufan'ın göğsünü çıkaracaktı yerinden.

"İyisin?" dedi yine endişeli sesiyle Tufan. Öyle korkuyordu ki, içinde öyle karmaşık duygular vardı ki.

Ama hayır, değildi. İyi değildi, değillerdi.

Etrafına baktı, Betondan olan bomboş büyük bir depo gibi yerde, etrafta onlarca tahta yığınları ve teller. Tıpkı bir hayvan gibi zincire vurulmuştu yine ve bu kez acısı ikiye katlanmıştı çünkü yalnız değildi. Çünkü, Tufan da zincirlerle canını yakacak derecede bağlanmıştı.

"Korkma güzelim, korkma Barış'ım." dedi kendisi, ölecek kadar korkup, delirirken. Ya gözlerinin önünde Barış'ın canını yakarlarsa?

Dolan gözleri ile ona döndü Barış. Uyumadan önce olanlar bir bir aklına düşmüşken o da korku ile titredi. Niye buraya getirildiler ? Kim yaptı bunları?

Bitmedi mi gerçekten?

Hayata karşı kaçıncı sitem olacak bu? Yeter, dikenin batmasın.

MEFTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin