Sizi çok seviyorum.
İyi okumalar..
☯☯25.Bölüm
{Yüzdeki çizgilerin her anısına.}𝕸𝖊𝖋𝖙𝖚𝖓
Ablamlardan çıkmış, durağa doğru yürüdüm.
Tufan ne yapmıştı, nasıl çıkarmıştı beni bilmiyorum ama eniştem mahçup duruyordu. Yorgun olduğumu söyleyip uyuduğumdan hiçbir şey sormadım. Berat çok istediği için gittim ablamlara, orada yattım bu gün. Ama, Berat'ın istediği gibi hasret gideremedim ablamlarla. Günlerce beni ziyarete gelmedikleri için, yüzlerine bakmadım. Nasıl bakayım, bi' nasılsın diye de sormadılar.
Hayır, hiç mi merak etmiyorsunuz siz beni.
Aklımdan çıkmıyor. Ne işi vardı o kadının orada? Neden gelmişti, Tufan'a geldi değil mi, ne konuştular peki?
Hâlâ çıkmamış olamaz. Benim için gitmişti, beni çıkardı ama kendisi hâlâ orada olamazdı. O zaman, niye hâlâ beni aramadı?
Derin nefes alarak yutkundum.
Kafeye girdiğim gibi üzerimi değiştim ve mutfağa gittim. Herkes sakince işi ile ilgileniyordu. Benden tarafa bakmayan insanlarda göz gezdirip oradan çıktım ve bahçeye yürüdüm.
Kapıya yaklaştığımda adımlarım yavaşladı, gözlerim bir sağ bir sol etrafı inceliyordu. Kimse yok.
Bir gün olmuştu. Neden yok?
Karnıma korku ağrıları yayılıyordu.
Hızlı adımlarla odasına gittim. Kapı kapalıydı, tıklattım. İçeriden ses gelmeyince tekrar tıklattım. Kapıyı açıp içeri girdim.
Anında ağlama hissimin boğazıma kadar çıktığını hissettim. Neden yoktu? Çıkamamıştı değil mi. Şimdiye halledilmiş olması gerekmez miydi, neden benden sonra hâlâ orada. Ne yapıp girmişti, çıkamayacak mıydı?
Kapının kapandığını duyunca arkama döndüm.
Zafer abi, Sude ve Adnan.
"Sude," dedim yanına giderken.
"Tufan nerede? Neden çıkmadı?"
Sude'nin gözlerini kaçırdığını görünce bi' an durdum. Ne, neden gözlerini kaçırıyordu? Zafer abiye doğru baktım. O kadar büyük bir şey olamazdı değil mi?
"Abi, Tufan?"
Sinirle nefes verdi ve kafasını başka yöne çevirdi. "Çıkaramadık."
Şaşkınlıkla bakarken bir an dudaklarım kıvrıldı. Şaka yapıyorlardı herhalde. Ne demek çıkaramadık? Tufan bu, sen ise Zafer'sin. Nasıl çıkaramadın? Ne yaptı da girdi bu içeri?
Adnan'a baktım.
"Adnan dalga mı geçiyorsunuz?"
"İki ay sonra mahkemesi var."
"Ne iki ayı lan alay mı ediyorsunuz benimle siz ? Ne yaptı lan o kadar? Ne yaptı da girdi yanıma!"
Gerçek olamazdı tam her şey yoluna giriyor derken Tufan orada kalamazdı. Benim yüzümden orada çürüyemezdi.
Zafer abinin telefonu çaldığında neredeyse hepimiz oraya odaklandık. Sude'ye doğru baktım. Ağlıyor muydu o?
"Alo?" dedi Zafer abi. Neden bilmem, telefonun karşı tarafından konuşan kişiyi duyuyordum.
"Abi, Tufan kurtarılamamış."
"Ölmüş."
"Ne?" gür bir kahkaha çıktı dudaklarımdan. Ölmüş, ne ölmesi ya? Tufan niye ölsün?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN
Fiksi UmumYazılma tarihi- 24/09/2022 Bir ömür, anca bu kadar azap çekebilir ve bir ömür anca böylesine sevilir. Bölümler uzundur