Alec Benjamin-Devil Doesn't Bargain
Begüm'den:
Benden bir şeyleri gizlediği belliydi. O mutfağa gittikten sonra odasına gittim ve etrafa bakındım. Gözüm yatağın altındaki poşete takılınca aldım. Gördüklerim şok olmama sebep olmuştu. Peşimdeki her kimse beni bulmuştu. Pars bunu saklamıştı. Ve bana hiçbir şey söylememişti.Gidecektim. Ne olursa olsun onu kaybedemezdim. Hızlıca poşeti olduğu yere bıraktım ama gözümde hep aynı görüntü canlanıyordu. Tekrar salona çıktığımda kahveleri getirdi. Ona sarıldım. Anlamaması gerekiyordu.
Ben aramızda ne olursa olsun onu sevecektim ve kaybetmeyi göze alamazdım. Bu benim sorunumdu. Gidip konuşacak, canı yanacak olan bendim.
Babamı aramasıyla ayrıldım ondan. Eve gelip gelmediğimizi sordu. Gördüklerimizi ona anlatmadım. Samet'in benimle konuşmak istediğini söyledi ama kabul etmedim. Şu an daha önemli daha sorunlarım vardı.
Telefonu kapattığımda ellerimi saçlarıma geçirdim. Sinir krizi geçirmeme ramak kalmıştı. Kaçmak istemiyordum, saklanmak zorunda kalmak istemiyordum.
Yanıma geldi. Gözlerim dolmuştu. Ağlamaktan kızardıklarına da emindim.Akşama doğru duşa girdim. Odama gidip giyindim çıktığımda salonda oturuyordu. Baktı bana "İyi misin?" diye sordu.
Hafiften gülümsedim. "Sen buradayken evet." dedim. Gülümsemeye çalıştı ama düşünceleri izin vermiyormuş gibiydi.
Bir şey olmasından korkuyordu.
Ben de korkuyordum.Saatler ilerledi hava iyiden iyiye karardı. Bu işin bitmesi gerekiyordu artık. Odama gittim. Kıyafet dolabının en altındaki silahı alıp ceketimin içine sakladım.
Açtığı filmi izlerken uyuyakalmıştı ve ben uykuya dalmasını beklemiştim. Uyuduğundan emin olduktan sonra sessizce çıktım dışarı. Etrafa bakındım ve bir ses geldi.
Sesin geldiği yöne döndüğümde bir el beni tutup iki bina arasındaki boşluğa doğru çekti. Daha ne olduğunu anlayamadan sarışın bir kadınla göz göze geldim yanında da siyahlar içinde bir adam. Bu oydu. Bugün gördüğüm o adamdı. Ona eliyle bir şeyler anlattı."Hoş geldin diyor." diyerek çevirdi kadın hemen.
"Siz kimsiniz? Neden peşimdesiniz?" diye sordum hemen merakla ardından adam yeniden parmaklarını oynatmaya başladı.
"Bizimle gelirsen her şeyi öğrenirsin." dedi. Gelen polislerin hızlı adım seslerini duydum.
"O polisleri durdurmadığınız sürece isteklerinizin hiçbirini yapmayacağım." dedim inatla. Ofladı ama yine de polisleri çekti.
Polisler gittikten sonra kendimi daha rahat hissettim."Senin konuşmaya cesaretin yok mu?" diye sordum adama bakıp. Cevap gelmedi. "Konuşmak istemiyor." dedi kadın.
"Korkak yani." dedim.
"Senden daha cesur."
"Avukatı mısın sen?"
Kadın kolumu sertçe tuttuğunda susmam gerektiğini anlamıştım. Adam işaret edince kadın kolumu bıraktı."Bizimle geliyor musun, gelmiyor musun?"
"Bana bir açıklama yapmadan bir yere gelmeyeceğim."
"Kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz?""Kim olduğumuzu şimdilik bilmesen iyi olur." dedi kadın. Sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Sen bir sussan iyi olacak artık."
Kadın kaşlarını çattığında adama döndüm. "Anlat."Sonunda adam dudaklarını araladığında kadın sustu. "Bizim hakkımızda şimdilik bir şey bilmeyeceksin." Yutkundu.
"Ailemin çoğunu sen öldürdün ve bunun bedelini ödeyeceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Kalp Âşıkları
Ficción GeneralKapak tasarımı @irrelevantbird'e aittir. Wattpad'de Kirli Kalp Âşıkları adında ilk kitap! Bir seri katil kimseye güvenmemesi gerektiğini bilir değil mi? O da bunu biliyordu. Ama kuralları herkes bilir önemli olan onları uygulayıp uygulayamadığımızdı...