...
Fırat Ağacık-Yaralı Ruhlar Bahçesi3 ay sonra
Elimdeki kitabın sonuna geldiğimde kahvem de bitmişti. Kupamı sehpaya bıraktım. Derin bir nefes alıp sayfaları karıştırmaya başladım. Her kitap bitirdiğimde bunu yapardım. Altı çizili cümleleri okudum. Kitap mutluluğundan sıkılmış bir kadını anlatıyordu. Mutlu yuvasından ve iki çocuğundan sıkılan kadın bir piyanistle aldatmıştı kocasını. Sonrasında bunun karın ağrısını çok çekmişti.
Okuduğum satırlar boyunca kendime benzetmiştim karakteri.
Ben de mutluluğumdan sıkılmıştım. Hayatımı kumar masasına koymuş ve tıpkı bir oyuncakmışçasına oynamıştım onunla.
(Stefan Zweig-Korku)Kitabı sehpaya bırakıp bir sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Çakmakla yakınca balkona çıktım. Artık protez bacağım olduğu için rahatça yürüyebiliyordum. Dışarıyı izlerken belimde hissettiğim temasla arkama döndüm. "Korkuttum mu?" Diye sordu Pars. O da bir sigara çıkarttığında çakmak çıkarmasına izin vermeden dudaklarımın arasındaki sigarayı onunkine yaklaştırdım ve duman yükselmeye başladı.
Olumsuz anlamda başımı salladım sorusuna cevap olarak. Telefonuma gelen mesaja baktım. Bir ses kaydı gönderilmişti. Kim tarafından gönderildiğini merak ettim çünkü babam dışında kimse beni aramazdı.
Gelen sesi açtığımda Pars'ta benimle birlikte dinlemeye başlamıştı. Gelen benim sesimdi. "Kaçacağız. Başka çaremiz yok. Burada kalırsak yakalanırız. Hapse girersem bir daha çıkamam Pars."
Bu konuşmayı ne zaman yaptığımı bile hatırlamıyordum. Dahası bu mesajı bana kimin attığını bilmemek beni daha da şüpheye düşürüyordu.Dinleniyordum.
Korkuyla Pars'a baktığım anda şaşkınlıktan tepkisizdi. Tam o anda bir mesaj daha geldi. "Ben Pars."
"Aylardır yanında olduğunu bilmediğin polis." Dediğinde şok olmuştum. Bedenimi ateşler basmaya başlamıştı. Dizlerim titredi, kalbimin ağrıdığını hissettim, bacaklarımdaki güç azaldı. Duyduklarımın şokunu atlatmaya çalıştım.. Ne okumuştum az önce? Polis mi demişti? Ellerim titrerken arkamı döndüm. "Bu ne?" diye bağırdım.
"Fazla zamanın kalmadı. Polisler birazdan burada olur." dediğinde sinirle ona doğru ilerledim. Neden bu kadar soğukkanlıydı?
"Bana yalan mı söyledin?" dediğimde sesim titremişti.
"Begüm, ne benim konuşacak ne de senin dinleyecek vaktin yok." dediğinde elini omzuma koydu. Elini sertçe çektim.
"Polisler gelmeden git buradan. Anlatacağım."
"Neden kaçayım ki? En başından beri yakalanmamı istiyormuşsun işte."
"Kandırmışsın beni." gözyaşlarım akarken dizlerim takatini kaybediyordu.
"Sana güvenmiştim." Biraz öncesine kadar gayet huzurluydum ama şimdi bir şeyler elimden çekilip alınmış gibi hissediyordum. "Ben bir hata yaptım ama söz veriyorum düzelteceğim. Sadece git, seni bulacağım."
"Konuşmalarımızı ses kaydına aldın. Bütün kanıtlar elinde. Kaçışım yok değil mi?" dedim.
Kendimde değildim. Bağırmaktan başka bir şey yapmıyordum. Yakasından tutup çekiştirdim. "Bir şey söylesene bana!" diye bağırdım. Omzuna vurmaya başladığımda "Anlatsana!" dedim.
"Neden yaptın?" Cevap vermeyince
"Ben de seni hayatımın içine katmıştım." dedim. Hayal kırıklığıyla söyledim bütün bunları. Evet, birisine güvenmek, hayatımı açmak, değer vermek... Bunların hepsi benim suçumdu ama her güvendiğim beni kandırmak zorunda değildi. Hızla mutfağa gittim. "Gerçek adın Pars'ta değildir şimdi senin." diye bağırdım. Çekmeceleri karıştırırken peşimden gelmiş ne aradığımı anlamaya çalışıyordu. Aradığımı bulduğumda hırsla gülümsedim. "Yakalanmamı istiyorsun değil mi?" Gözüm dönmüştü. Ve ben verdiğim değerin bu kadar büyüyeceğini hiç düşünmemiştim.
"İsteğini gerçekleştirmeyeceğim. Ölmemek için onca insanı öldürdüm ama şimdi sayende... Kendimi öldüreceğim." Neden kaçmamıştım? Aptal mıydım? Hayır, bana kaç demişti. Ve az önce bana bunu söylediğinde hâlâ içimdeki güven hâlâ bir şeyler söylüyordu. Hayalkırıklığına uğramıştım.
Bir daha dediğini yapmak istemiyordum.
Ve az önce ona beslediğim şeyin güven değil de aşk olduğunu öğrenmiştim.
Ama şimdi o aşkı öldürmem gerekiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Kalp Âşıkları
Fiksi UmumKapak tasarımı @irrelevantbird'e aittir. Wattpad'de Kirli Kalp Âşıkları adında ilk kitap! Bir seri katil kimseye güvenmemesi gerektiğini bilir değil mi? O da bunu biliyordu. Ama kuralları herkes bilir önemli olan onları uygulayıp uygulayamadığımızdı...