11: Yeryüzünün Yıldızı

6 0 0
                                    

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey-Yes To Heaven

Çalan kapıyla beraber fırçayı elimden bırakıp aşağı kata yöneldim. Kapıyı açtığımda ise karşımda Jungkook dikiliyordu.

"Günaydın Taehyuung."

"Günaydın Jungkook."

Yüzümdeki şaşkın ifadeyi fark etmiş olmalı ki bir açıklama yapma gereğinde bulundu.

"Çat kapı gelmem çok doğru olmadı aslında."
Naif bir gülümsemeden sonra sözlerine devam etti.
"Ama dün seni öyle bırakınca bir türlü aklımdan çıkmadın. İşim var dediğin için arayıp seni meşgul etmekte istemedim. Eğer şuan yoğunsan gideb-"

Hızla lafını böldüm.

"Olur mu hiç öyle şey?"
Onu görünce yüzümden bir türlü silemediğim gülümsememi biraz daha genişlettim. "İyi ki geldin. Gel, içeri geç."

Boyalı ellerimi görünce sözlerine devam etti:
"Resim yaptığını bilmiyordum."

"Boş zaman buldukça deniyorum bi' şeyler."

Tebessüm ettim gözlerine bakarken. Koltuğa oturduğunda gözleri ilk önce sağda ki duvara dayalı büyük kitaplıklara gitti. Kaşları biraz havalandı ve bakışı değişti. "İçecek ne istersin, ne yapayım sana?"

"Taehyung ben bir şeyler içmek için gelmedim buraya. İstemiyorum hiçbir şey. Seni görmek için geldim, iyi olduğunu bilmek için..."

Jeon Jungkook gözlerime bakarken söylüyordu bu sözleri. Öylesine duyguluydu ki onunla geçirilen her saniye. Kalbi temizdi onun.

"Şimdi söyle. Dün n'oldu öyle? Hiç iyi görünmüyordun."

"Boşver ya bunu mu konuşacağız? Hem önemli bir şey olmadı. Merak etme beni."

"Sence elimde mi? Aklım sende kaldı."

Çok inatçıydı. Onun gözlerine bakarken ağzımdan bir yalan daha çıksın istemiyordum. Nasıl ikna edeceğim seni Jeon. Lütfen zorlama beni.

"Sen n'yaptın dün?"

"Yalnızdım. Kitap falan okudum her zaman ki gibi işte."

En sonunda ikimizde susmaya karar verdik. Zannımca hala o kadar yabancıydık ki birbirimize beraber olsakta bir olamıyorduk. Halbuki iki bedende tek kalp gibiydik.

"Biraz yürüyüş yapmak ister misin?"

"Olabilir."

Hızlıca üzerimdeki önlüğü çıkarttım ve boya kalıntılarını çıkartmak amacıyla ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Salona geri döndüğümde Jungkook bu sefer kitaplara uzaktan bakmak yerine yakınına gitmiş hepsini teker teker inceliyordu. Bir tanesine bile dokunmuyor, gözleriyle süzüyordu. Geldiğimi fark ettiğinde kitaplıkların önünden ayrılıp yavaşça yanıma geldi. Karşıma geçti yuvarlak parlak gözleriyle yüzümü inceledi. Küçük bir gülümseme sundu bana ve önümden gitti yine. Villanın çıkış kapısından dışarıya adımımızı attığımızda hızlıca bana dönerek, "Nereye gideceğiz?", dedi. Hava yavaşça kararmaya başlamıştı. Saatime baktığımda 18.00'e yaklaştığını gördüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝑩𝒂𝒏𝒂 𝒂𝒅𝜾𝒏𝒍𝒂 𝒔𝒆𝒔𝒍𝒆𝒏 |𝐭𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin