Diğer dörtlü hızlıca yere düşmüş bedeni alıp arabaya taşıdılar. San neden bu kadar endişelendiğini çözemiyordu. Bu küçük kızıl hayatına bir anda girmiş ama birden merkezi olmuş gibiydi. Bir süre sonra Mingi, San ve Wooyoung arabayla hastaneye ulaşmışlardı. Yeosang ve Jongho da motorsikletle takip ediyordu.Acil kısmından girmişlerdi. Doktorlar Wooyoung'u alıp kontrol ettiklerinde bayılmasının nedeninin aşırı stres olabileceğini söyleyip seruma bağlamışlardı.
San girmiş olduğu bu kokudan nefret ediyordu. Ancak kızıl için de endişeliydi.
"Sani, sen istersen dışarıda bekle." Demişti Yeosang her iki arkadaşı için de endişelenerek. San ise kısaca hayır manasında sallamıştı başını.
Wooyoung'u normal bir yatağa almışlardı. Şu an uyuyordu. Odanın içinde dörtlü bekliyordu. Birden telefon çaldı. Mingi arayanın Hongjoong olduğunu söylemişti.
"Hemen açıp geliyorum." Diyerek yanlarından ayrıldı uzun olan. Jongho ve Yeosang da hastanenin kafeteryasından kahve alacaklarını söyleyip gitmiştiler. Şu an odada sadece San ve Wooyoung vardı. San yataktaki kızıl saçlıya bakıyordu. Bu duruma gelecek ne yaşamıştı acaba. İçinde kanının kaynadığını hissediyordu. Salak değildi kızıl olanın kendisinin ilgisini çektiğini biliyordu. Bu yüzden daha da sinirlenmişti kızıla bunu yapan kişiye.
Wooyoung kıpırdanmaya başlamıştı yatakta. San hızlıca kalktı ve yanına gitti.
"Wooyoungie iyi misin?" Demişti hızlıca aynı zamanda da korkutmamaya çalışarak. Wooyoung bir süre nerede olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde gözlerim kırpıştırmıştı.
"San, su verebilir misin?" Demişti sessizce. San hızlıca bir su şişesi alıp açmış ve vermişti. Bir yandan da Wooyoung'un yatakta doğrulamasına yardımcı olmuştu. Dikkatli olmaya çalışıyordu. Wooyoung suyu içerken düşünüyordu olanları. Daha öncesinde bu kadar ileri gitmeye çalışmamıştı. Acaba kim bulmuştu onu. Gerçeklikle hayali ayırt edemiyordu.
"Wooyoung, istersen azıcık daha dinlen serumunun bitmesine de var zaten." Demişti San, yatakta gözlerini sabitlemiş olan Wooyoung için endişelenerek. Wooyoung yavaşça başını sallamıştı.
"Şey, San elini tutabilir miyim?" Demişti Wooyoung. Korkuyordu belliydi. San ise hiçbir şey demeden Wooyoung'un elini tutmuştu hızlıca.
"Uyuyabilirsin Wooyoung, ben buradayım kimse sana bir şey yapamaz." Demişti San. Wooyoung'un elini sıkıca tutuyordu bir yandan da elinin üstünü okşuyordu.
Bir süre yatakta gözü kapalı yatan çocuğu izledi. Kim kıyabilmişti ki bu güzelliğe. Yine sinirlendiğini hissediyordu. Farkında olmadan elini sıkmıştı.
"San-ah, ne oldu?" Demişti Wooyoung gözleri kapalı bir şekilde.
"Ah, şey" elini ensesine atmıştı San, nasıl açıklayacaktı ki? "Aklıma bir şey geldi de." Demişti, çocuğa sana bu yapılanları yedirtmiyorum ama sana bunu yapanı da bir güzelce elimden geçirmek istiyorum, diyemezdi herhalde. "Ah anladım." Demişti Wooyoung.
Bir süre sonra her ikisi de sessizleşmiş ve odada minik nefes alış veriş sesleri duyulmaya başlamıştı. San küçüğün uyuduğunu anlayınca yine kendi düşünceleriyle baş başa kalmıştı.
"Hyung, açsan sen de bir şeyler al." Dedi içeriye giren Jongho. San kısaca hayır manasında elini sallamıştı. İçeri girenler grubun geri kalanıydı. San ses yapmamaları için uyarmıştı onları.
Odada şu an sadece Wooyoung'un nefes alışı duyuluyordu.
"San uyandı mı daha önce?" Demişti Yeosang fısıldayarak. San ise evet manasında kafasını sallamıştı.
"San hayırlı olsun el tutmalar falan." Demişti Mingi de. San sadece bir bakış atmış ve Mingi eliyle ağzına bir fermuar çekip geriye yaslanmıştı.
"San-ah biz kapıda hemşireye haber verelim serumu çıkartsınlar bitmiş zaten. Sen bekle Wooyoung ile birlikte çıkarsınız." Demişti Hongjoong. San kafa sallamıştı.
Bir süre sonra hemşire gelmişti:
"Sevgilinizin durumu iyi, sadece serumu çıkarttıktan sonra ağrı yapabilir onun dışında bir sorun yok. Eve gidince de dinlensin bir süre." Demişti hemşire.
San sevgilisi değilim demek istememişti. Sadece kafa sallamıştı bu duruma. Hemşire bir süre sonra çıkmıştı.
"Wooyoung-ah, Wooyoung, Wooyoungie Woo, Youngie hadi uyan bak eve gidelim." Demişti San yataktaki çocuğu uyandırmak için.
"Iııhh beş dakika daha." Demişti yataktaki.
"Beş dakika çok fazla bak giderim ben." Demiş ve elini çekmeye başlamıştı San. Wooyoung ise bunun üzerine San'ın eline daha da yapışmıştı. Zorla gözlerini açıp.
"Uf tamam kalktım ben." Demişti. San'ın da yardımıyla kalkmayı başarmıştı. Sadece dengesini sağlamakta zorlanıyordu. Buna da çözüm olarak San, Wooyoung'un kolunun altına girmişti ve bir nevi taşıyordu onu. İkisi de odadan çıkınca altı kişilik bir kalabalık beklemediği için şaşırmıştı.
Jongho hızlıca gelmiş ve Wooyoung'un diğer kolunun altına gelip yürümesine destek olmuştu.
"Woo-ah geçmiş olsun. Eve gidelim. Orda olanları konuşuruz sen istersen eğer." Demişti Yeosang.
"Im şey, ben eve giderim kendim." Demişti Wooyoung.
"Yah, Jung Wooyoung! Sence seni oraya yem eder miyim? Bizim eve gidiyoruz." Demişti Yeosang. Wooyoung ise mecbur olarak kafasını sallamıştı.
Bir süre sonra Wooyoung, San, Mingi ve Yunho bir arabada; Seonghwa, ve Hongjoong bir arabada; Yeosang ve Jongho da motorla Yeosang'ın evine doğru yola koyulmuşlardı.
Mingi'nin arabasında arka koltukta San ve Wooyoung vardı. Wooyoung kafasını hala daha dik tutamadığı için San'a yaslanmıştı.
"San-ah size çok teşekkür ederim. Siz olmasanız ne olurdu bilmiyorum." Demişti Wooyoung, San'ın boynundayken. San ise fazla bir şey dememiş sadece elini Wooyoung'un bacağına koyup 'ben buradayım' demek smacıyla sıkmıştı.
"Düşünme artık bunları. Bak geldik biz. Bundan sonra da böyle bir olay olursa ki asla izin vermem ama olurda böyle bir olay bir daha yaşanırsa ben hep orada olacağım." Demişti San.
Wooyoung hızlıca San'ın yanağına öpücük bırakmış ve kafasını San'ın boynuna sallamıştı.
San şaşırsa da bir şey diyememişti.
"Mingi-yah baksana ne güzel duruyorlar." Demişti Yunho da arkadaki ikiliyi görünce. Mingi de arkaya bakmıştı.
"Evet, keşke ikisi de sevgili olsa da birbirlerinin yaralarını sarsalar." Demişti Mingi. Yunho da elini vitesteki sevgilisinin elinin üzerine atmıştı.
Arkadaki ikili ise bu konuşmalardan habersiz uzun bir süre sonra günlerinin en iyi uykusunu almışlardı.
________________________________
Wooyoung San'a hızlı güveniyor gibi gözükebilir ancak unutmayın San'ı çok önceden beri tanıyor.
Yorumlarınızı da eksik etmezseniz çok mutlu olurum 🫢 okuması eğlenceli 🤩
Herhangi bir şey olursa yazabilirsiniz burdayımmm💗🌸💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The letter
Fanfiction"San-ah size çok teşekkür ederim. Siz olmasanız ne olurdu bilmiyorum." Demişti Wooyoung, San'ın boynundayken. San ise fazla bir şey dememiş sadece elini Wooyoung'un bacağına koyup 'ben buradayım' demek smacıyla sıkmıştı. "Düşünme artık bunları. Bak...