bizimkilerle bahçede otururken bugün altayla hiç denk gelmemiştik. daha doğrusu ben kaçıyordum ondan, gerçekten öperse diye beni okulun ortasında. yapardı çünlü biliyordum. birde gözüm vardı, dün babam çok sinirlendiği için bir iki fiske atmıştı bana ve bunu altayın görmesini istemiyordum.
bizimkilere dün olanları anlatmıştım ve olanlar hakkında yorum yapıyorlardı. gözümü kapıya çarptığımı söyleyerek kapatmıştım o konuyu. icardi "vallahi ben olsam affetmezdim. altay iyi dayanmış." dedi gülerek
"çüş amınakoduğumun pezevengi, keremde de mi gözüm var lan. zaten ben görmüştüm bir iki kere, kerem eğildiğin de götüne bakıyordun ırz düşmanı şerefsiz." dedi nelsson icardinin kafasına yavaşça vurarak
"saçmalama lan, kerem kardeşim benim. hem bir kere wandam var benim amk." dedi icardi
"sen de ne gerizekalı herifsin, yenge falan diyoruz da kız seni aldattı lan iki kere." dedi mertens konuşmaya dahil olarak
"harbiden lan, salak seni." dedi zaniolo da mertense hak vererek
"sizene lan piç herifler." dedi icardi sinirle
"abi onu bunu bırakın da, geçen maçta siz neden mert hakanla kavga ettiniz amk." dedi abdülkerim
"he valla, kimse anlamadı durduk yere kavga çıktı." dedi torreira da abdülkerime katılırken
icardi duruşunu düzelterek yutkundu ve "önemsiz bir şey ya, bir anda saldırdı bana kuduruk gibi. yenildikleri için heralde anlamadım ben de." dedi ensesini okşarken
neden durduk yere gerilmişti anlayamamıştım. "olum adamla maç boyunca kavga ettiniz lan, iki kere faul yaptı sana. neden sadece sana odaklıydı?" dedim bende üstüne giderek. bir şeyler saklıyordu bu pezevenk bizden
"abi ne bileyim ben neden bana bulaştı. sinirlendiği içindir işte." dedi açıklayarak
kimse buna inanmadığın da "ne bakıyorsunuz lan öyle mal mal?" dedi herkese karşılık
"ne saklıyorsun lan bizden?" dedi sergio
"ne saklicam olum sizden? saçma saçma konuşmayın." dedi gerilerek
bahçeden gelen seslere baktığımız da altayların grubunu gördüm. icardi de aralarında ki mert hakanı gördüğün de yerinde kıpırdaşarak "al işte amk iti an çomağı hazırla." dedi kendi kendine
benim gözlerim altaydayken onun da gözleri benim gözlerimi kilitlenmişti. bana gülümsediğin de bende ona gülümsedim. kafasıyla okulun arka tarafını gösterdi. yerimden kalktım ve kimseye bir şey demeden okulun arkasına yöneldim.
geldikten bir kaç dakika sonra altay göründüğün de hızla yanıma gelip bana sarıldı. ellerim beline dolanırken "maşallah boya bak." diye söylendim
"memnun değil misin?" dedi o da kafasını eğerek
"hayır azıcık kısa olsaydın ne olurdu? çocuğun gibi duruyorum yanında amk." dedim isyan ederek
"çocuğumsun zaten." dedi ve güldükten sonra "ideal ilişki budur aşkım." dedi
"hayırdır ya noluyoruz? ne bu samimiyet paşam? aşkımlar falan havada uçuşuyor." dedim ellerimi belinden çekerek
"başka şeylerde uçuşuyor da neyse." dedi gülerek
altay yüzüme baktığın da elini gözüme götürdü ve yavaşça dokundu "ne oldu gözüne?" diye sordu endişeli sesiyle
"bir şey yok ya, salak olduğum için kapıya çarptım." dedim gülümseyerek
"ne kapısı kerem?" dedi sinirli sesiyle
"ne sinirleniyorsun be? kapıya vurdum işte." dedim omuz silkerek
pek inanmasa da "öyle olsun bakalım, çıkar kokusu zaten." dedi ama hala sinirliydi
sinirinin geçmesi için sarıldım ve kafamı göğsüne koydum. kafamı kaldırmamı sağlayarak "kerem hakkını kullansana ya, öpmek istiyorum artık seni." dedi isyankar ses tonuyla
"öpebilirsin, tutan mı var?" dedim ben de kaşlarımı kaldırarak
"valla mı lan?" dedi ve cevabımı beklemeden yüzüme yakınlaştı.
dudağıma yöneldiğin de kafamı çevirerek dudaklarının yanağıma değmesini sağladım. yanağımı öpüp geri çekildiğin de "hain." dedi bozulmuş sesiyle
kıs kıs güldüğüm de parmağımla eğilmesini işaret ettim. kaşlarını çatarak eğildiğin de beklemeden dudağına yapıştım. okulun arka tarafında olduğumuz için kimse göremezdi zaten. birisi gelse bile sesini duyardık
ellerimi kafasının arkasına koyarak saçlarını okşarken hala öpüşmeye devam ediyorduk. dudağımı ısırarak ağzımın açılmasını sağladı ve dilini içeri gönderdi. sanki yıllarca bu anı beklemiş gibi öpüşüyorduk. alt tarafımda hareketlenme olmaya başlamıştı bile çoktan. alev alev yanıyordum anasını satayım şuan
altay o kadar hızlı davranıyordu ki yetişemiyordum. nefessiz kaldığımız da ayrıldık ve alnımı alnına yasladım. nefeslenirken "yavaş biraz." dedim ensesinde ki saçlarla oynarken
"bu anı ne kadar beklediğimi tahmin bile edemezsin." dedi ve tekrardan dudağıma yapıştı.
yapıştı diyordum çünkü gerçekten yapışmıştı amk. sert ve hızlı davranıyordu, dudaklarımın kıp kırmızı olduğunu hissediyordum resmen
zorla birbirimizden ayrıldığımız da "yeter bu kadar aşkım, bizimkilerin yanına gidicem." dedim ellerim hala ensesindeydi
onun da elleri belimi kavramışken "napıyım dayanamıyorum." dedi masum ses tonuyla
dudağına bir öpücük kondurduğum da zil sesi duyuldu. "okul çıkışı buluşalım." dedi altay
kafamı sallayarak "tamam canım." dedim
ilk önce ben ardından biraz bekleyerek altay arkadaşlarının yanına gitmişti. bizim dersimiz boş olduğu için bizimkiler bahçede oturmaya devam ediyordu.
yanlarına gülümseyerek gittiğim de "yüzü gülüyor pezevengin" dedi barış
"öpüştük." dedim yüzümde ki tebessümle
hepsi omzuma vururken beni tebrik etmişlerdi. bu ne barzoluk ya? öpüştüm diye yaptıkları şeylere bak amk
"sonunda amk ben rahatladım." dedi zaniolo
"harbiden la, siz öpüşmeden ölmek istemiyordum." dedi lucas
"abartmayın lan, ayrıca altayın yanında falan ima yaparsanız gebertirim sizi haberiniz olsun." dedim uyarıcı ses tonumla
hepsi piç gülüşlerini atarken sözümü dinlemeyeceklerini biliyordum. yine de uyarmak istemiştim.
aklıma tekrardan öpüştüğümüz aklıma geldiğin de gülümsedim. çok aşıktım ben bu çocuğa ya. ömrümü ömrüne katardım, canımı verirdim. o kadar aşıktım.
Geldım askımlar sımdı de gıdıom by

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi - KeremxAltay
Fanfictionbirbirleriyle tamamen zıt karakterler aşık olursa..