24

881 65 29
                                    

sabah uyandığım da altayın çıplak göğsünde yatıyordum. altay beni sıkıca sarmışken benim de ellerim beline sarılmıştı. gözlerimi kırparak ışığa alıştırdığım da yerimde kıpırdadım.

şiddetli bir öksürük krizine girdiğim de yerimden doğruldum. benim doğrulmamla altay da doğrularak sırtıma vurmuştu.

öksürüğüm durduğun da altay uykulu sesiyle "aşkım iyi misin?" dedi

gözlerimden yaş gelmişti öksürmekten. gözlerimi silerken "uyandırdım seni de." dedim boğazımı temizleyerek

"aşkım sen hasta mı oldun?" dedi elini alnıma koyarken.

elini alnıma koyduğun da "ateşin de yok." dedi

"bilmiyorum ya, kendimi halsiz hissediyorum bir kaç gündür." dedim

"kalk doktora gidelim." dedi altay endişeyle

"ya aşkım saçmalama ne doktoru? basit bir griptir." dedim bende altaya bakarak

altay "içimde kalır aşkım. bir gidelim görün işte." dedi ısrar ederek

"ya sevgilim gerek yok gerçekten." dedim yanağına öpücük kondururken.

"daha kötüye gidersen gideceğiz ama." dedi kaşlarını kaldırarak

onu kafamı sallayarak onayladığım da "kahvaltı  hazırlayayım sana." dedi dudağıma öpücük kondururken

"beraber hazırlayalım aşkım." dedim ben de altayla beraber kalkarken.

aşşağıya indiğimiz de basit bir kahvaltı hazırlamıştık. çayları koyarak oturduk ve yemeye başladık.

bir kaç tane peynir attım ağzıma. çayımdan da bir yudum aldığım da arkama yaslandım. hiç iştahım yoktu bir kaç gündür olduğu gibi.

yemeyi kestiğim de altay çatık kaşlarıyla "aşkım yesene?" dedi

"yok ya iştahım yok." dedim bende suratımı buruşturarak

"ama aşkım açsın. dünden beri bir şey yemedin. zorla kendini birazcık ye." dedi ısrar ederek

derin bir nefes aldığım da altayı kırmamak için kendimi zorladım. ağzıma bir kaç parça bir şeyler daha attığım da midem bulandı. derin bir nefes alarak geçmesini bekledim. kusacağımı hissettiğim de elimi ağzıma götürerek yakında ki tuvalete koştum.

tuvalete gelmemle birlikte yere oturarak midemi boşalttım. altay arkamdan gelirken elimle dur yaptım. görmesini istemiyordum.

altay beni umursamayarak yanıma geldi ve saçlarımı geriye doğru tarayarak "kerem iyi misin?" dedi telaşlı sesiyle

kusmam bittiğin de ayağa kalktım ve sifonu çekerek elimi yüzümü yıkadım. altay eline havlu alıp yüzümü kuruladığın da "kerem sen iyi değilsin, doktora gidelim hadi." dedi endişeli ses tonuyla

"aşkım gerçekten gerek yok, zorladım kendimi yemek için." dedim açıklama yaparak.

"ben ne salağım ya? niye zorluyorum amk seni." dedi kendine kızarak.

ona güldüğüm de kolunu tuttum ve mutfağa ilerlettim. masaya otururken "hadi ye." dedim. ben yememiştim ama altay da yiyememişti.

"ne yemesi aşkım ya? iştah mı kaldı?" dedi bana bakarak

"ya hayatım yer misin lütfen? aç kalmanı istemiyorum." dedim dudağımı büzerek

"sen açsın ama?" dedi kaşlarını kaldırarak

"aç falan değilim ben, tokum gayet." dedim hadi dercesine gözlerimi oynatırken

altay derin bir nefes verdiğin de masadan kalktı ve elimden tutarak beni de kaldırdı. "yok yemeyeceğim aşkım." dedi ilerletirken beni.

salona geldiğimiz de koltuğa oturduk yan yana. her zaman ki gibi kolunu omzuma atarak beni kendine çekti.

"keremim bir doktora gitseydik? şimdi sen gidince benim aklım sende kalıcak." dedi üstten bana bakarak

"gerek yok aşkım aklının bende kalmasına. hem merak edeceksen ben yazarım her saat başı sana." dedim gülerek

o da güldüğün de "yazacaksın bak." dedi işaret parmağını kaldırarak

kafamı salladığım da "gidiyim de babamlar laf etmesin." dedim

ayağa kalktığım da altay da kalkmıştı. beraber evden çıkarken altayın arabasına bindik. buraya beraber geldiğimiz için arabam yoktu o yüzden altay bırakıyordu beni.

kısa bir yolculuktan sonra altay evin önünde durdu. yavaştan midem bulanmaya başlarken altaya hızlıca sarılarak indim arabadan. eve girmeden gitmeyeceğini bildiğim için hızla yürüdüm.

kapının önüne geldiğim de motorun sesini duydum. kenara eğilerek tekrardan midemi boşalttığım da cebimde ki peçeteyle ağzımı sildim.

derin nefesler alarak eve çıktım. direkt olarak odama geçtiğim de yatağıma yattım. üzerimde halsizlik vardı ve durmadan öksürüyordum.

bir kaç saat telefonumla takıldığım da şiddetli bir öksürük tuttu. öksürdüğüm de ağzıma bir şey geldi. banyoya giderek lavaboya tükürdüm. ağzımdan çıkan kanla gözlerimi büyülttüm. noluyordu amk?

ağzımı çalkaladığım da yatağıma geçtim. gözlerimi kapatırken içimden dua ediyordum düşündüğüm şeyin olmaması için.

geçmişte annem kanser hastasıydı, yani bu demek oluyordu ki denizde de bende de kanser olasılığı vardı. kanserin belirtilerini bildiğim için şüphelenmiştim.

küçük bir ihtimal olsa bile ben sağlama almak istiyordum. hızlıca bir duş aldım ve üstümü değiştirerek aşşağıya indim. arada bir öksürüyordum ve bu beni çok rahatsız ediyordu.

arabamla en yakın hastaneye gittiğim de arabadan indim. doktora göründüğüm de durumu anlattım. zaten özel hastane olduğu için bir kaç teste girdim hemen.

sarı saçlı ve güzel yüzlü olan kadın doktor "kerem bey test sonuçları 2 güne çıkar. biz sizi ararız sonuçlar için." dedi güler yüzüyle

"tamamdır teşekkürler." dedim ben de gülerek.

arabaya bindiğim de içim de büyük bir sıkıntı oluşmuştu. eğer bu testin sonuçları pozitif çıkarsa babam ve annem yıkılırdı. aynı zaman da altayın da nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordum.



bayadır yazamıyordum bu kitaba bölüm. nasıl ilerleteceğim hakkında fikrim yoktu ama buldum vallahi ahshshhsshs

hala diğer kitabım mertxicardi ye bakmayanlar varsa koşsunlarrr
orda da apayrı bir mevzu var.

İstanbul Beyefendisi - KeremxAltayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin