okuldan çıktığımız da altayla beraber hastaneye gidiyorduk tedavim için. altay dediğini yaparak götürüyordu beni hastaneye.
hastaneye geldiğimiz de her zaman ki şeyleri yaptım. yaklaşık bir buçuk saatim sonunda bittiğinde yorgun bir şekilde altayın yanına döndüm.
koltukta oturmuş beni bekliyordu. beni görmesiyle ayağa kalkarak ağrılığımı ona vermemi sağladı. kolu belime dolanırken sıkıca tutuyordu.
"şaçlarımı keseceğim." dedim üzgün sesimle. saçlarım dökülmeye başlamıştı, doktorum da kesmemin daha iyi olacağını söylemişti zaten
"keseriz aşkım." dedi altay moralini bozmayarak
ben bu süreçte ne kadar negatifsem altay bir o kadar pozitifti. ne olursa olsun moralimizi bozmuyordu.
"ama istemiyorum?" dedim nazlı sesimle
arabaya geldiğimiz de altay yanaklarımı okşayarak "oy canını yediğim." dedi ve binmem için kapıyı açtı.
arabaya bindiğim de kendisi de şöför koltuğuna geçmişti. "bize gidiyoruz." dedi haber verircesine
onu cevapsız bıraktığım da kafamı arkama yaslayarak gözlerimi kapattım. bu aralar çok yorgundum. kanser değil de tedavisi yoruyordu sanki beni.
kısa bir süre sonra kapının önünde durduğumuz da arabadan indik. yorgun olduğum için altayla tedavilerim ve okul dışında çok görüşemiyorduk.
içeri girdiğimiz de salona ilerledik direkt olarak. koltuğa ilerlediğim de oturmak yerine yattım koltuğa. altaya negatifliğimi geçirmek istemiyordum ama yorgun olduğum bir gerçekti. belki de psikolojikti ama enerjim yok gibiydi.
altay kafamı dizlerine alarak oturdu. aşşağıdan ona bakarken elimi kaldırıp sakallarını okşadım. "özür dilerim altay." dedim dudaklarımı büzerek
"ne alaka aşkım?" dedi altay çatık kaşlarıyla
"hiç bir şey yapamıyoruz benim yüzümden. anca yatıyorum, seni de sıkıyorum." dedim
"senle olduğum sürece nerde ne yaptığım önemli değil. gözlerine baksam, kokunu duysam yeter bana kerem." dedi derin derin bakarken.
gözlerim dolduğun da duygulandım. ben haketmiyordum amk altayı. çok başka bakıyordu bana. bakışlarına her defasında aşık oluyordum.
altay eliyle saçlarımı okşarken "hayatım noldu?" dedi endişeli sesiyle.
"sen saçlarımı böyle güzel okşarsan ben nasıl keseceğim ki bu saçları altay?" dedim üzgün sesimle
altay elini saçlarımdan çektiğin de beni koltukta doğrulttu. bağdaş kurarak altaya dönük bir şekilde oturdum. altay ellerini yanaklarıma koyduğun da "kerem negatif düşüncelerini at lütfen kafandan. yan yanayız, beraberiz. istersek yatarız istersek kalkarız. sen ne istersen onu yaparız. saçın varken de yaparız, saçın yokken de yaparız yeter ki sen iste. yeter ki yaşamak iste kerem." dedi altay yumuşacık sesiyle.
o kadar güzel konuşuyordu ki içim eriyordu. bu kadar mızmızlanmama rağmen hala olumlu konuşuyordu benimle. her hareketime katlanıyordu. çok seviyordum ulan!
"altay yaa." dedi dolan gözlerimi silerek
"keremim?" dedi o da efendim dercesine
"salak şapşik seni." dedim gülerek
"şu yüzünde ki gülümsemeyi gördüm ya, ölsem de gam yemem artık." dedi altay da gülerek
burnumu çektiğim de "keselim mi saçlarımı?" dedim üzgün sesimle. saçlarımı kesmek istemiyordum.
"keselim aşkım." dedi altay ve elimden tutarak kaldırdı beni. banyoya gittiğimiz de traş makinesini çıkarttı altay.
fişe taktığın da direkt olarak kesmeye başladı. gözlerim kapanırken dolmuştu. altaya belli etmemek için açmıyordum gözlerimi. gözümden bir damla yaş döküldüğün de gerisi de gelmişti.
bir süre sonra makinenin sesi uzaklaştı. bitmişti sanırım. makine sesinin durmasını beklerken hala açmıyordum gözlerimi.
altay makineyi kapatmadığın da gözlerimi açtım. aynadan kendime ve arkamda ki altaya baktım.
gözlerim şokla açılırken ciddi bir şekilde kendi saçlarını kesen altayı gördüm. arkamı dönerek altaya baktığım da o da gülerek bana bakıyordu.
"altay napıyorsun?!" dedim bağırarak
"çok güzel oldun, özendim." dedi omuz silkerek.
gözlerimden hala yaşlar akıyordu. altayın böyle güzel sevmesine dayanamıyordum. canımı verebilsem canımı verirdim bu çocuğa.
kısa bir süre sonra altayın işi bittiğin de makineyi kapattı. makinenin sesi durduğun da ortamda büyük bir sessizlik oluştu. sadece benim ağlama sesim duyuluyordu.
altay gülümseyerek bana yaklaştı ve dudağımdan öptü. öpüşüne karşılık verdiğim de elini enseme attı. ensemi okşarken geri çekildi.
"altay neden yaptın ki?" dedim omuz silkerek
"kıskandın mı sen beni acaba? süper fena yakışıklı olduğum için kıskandın sen beni anladım." dedi kafasını aşşağı yukarı sallayarak
ağlamama rağmen güldüm altayın bu hareketine. "sevgilim." dedim beline sarılarak
altay da sıkıca bana sarıldığın da "bitanem." dedi kafasını boynuma gömerek
aşşağı inerek koltuğa oturduk. ben altaya dönük bir şekilde oturuyordum. ellerim saçlarıma gittiğin de olmayan saçlarımı elledim.
"aşkım haftaya bizimkilerle plan yaptık. takımca pikniğe gideceğiz." dedi altay
"tamam aşkım gideriz." dedim ben de gülümseyerek.
altaya yaslandığım da televizyonu açarak film açtık. film izlemeye başladığımız da yavaşça kaydım aşşağıya doğru. altayın kucağına yattığım da gözlerim kapandı ve uykuya daldım.
bu kitaba fazla bölüm atamıyorum yaa.
aşkın olayımda daha çok fikrim olduğu için o kitapta daha aktifim.aslında her zaman aktifim bebekler😁😁
MEDYAYA KOPTUM AMKBAGAGAG
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi - KeremxAltay
Fanficbirbirleriyle tamamen zıt karakterler aşık olursa..